22 Haziran 2013 Cumartesi

Abbasağa Parkı Forum Notları (20 Haziran)


Forumlarda sıklıkla dile getirilen soruların başında Gezi Direnişi'nin bundan sonra nasıl örgütleneceği. Yaklaşan seçimler, partileşip partileşmeme soruların başında. Ama bir yandan da 20 Haziran akşamı Abbasğa Parkı'nda mütevazı ve kararlı bir bilincin işaretlerini de görmek mümkündü. Söz alan bir kişi, direnişin gücünü ve yapabileceklerini yadsımadan,  “Ama önce aramızdan muhtar çıksın!” dedi. Aynı sıralarda Yeniköy'deki foruma Yeniköy muhtarının da provokasyonunun etkisiyle saldırıldığı haberi gelince, bu mütevazı önerinin ne kadar önemli olduğu görülüyor. Ama yine de sadece muhtarların değil, liderlerin çıkarılmasını isteyenler de yok değildi. Liderlik ihtiyacı forumlarda tartışılmaya devam edecek gibi.

Bir başka vatandaş söz aldı. 45 yaşında olduğunu, Hrtant Dink'in cenazesi dışında, sadece Gezi Direnişi için sokaklara çıktığını, ve etrafındakilerin “Çocuğun var, evde kal” uyarılarına “Çocuğum olduğu için çıkıyorum” cevabı verdiğini söylüyor. Ekliyor: “Heyecan kadar, sabra da ihtiyacımız var. 4 hafta öncesine kadar TV'da Survivor izliyorduk.” Bu konuşma da direnişin ne kadar uzun soluklu tahayyül edilmeye başlandığının bir göstergesi. Kendisini obez olarak tanımlayan, direniş sonrası birkaç gün yataktan kalkamayan, bir başkası herkesi kendilerini fiziken ve ruhen direnişe hazırlamaya çağırıyor. Sabırlı olmak, hazırlıklı olmak, aceleci olmamak, bunlar öne çıkan taleplerdi. 

Bir noktada soru ister istemez partilere, seçimlere, milletvekillerine geldi. Seçim barajının düşürülmesine, partiiçi demokrasilerin yetersizliğinden dolayı milletvekili adaylarının seçilmeyip, parti liderlerince dayatıldığına vurgu yapıldı. Sonra bir başkası söz alıyor ve  Gezi Ruhu diye anılan, direnişin yarattığı ortaklık halinin 3 değerini saydı: MizahPaylaşım, Saygı. Bu değerlerle mücadeleye sokakta devam edilmesi gerektiği, devrimin milletvekiliyle olamayacağını ekledi. Bunu desteklercesine bir başkası “Partileşmeyelim, halk olarak kalalım.” dedi. Buna ek olabilecek bir öneri bu strateji üzrindne seçimleri düşünen birisinden geldi: “Bize partiler gelsin, biz adaylarımızı partilere dayatalım. Tıpkı cemaatlerin yaptığı gibi. Gerekirse başka bölgelerde başka partilerden olsun adaylarımız.”  Konu seçimler olunca seçimlerde sandık gözetmenliği yapanlar tanık oldukları ve dinledikleri 'oy yolsuzlukları'nı anlattı. Sandıkları korumaya almaya davet edildi.
Bir başkası da partileşmekle uğraşmayalım, ekonominin tekerine çomak soktuğumuz sürece, ekonomi bir noktada krize girecek ve hükümet gidecek diye ekledi. Borsanın son 3 haftadaki düşüşünü örnek gösterdi.

Birisi partilerden önce, sivil anayasa yazımına odaklanılması gerektiğini, buna dair bir komite oluşturulması gerektiğini söyledi. “Bu anayasa çerçeve anayasa olsun, kısa, anlaşılır olsun, çocuklarımıza ezberletelim. Bir sürü abuk, subuk şey ezberliyorlar, önce haklarını ezberleyebilecekleri bir anayasamız olsun” dedi.

Konuşanlar arasında direnişe başında destek veremedikleri için eziklik hissettiğini söyleyen birisi vardı. “İş ve diğer sebeplerden dolayı destek veremedim, bundan sonra yanınızdayım.” dedi. Böyle hisseden bir sürü insan olabileceğini var sayarsak, park forumları direnişin geri çekilmesine sebep olmak bir yana, aksine büyümesine vesile olacak gibi.

Bir başkası Kürtler'den özür diledi. Gezi Direnişi'nin önyargılarını yıktığını söyledi. Bir başkası da “Kürtler, eşcinseller birlikte yürüdük, direndik” vurgusunun artık gereksizleştiğini, tabi birlikte olacağımızı, ayrı insanlar varmış gibi ifade etmenin bir anlamı olmadığı söylendi.

Yatsı ezanında susup susmamak tartışıldı. 18 Haziran akşamı akşam Adam Curtis'in Century of the Self' adlı (http://vimeo.com/61857758) belgeseli bilinçlenmek için tavsiye edilitken, 20 Haziran akşamı Truman Show'a referans verildi. 

Forumların nasıl yürütüleceğine ve nasıl karar verileceğine dair Yunanistan, NY yöntemlerine bakılmasının faydalı olacağı söylendi.

Birisi Cihangir'deki forumdan geldiğini, Cihangir'deki mücadele ruhunun buraya göre sönük olduğunu söyledi. Mücadele ruhunun düşmemesi için, sokaklardan çekilinmemesini istedi.

Bir tıp öğrencisi söz aldı: “20'li yaşlar ömrünün yarısını AKP'yle geçirdi. AKP bize gelecek vaat etmiyordu.  Bunun öfkesini kustuk. AKP'nin değil halkın doktorları olmaya devam edeceğiz.

Bir başkası gözünü kaybedenlerin uğradığı şiddeti hatırlatmak için, sokaklara göz yarabandı ile çıkılmasını önerdi.

Sonra sözü Trabzon'daki fındık bahçeleri apartman olunca Beyaz Türk olduğunu söyleyen birisi aldı. “Annemler Kazlıçeşme'ye gitti, ama artık ben de sizin yanınızdayım, korkmayın kazanacağız!” dedi.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder