Forumlarda sıklıkla dile getirilen soruların
başında Gezi Direnişi'nin bundan sonra nasıl örgütleneceği. Yaklaşan seçimler,
partileşip partileşmeme soruların başında. Ama bir yandan da 20 Haziran akşamı
Abbasğa Parkı'nda mütevazı ve kararlı bir bilincin işaretlerini de görmek
mümkündü. Söz alan bir kişi, direnişin gücünü ve yapabileceklerini
yadsımadan, “Ama önce aramızdan
muhtar çıksın!” dedi. Aynı sıralarda Yeniköy'deki foruma Yeniköy muhtarının
da provokasyonunun etkisiyle saldırıldığı haberi gelince, bu mütevazı önerinin
ne kadar önemli olduğu görülüyor. Ama yine de sadece muhtarların değil,
liderlerin çıkarılmasını isteyenler de yok değildi. Liderlik ihtiyacı
forumlarda tartışılmaya devam edecek gibi.
Bir başka vatandaş söz aldı. 45 yaşında
olduğunu, Hrtant Dink'in cenazesi dışında, sadece Gezi Direnişi için sokaklara
çıktığını, ve etrafındakilerin “Çocuğun var, evde kal” uyarılarına “Çocuğum
olduğu için çıkıyorum” cevabı verdiğini söylüyor. Ekliyor: “Heyecan
kadar, sabra da ihtiyacımız var. 4 hafta öncesine kadar TV'da Survivor
izliyorduk.” Bu konuşma da direnişin ne kadar uzun soluklu tahayyül
edilmeye başlandığının bir göstergesi. Kendisini obez olarak tanımlayan,
direniş sonrası birkaç gün yataktan kalkamayan, bir başkası herkesi kendilerini
fiziken ve ruhen direnişe hazırlamaya çağırıyor. Sabırlı olmak, hazırlıklı
olmak, aceleci olmamak, bunlar öne çıkan taleplerdi.
Bir noktada soru ister istemez partilere,
seçimlere, milletvekillerine geldi. Seçim barajının düşürülmesine, partiiçi
demokrasilerin yetersizliğinden dolayı milletvekili adaylarının seçilmeyip,
parti liderlerince dayatıldığına vurgu yapıldı. Sonra bir başkası söz alıyor
ve Gezi Ruhu diye anılan, direnişin
yarattığı ortaklık halinin 3 değerini saydı: Mizah, Paylaşım, Saygı.
Bu değerlerle mücadeleye sokakta devam edilmesi gerektiği, devrimin
milletvekiliyle olamayacağını ekledi. Bunu desteklercesine bir başkası “Partileşmeyelim,
halk olarak kalalım.” dedi. Buna ek olabilecek bir öneri bu strateji
üzrindne seçimleri düşünen birisinden geldi: “Bize partiler gelsin, biz
adaylarımızı partilere dayatalım. Tıpkı cemaatlerin yaptığı gibi. Gerekirse
başka bölgelerde başka partilerden olsun adaylarımız.” Konu seçimler olunca seçimlerde sandık
gözetmenliği yapanlar tanık oldukları ve dinledikleri 'oy yolsuzlukları'nı
anlattı. Sandıkları korumaya almaya davet edildi.
Bir başkası da partileşmekle uğraşmayalım,
ekonominin tekerine çomak soktuğumuz sürece, ekonomi bir noktada krize girecek
ve hükümet gidecek diye ekledi. Borsanın son 3 haftadaki düşüşünü örnek
gösterdi.
Birisi partilerden önce, sivil anayasa
yazımına odaklanılması gerektiğini, buna dair bir komite oluşturulması
gerektiğini söyledi. “Bu anayasa çerçeve anayasa olsun, kısa, anlaşılır
olsun, çocuklarımıza ezberletelim. Bir sürü abuk, subuk şey ezberliyorlar, önce
haklarını ezberleyebilecekleri bir anayasamız olsun” dedi.
Konuşanlar arasında direnişe başında destek
veremedikleri için eziklik hissettiğini söyleyen birisi vardı. “İş ve diğer
sebeplerden dolayı destek veremedim, bundan sonra yanınızdayım.” dedi.
Böyle hisseden bir sürü insan olabileceğini var sayarsak, park forumları
direnişin geri çekilmesine sebep olmak bir yana, aksine büyümesine vesile
olacak gibi.
Bir başkası Kürtler'den özür diledi. Gezi
Direnişi'nin önyargılarını yıktığını söyledi. Bir başkası da “Kürtler,
eşcinseller birlikte yürüdük, direndik” vurgusunun artık gereksizleştiğini,
tabi birlikte olacağımızı, ayrı insanlar varmış gibi ifade etmenin bir anlamı
olmadığı söylendi.
Yatsı ezanında susup susmamak tartışıldı. 18
Haziran akşamı akşam Adam Curtis'in Century of the Self' adlı
(http://vimeo.com/61857758) belgeseli bilinçlenmek için tavsiye edilitken, 20
Haziran akşamı Truman Show'a referans verildi.
Forumların nasıl yürütüleceğine ve nasıl karar
verileceğine dair Yunanistan, NY yöntemlerine bakılmasının faydalı olacağı
söylendi.
Birisi Cihangir'deki forumdan geldiğini,
Cihangir'deki mücadele ruhunun buraya göre sönük olduğunu söyledi. Mücadele
ruhunun düşmemesi için, sokaklardan çekilinmemesini istedi.
Bir tıp öğrencisi söz aldı: “20'li yaşlar
ömrünün yarısını AKP'yle geçirdi. AKP bize gelecek vaat etmiyordu. Bunun öfkesini kustuk. AKP'nin değil halkın
doktorları olmaya devam edeceğiz.”
Bir başkası gözünü kaybedenlerin uğradığı
şiddeti hatırlatmak için, sokaklara göz yarabandı ile çıkılmasını önerdi.
Sonra sözü Trabzon'daki fındık bahçeleri
apartman olunca Beyaz Türk olduğunu söyleyen birisi aldı. “Annemler
Kazlıçeşme'ye gitti, ama artık ben de sizin yanınızdayım, korkmayın
kazanacağız!” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder