2. Forum Notları
-Diğer yerel forumlarla, özellikle kampüslerin olduğu bölgelerdeki forumlarla, Mimarlar Odası gibi meslek örgütlerinin forumlarıyla ve diğer üniversite forumları ile ilişkilenmek ve bunun yolları üzerine tartışıldı. İlerleyen günlerde bir genel üniversite forumu çağrısı da yapılabilir.
- Üniversitedeki uzmanlık bilgisinin atölyelerle yerel forumlarla ilişkilenmesi önerildi (örneğin grafiker bir hocanın, yerel forumlarda görsel malzeme hazırlama atölyesi düzenlemesi gibi=Bunun için uzmanlık havuzları oluşturmalıyız). Hatta her birimiz farklı yerel forumlara katıldığımız için, üniversite meclislerinin fiilen bir ağ halini alabileceği belirtildi.
-Fındıklı Parkı’nı üniversite ile iç içe geçen bir kamusal alan olarak nasıl kullanabiliriz.
Rıhtımı da daha etkin kullanabileceğimiz ifade edildi.
Bomonti’yi işin içine nasıl yerleştirebileceğimiz meselesini düşünelim dedik.
Fındıklı işyeri yoğun bir alan olduğu için buralarla ilişkiye geçilmesi, işyerlerinden de katılım için toplantıların da öğle tatili saatlerinde gerçekleşmesi önerildi. Sonradan bu ilişkinin nasıl kurulabileceğine ilişkin öneriler içeren bir mail de geldi.
-Sendika’nın da hem Mimar Sinan hem diğer üniversiteler üzerine bilgisini aktarmasıyla üniversitenin sorunlarına odaklanalım dendi. Üniversitede, kurumsal siyaset yapma mekanizmaları dışında bir öz örgütlenme modeli yaratmak. Önümüzdeki günlerde üniversitelerin daha da hedef haline geleceği, bu nedenle de örgütlenmenin önemli olduğu belirtildi.
- Meclisin düzenli bazda mı toplanacağı, yoksa sorunsal odaklı olarak ve acil durumlarda, gerektiğinde mi toplanması gerektiği tartışıldı. Hem düzenli toplanılabileceği, acil durumlarda hızla örgütlenilebileceği, duruma göre toplantı aralığının revize edilebileceği söylendi. (‘Olayların belirlediği değil, olayları belirleyen bir meclis öngörebilmeliyiz’ dendi)
- Mecliste ele alınabilecek farklı sorunsallar ortaya atıldı: 3. Köprü meselesi – Galata Port – Haydarpaşa Garı meselesi= İstanbul, ilçe ve üniversite düzeylerinde, kentsel dönüşüm etrafında ortaya çıkan konular yani (Bizim üniversitede bilhassa bunları tartışmaya çok uygun bir altyapı var, Mimarlık-Şehir Bölge ve Sosyoloji Bölümleri ve buralarda kent vs. çalışan hocalarımız)
- Ayrıca yaklaşan YÖK yasası, süren asistan direnişi, özel güvenliklerin yerini polisin alacak olması gibi meselelerde de söz-eylem üretmeliyiz dendi.
-Herkes ne yapmak istiyorsa, onu, ilgilenenlerle birlikte, atölyeler şeklinde yapmalı; bu sınırlandırılmamalı fikri öne çıktı.
- Meclis doğrudan demokrasiye mi dayansın, temsilciler mi olsun dendi. Okulun küçük olması da göz önünde bulundurulduğunda doğrudan fikri ağır bastı.
= Dolayısıyla birkaç tartışmalı nokta öne çıktı (Ben anlaşılsın diye ikilikler şeklinde yazıyorum, yoksa öyle o kadar keskin ayırımlar gibi de tartışılmadı aslında): Daha esnek bir yapı mı/düzenli toplanan bir yapı mı? Mimar Sinan’ın ve Üniversitelerin sorunlarına daha çok odaklanan bir özörgütlenme mi / Parkı vs. kamusal alan olarak canlandıran bir yapı mı? / Genel ülke gündemine de odaklanan bir yapı mı? (Burada da ‘özellikle kent hakkı ile ilgili gündeme odaklanamalı’ gibi bir görüş ortaya atıldı)
Eylem Kararımız Malum zaten… Artı cumartesi eylem atölyesi kararlaştırılmıştı. Ama kimse gelmemiş –ben dahil.
Şimdi daha da somut önerileri yazayım:
- Olası eylemlerde hukuksal haklarımızı öğrenmek üzere bir iç eğitim gibi, avukatlar gelip anlatsınlar.
- Kentsel Dönüşüm Rehberi hazırlayalım
- Üniversite’den Fındıklı Parkı’na açılan kapının yeniden açık hale getirilmesi. Buradan sıradan insanların da okula girebilmesi ve rıhtımı kullanabilmesi.
- Mail grubunun referansla genişlemesi önerildi (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- ‘parklarbizim’de de forum kararlarının paylaşılması….Paylaşacağım.
- Mezunlar Grubu ile ilgili bir öneri geldi.
- Sokak çocukları ile ilgili bir atölye kuralım.
- Üniversite Emekçileri imzalı, ‘Polis Şiddetini Kınıyoruz’ pankartının iki kez indirilmesi nedeniyle bunun yeniden asılmasının ve orada kalmasının sağlanması. (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- Fındıklı Penguenleri ve Direnen Baykuşlar diye iki isim önerisi geldi. (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- Üniversitemizde cinsel tacizle ilgili çalışmayı tanıtalım-yaygınlaştıralım
- Kullanılmamış eşyalar, çerçi odası, ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım gibi dayanışma ağları örgütlemeli… (Fındıklı Park’ta da…)
Bir de (Biriktirerek gidebilelim diye) ilk forumda ortaya çıkıp, burada tekrarlanmayan önerileri ekleyeyim:
-Gezi ile ilgili Mimarlık Fakülteleri Dekanları Konseyi’nin harekete geçirilebileceği belirtildi.
-Bu anlamda Üniversite Çalışanları olarak bir bildiri, sendika olarak ayrı bir bildiri olmak üzere iki yazı kaleme alınmasına karar verildi.
-Bizim okuldan bazı hocaların da rant sağlayan projelerin altında imzaları olduğu hatırlatıldı.
-İdareden öğrenildiğine göre, önceki günlerde Mimar Sinan kapısını açmış. Bundan sonra oluşabilecek polis saldırılarında Mimar Sinan’ın kapısının açık olduğunu duyurmalıyız.
-Mimarlar Odası ve Şehir Bölge Planlamacıları Odası gibi meslek örgütlerinin Gezi Parkı için, eylemin öncesindeki ve sonrasındaki çabalarından bahsedildi. Bundan sonrasında da baskılarla karşılaşacaklarına, aralarından bazılarının hedef gösterileceğine, bu durumun takipçisi olmamız gerektiğine değinildi.
-Uzun vadede de önümüzdeki akademik yılda, Gezi Parkı’nı çok çeşitli yöntemlerle derslerimizde de gündeme taşımalıyız.
-Diğer yerel forumlarla, özellikle kampüslerin olduğu bölgelerdeki forumlarla, Mimarlar Odası gibi meslek örgütlerinin forumlarıyla ve diğer üniversite forumları ile ilişkilenmek ve bunun yolları üzerine tartışıldı. İlerleyen günlerde bir genel üniversite forumu çağrısı da yapılabilir.
- Üniversitedeki uzmanlık bilgisinin atölyelerle yerel forumlarla ilişkilenmesi önerildi (örneğin grafiker bir hocanın, yerel forumlarda görsel malzeme hazırlama atölyesi düzenlemesi gibi=Bunun için uzmanlık havuzları oluşturmalıyız). Hatta her birimiz farklı yerel forumlara katıldığımız için, üniversite meclislerinin fiilen bir ağ halini alabileceği belirtildi.
-Fındıklı Parkı’nı üniversite ile iç içe geçen bir kamusal alan olarak nasıl kullanabiliriz.
Rıhtımı da daha etkin kullanabileceğimiz ifade edildi.
Bomonti’yi işin içine nasıl yerleştirebileceğimiz meselesini düşünelim dedik.
Fındıklı işyeri yoğun bir alan olduğu için buralarla ilişkiye geçilmesi, işyerlerinden de katılım için toplantıların da öğle tatili saatlerinde gerçekleşmesi önerildi. Sonradan bu ilişkinin nasıl kurulabileceğine ilişkin öneriler içeren bir mail de geldi.
-Sendika’nın da hem Mimar Sinan hem diğer üniversiteler üzerine bilgisini aktarmasıyla üniversitenin sorunlarına odaklanalım dendi. Üniversitede, kurumsal siyaset yapma mekanizmaları dışında bir öz örgütlenme modeli yaratmak. Önümüzdeki günlerde üniversitelerin daha da hedef haline geleceği, bu nedenle de örgütlenmenin önemli olduğu belirtildi.
- Meclisin düzenli bazda mı toplanacağı, yoksa sorunsal odaklı olarak ve acil durumlarda, gerektiğinde mi toplanması gerektiği tartışıldı. Hem düzenli toplanılabileceği, acil durumlarda hızla örgütlenilebileceği, duruma göre toplantı aralığının revize edilebileceği söylendi. (‘Olayların belirlediği değil, olayları belirleyen bir meclis öngörebilmeliyiz’ dendi)
- Mecliste ele alınabilecek farklı sorunsallar ortaya atıldı: 3. Köprü meselesi – Galata Port – Haydarpaşa Garı meselesi= İstanbul, ilçe ve üniversite düzeylerinde, kentsel dönüşüm etrafında ortaya çıkan konular yani (Bizim üniversitede bilhassa bunları tartışmaya çok uygun bir altyapı var, Mimarlık-Şehir Bölge ve Sosyoloji Bölümleri ve buralarda kent vs. çalışan hocalarımız)
- Ayrıca yaklaşan YÖK yasası, süren asistan direnişi, özel güvenliklerin yerini polisin alacak olması gibi meselelerde de söz-eylem üretmeliyiz dendi.
-Herkes ne yapmak istiyorsa, onu, ilgilenenlerle birlikte, atölyeler şeklinde yapmalı; bu sınırlandırılmamalı fikri öne çıktı.
- Meclis doğrudan demokrasiye mi dayansın, temsilciler mi olsun dendi. Okulun küçük olması da göz önünde bulundurulduğunda doğrudan fikri ağır bastı.
= Dolayısıyla birkaç tartışmalı nokta öne çıktı (Ben anlaşılsın diye ikilikler şeklinde yazıyorum, yoksa öyle o kadar keskin ayırımlar gibi de tartışılmadı aslında): Daha esnek bir yapı mı/düzenli toplanan bir yapı mı? Mimar Sinan’ın ve Üniversitelerin sorunlarına daha çok odaklanan bir özörgütlenme mi / Parkı vs. kamusal alan olarak canlandıran bir yapı mı? / Genel ülke gündemine de odaklanan bir yapı mı? (Burada da ‘özellikle kent hakkı ile ilgili gündeme odaklanamalı’ gibi bir görüş ortaya atıldı)
Eylem Kararımız Malum zaten… Artı cumartesi eylem atölyesi kararlaştırılmıştı. Ama kimse gelmemiş –ben dahil.
Şimdi daha da somut önerileri yazayım:
- Olası eylemlerde hukuksal haklarımızı öğrenmek üzere bir iç eğitim gibi, avukatlar gelip anlatsınlar.
- Kentsel Dönüşüm Rehberi hazırlayalım
- Üniversite’den Fındıklı Parkı’na açılan kapının yeniden açık hale getirilmesi. Buradan sıradan insanların da okula girebilmesi ve rıhtımı kullanabilmesi.
- Mail grubunun referansla genişlemesi önerildi (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- ‘parklarbizim’de de forum kararlarının paylaşılması….Paylaşacağım.
- Mezunlar Grubu ile ilgili bir öneri geldi.
- Üniversite Emekçileri imzalı, ‘Polis Şiddetini Kınıyoruz’ pankartının iki kez indirilmesi nedeniyle bunun yeniden asılmasının ve orada kalmasının sağlanması. (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- Fındıklı Penguenleri ve Direnen Baykuşlar diye iki isim önerisi geldi. (sonradan, mail ile gelen bir öneri)
- Üniversitemizde cinsel tacizle ilgili çalışmayı tanıtalım-yaygınlaştıralım
- Kullanılmamış eşyalar, çerçi odası, ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım gibi dayanışma ağları örgütlemeli… (Fındıklı Park’ta da…)
Bir de (Biriktirerek gidebilelim diye) ilk forumda ortaya çıkıp, burada tekrarlanmayan önerileri ekleyeyim:
-Gezi ile ilgili Mimarlık Fakülteleri Dekanları Konseyi’nin harekete geçirilebileceği belirtildi.
-Bu anlamda Üniversite Çalışanları olarak bir bildiri, sendika olarak ayrı bir bildiri olmak üzere iki yazı kaleme alınmasına karar verildi.
-Bizim okuldan bazı hocaların da rant sağlayan projelerin altında imzaları olduğu hatırlatıldı.
-İdareden öğrenildiğine göre, önceki günlerde Mimar Sinan kapısını açmış. Bundan sonra oluşabilecek polis saldırılarında Mimar Sinan’ın kapısının açık olduğunu duyurmalıyız.
-Mimarlar Odası ve Şehir Bölge Planlamacıları Odası gibi meslek örgütlerinin Gezi Parkı için, eylemin öncesindeki ve sonrasındaki çabalarından bahsedildi. Bundan sonrasında da baskılarla karşılaşacaklarına, aralarından bazılarının hedef gösterileceğine, bu durumun takipçisi olmamız gerektiğine değinildi.
-Uzun vadede de önümüzdeki akademik yılda, Gezi Parkı’nı çok çeşitli yöntemlerle derslerimizde de gündeme taşımalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder