İstanbul-Eyüp Hz Halit Parkı Forum Notları
22 Haziran’da Taksim’deki polis müdahalesi yüzünden çok katılım sağlanamadığı, gelebilenlerin de aklı Taksimde olduğundan konsantre olunamadığı için kısa bir sohbetten sonra haber alabilmek için evlere dağıldık.
23 Haziran günü sadece 7 kişi idik;
· Katılımın istikrarlı sağlanamamasından dolayı, yakınlardaki Karadolap ve Akşemsettin parkları ile bütünleşme opsiyonu tekrar konuşuldu. Eyüp'te devam kararı alındı.
· Kandil olması nedeniyle kandil simidi getirildi. Parktaki masalarda oturan insanlara dağıtıldı ve bu sırada Gezi parkı eylemleri ve forumlarla ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Bir grup da aramıza katıldı. Keyfimiz yerine geldi.
· Bir arkadaşımız, insanların artık "haklı mıyız yoksa değil miyiz?" konusunu tartıştığını, bir kafede 2,5 saat boyunca bu konunun tartışıldığını aktardı.
· Direnişin sokak kısmının erken bittiğini, daha uzun ve farklı eylemler ile devam edebilecekken kısa sürdüğünü belirten bir arkadaşımız oldu.
· Gezi direnişçileri dışındaki destekleyen veya desteklemeyen insanların "yine mi olay?", "yeter artık" şeklinde tepkiler verdiklerinin duyulduğu paylaşıldı.
· "Gezi ruhu kayboluyor mu?" konusu tartışıldı. Orada Abdullah Öcalan ile Atatürk posterleri yan yana iken, her kesimden insan birbirine hoşgörü gösterebiliyorken, şimdi bastırılmış olan ideolojilerin ortaya çıktığı şüphesi konuşuldu.
· Aramızdaki büyükler, kendi tecrübelerini, 80 öncesi olaylar ile ilgili tecrübelerini aktardılar.
· Edirne'den misafir olarak gelen ama daha önce Eyüp'te oturmuş bir emekli öğretmen ağabeyimiz "Parklarda neler oluyor?" diye merak ettiğini ve bir arkadaşı tarafından parka getirildiğini iletti. Kendi tecrübelerini anlattı. Eyüp'te 90'dan sonra olan dönüşümü, insanların buraya siyasi amaçlarla yerleştirildiğini ve geldiklerini anlattı. Daha önce işçi sınıfının bu bölgede yoğun etkisi olduğunu belirtti.
· Taraftar gruplarının sokak dilini ve sokağı bildikleri, örgütlü oldukları ve sokağı bilmeden hiçbir şey yapılamayacağı söylendi.
· Kandil simidi ikramıyla aramıza katılanlardan biri “ben düğmecilerde oturuyorum, bizim mahallede tencere tava susmuyor. Ben yarın hepsini toplar getiririm siz hiç üzülmeyin” dedi.
· Bir diğeri o zaman “ben de size şöyle güzel bir çay demler getiririm, kurabiye de var” dedi.
· Bir başka arkadaş birkaç telefon görüşmesi yapıp “Bizim bir müzik grubumuz var yarın akşam gitarlarımızla geliyoruz burada biraz gürültü yapalım bakalım ne olacak” dedi.
Not: İki akşamdır gördüğümüz bizi uzaktan izleyen mahallenin delikanlılarıyla bir arkadaşımız diyalog kurdu. Başbakanı destekleyen gençleri gezi direnişine ikna etmeyi başaramadı tabii ki ama Camide içki içildiğinin doğru olup olmadığı konusunda şüpheye düştüler. Ulusal Kanaldan nefret ediyorlar. En büyük kazanım ise bir önceki gece yere attıkları çekirdek kabuklarını plastik bardağa atmaya başlamaları oldu. Biz de onları alkışladık.
Ertesi gün buluşmak üzere huzur içinde parktan ayrıldık.
Tüm özgürleşen parklara Eyüp’ten selam olsun.
22 Haziran’da Taksim’deki polis müdahalesi yüzünden çok katılım sağlanamadığı, gelebilenlerin de aklı Taksimde olduğundan konsantre olunamadığı için kısa bir sohbetten sonra haber alabilmek için evlere dağıldık.
23 Haziran günü sadece 7 kişi idik;
· Katılımın istikrarlı sağlanamamasından dolayı, yakınlardaki Karadolap ve Akşemsettin parkları ile bütünleşme opsiyonu tekrar konuşuldu. Eyüp'te devam kararı alındı.
· Kandil olması nedeniyle kandil simidi getirildi. Parktaki masalarda oturan insanlara dağıtıldı ve bu sırada Gezi parkı eylemleri ve forumlarla ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Bir grup da aramıza katıldı. Keyfimiz yerine geldi.
· Bir arkadaşımız, insanların artık "haklı mıyız yoksa değil miyiz?" konusunu tartıştığını, bir kafede 2,5 saat boyunca bu konunun tartışıldığını aktardı.
· Direnişin sokak kısmının erken bittiğini, daha uzun ve farklı eylemler ile devam edebilecekken kısa sürdüğünü belirten bir arkadaşımız oldu.
· Gezi direnişçileri dışındaki destekleyen veya desteklemeyen insanların "yine mi olay?", "yeter artık" şeklinde tepkiler verdiklerinin duyulduğu paylaşıldı.
· "Gezi ruhu kayboluyor mu?" konusu tartışıldı. Orada Abdullah Öcalan ile Atatürk posterleri yan yana iken, her kesimden insan birbirine hoşgörü gösterebiliyorken, şimdi bastırılmış olan ideolojilerin ortaya çıktığı şüphesi konuşuldu.
· Aramızdaki büyükler, kendi tecrübelerini, 80 öncesi olaylar ile ilgili tecrübelerini aktardılar.
· Edirne'den misafir olarak gelen ama daha önce Eyüp'te oturmuş bir emekli öğretmen ağabeyimiz "Parklarda neler oluyor?" diye merak ettiğini ve bir arkadaşı tarafından parka getirildiğini iletti. Kendi tecrübelerini anlattı. Eyüp'te 90'dan sonra olan dönüşümü, insanların buraya siyasi amaçlarla yerleştirildiğini ve geldiklerini anlattı. Daha önce işçi sınıfının bu bölgede yoğun etkisi olduğunu belirtti.
· Taraftar gruplarının sokak dilini ve sokağı bildikleri, örgütlü oldukları ve sokağı bilmeden hiçbir şey yapılamayacağı söylendi.
· Kandil simidi ikramıyla aramıza katılanlardan biri “ben düğmecilerde oturuyorum, bizim mahallede tencere tava susmuyor. Ben yarın hepsini toplar getiririm siz hiç üzülmeyin” dedi.
· Bir diğeri o zaman “ben de size şöyle güzel bir çay demler getiririm, kurabiye de var” dedi.
· Bir başka arkadaş birkaç telefon görüşmesi yapıp “Bizim bir müzik grubumuz var yarın akşam gitarlarımızla geliyoruz burada biraz gürültü yapalım bakalım ne olacak” dedi.
Not: İki akşamdır gördüğümüz bizi uzaktan izleyen mahallenin delikanlılarıyla bir arkadaşımız diyalog kurdu. Başbakanı destekleyen gençleri gezi direnişine ikna etmeyi başaramadı tabii ki ama Camide içki içildiğinin doğru olup olmadığı konusunda şüpheye düştüler. Ulusal Kanaldan nefret ediyorlar. En büyük kazanım ise bir önceki gece yere attıkları çekirdek kabuklarını plastik bardağa atmaya başlamaları oldu. Biz de onları alkışladık.
Ertesi gün buluşmak üzere huzur içinde parktan ayrıldık.
Tüm özgürleşen parklara Eyüp’ten selam olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder