26 Haziran 2013 Çarşamba

Ankara 100. Yıl İzci Parkı Forumu Notları (25 Haziran)


25 Haziran 2013 100.Yıl İzci Parkı Forum Notları

20:25’de Forum açıldı

Öncelikle günün önemli haberleri,bilgilendirmeleri,duyuruları paylaşıldı:
—Bugün 21 ev baskını ve gözaltı var,
—Bugün Migros önünde toplandı görseller (stencil, pankart, el ilanı, sticker) hazırlandı ve çalışması başladı
—Bugün video ekibi bir araya geldi ve Ethem Sarısülük davasına ilişkin film yapımına başladı.
—yarın (26 haziran) 11:30’da 100 yıl migros’ta buluşulup, görsel,renkli dövizlerin hazırlığı yapılacak ve 12:30’da Adliyeye gidilecek.
—Forum sonunda koordinasyon için gönüllü olacak ekip kalmalı ve yarını organize etmeli (Öneri-kabul)

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden gelen Avukatların Sunumu ve Tartışma

1. Deniz (ÇHD): Bu forumların yapısının hukuki niteliği tamamıyla doğrudan demokrasidir. Burada ilkel demokrasi örneği uygulanıyor. Demokratik eylem ve ifade hürriyeti hakkımı kullanıyorum ve doğrudan demokrasiyle birleştiğinde bu bizi eylem alanlarına götürüyor. Yaptığımız şey hukuka uygun ve meşrudur.

2.Haklı ve meşru peki neden müdehale ediliyor? İfade hürriyetiyle ilgili yaratıcı eylemler marjinal ve “fazla” demokratik bulunuyor. Pankart asma meşru; trafiği engellemiyor, özel mülke zarar vermiyor, kimseye zarar vermiyor ifade hakkımı kullanıyorum. Bunlar benim ifade hürriyetimi kullanım araçlarım; pankart, park, ses aygıtı. Sosyal medyadan haberi olmayanlara deklare ediyorum. 

3. Kabahatler Kanunu ve Suç birbirinden farklı şeyler; mesela sigara içmek, pankart asmak kabahatler kanunu çerçevesine girebilir. Bunun da belli usulleri vardır: makbuz kesilmesi gerekir, ama polislerin ya makbuzu olmaz (karakola gitme sorunu çıkar ortaya, git, sen suçlu değilsin, hiçbirşey yapamazlar, telefonunu verme) bu makbuzda memurun adı, saat, yer, pankartta ne yazdığının belirtilmesi gerekir, çoğu belirtmez bu nedenle de ortada kanıtlanacak bir şey olmadığından para cezası düşer; yani bırak eksik yazsın. Para cezasına 15 gün içinde itiraz ediyorsun ve ispatla o zaman diyorsun- sulh ceza mahkemesine, 100. Yıl sıhhıyeye bağlı- Dilekçede, 1.bunu nasıl çok meşru bir gerekçeyle yaptığını anlatıyorsun 2. Bana ceza kesemezsin çünkü.... gibi açıklamalarda bulunuyoruz. 

4. Migros’ta masa açmak yine ifade özgürlüğüne girer, kendimi tişörtle d ifade edebilirim masa açıp imza föyü de açabiliriz, bu başkalarına bir durum için fırsat tanımaktır. Tencere tava, toplanma, afiş olmazsa bu forumu yapamam ve ifade özgürlüğüm engellenmiş olur. Afişi asacam ki ifade hakkımı kullanayım. Masa bir işgal olmadı atıyorum birinin ticaretini engellemediğin ve zaptetmediğin sürece sorun yok.

5. Suç kavramı: kanuna aykırı yürüyüş araç trafiğini engellemekle mümkün ya da araç trafiğini engellemezsin geçer gider. İzinsiz miting yapamazsın ama basın açıklaması yaparsın. Basın açıklaması ya da foruma giderken yürüyorum burada üstün menfaat var. Dağılın ihtarından sonra dağılmama, niye bana dağıl diyorsun? Niye gözaltına alıyorsun? Barışcıl amaçlı 2911 kanunu var. 

6. Bayrak asma? Avukat: bayrak sizin, balkon sizin kimse karışamaz. 

7. Para toplama? bu inisiyatifin tüzel kişiliği olmadığı için makbuza gerek yok istediğimizi yaparız, dernek olsa makbuz keserdi. Şu an pikniğe gidiyoruz herkes ortaya bir şeyler atsın karpuz alacaz, işte bu durumdan farkı yok bizim para toplamamızın. Karşılıklı güven ilişkisi söz konusu. Hukuk esnek bir şey olarak düşünülmeli. Yapılanlar makbuzlanabilir, cezaevinde bile makbuz kesilir. 

8. Çadır kurmak? Çadır kurmak da kabahat para cezası kesilebilir ancak işgal olarak tespit edilmişse. Ceza kesebilirler ama meşru. 

9. bırak pankartı indirsin, kendini çok haklı hissediyor polis, tekrar as! Mukavemet dışında yapacağınız herşey meşru.

10. Gözaltı: geçen salı 22 bu sabah 21 gözaltı var, meydanlarda birlikteydik ama onlar içerde. Polisle karşı karşıya kalmaktan korkmayın. Gözaltındasın dediği andan itibaren adres ve kimlik bilgilerin dışında hiçbir bilgi verme zorunluluğun yok, hiçbir şeyi imzalama, okumadan imzalama. Polisle sohbet etme- iyi polis, kötü polis- ilk olarak adli tıbba götürürler seni, doktor kontrolünde odada doktorla yalnız kalman lazım, bütün darp ve şikayetlerini bildir ve kayda geçmesini sağla, doktor bunu yapmazsa TTB ile başı belaya girebilir.adli tıb sizin iyiliğiniz için değil bunu bilin! Bir yakının telefon numarasını aklında tut, bir yeri arayıp yakınına haber verme hakkın var kesinlikle. Düzenli kullandığın ilaçları isteyebilirsin. Gözaltında çıplak arama kesinlikle usulsüz buna diren, sadece kaba üst araması yapılabilir. 24 saat gözaltı süresi, hakim kararıyla en fazla 4 gün olabilir. 24 saat sonra ya da daha erken avukat kesin gelecek. 

11. kişisel şikayetler için ÇHD ve İHD’ye başvurabilirsin. 

12. 18 yaşından küçükler gözaltında tutulamaz, çocuk şubeye götürülecek, ailesi aranacak ve aileye teslim edilecek. Nezarette tutulamaz, ifade alınamaz nöbetçi savcı yoksa. 

13. işkence zoruyla imza alınırsa, savcılık önünde ya da hakimin yanında değiştirilebilir. İfade verirken avukat olması sizin güvenceniz. 

14. Twitter: kuğulu’da polis var twiti atmak sorun değil, polise güvenmiyorum. Twitter’ın ya da facebook’un IP edresi bile ellerinde olsa size ait olduğunu kanıtlma şansları yok. 

15. sözlü/fiziksel/psikolojik/cincel tacize maruz kalmak, cinsel tacizle darp arasında seçim yapmak zorundasınız. 

16. ev araması: evinize 30 kişi birden giremez, kaç kişi girdiğini sayın, onlar tek tek odaları gezerken başında olun. Yalnız olamazsın, komşu ya da muhtarda olacak. Arama izni lazım. Kimseye yardım etmeyim bir şey arıyorsa bırak o bulsun. 

17. Adliye önündeki kalabalıkların davalara etkisi var, ORADA OLUN!

18. Her türlü delili toplayın, tüm işkenceleri tutanaklattırmaya çalışın. Kask numarası, video vs.

19. Suç duyuruları için ÇHD ile birlikte hareket etmek önemli. 

20. Devlet ve hükümet karıştırılmamalı, hukuk devleti vs. Polis devleti. Savcı devlettir, mit devlettir. 

AÇIK KÜRSÜ 

Duyuru: Ankaralı kadın derneklerinden yarın (26 haziran) 19:00’a Sakarya’da toplanma çağrısı var, basın açıklaması. “26 Haziran saat 19'da devletin kadınlara uyguladığı şiddeti protesto etmek için Ankara-Sakarya'da toplanıyoruz. Tecavüze, şiddete, cinsiyetçiliğe ve devletin kadın bedeni üzerindeki her türlü asimilasyon ve baskı politikalarına karşı "gürültülü" bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Yürüyüşün bitiminde Yüksel caddesinde basın açıklaması olacak.” 


İki tetikleyici soru açık kürsü için: Niçin sokaktayız? Ve Bu direnişin devamındaki sürece dair düşünceler neler?

Kemal: 11 yıldır 100 yılda yaşıyorum, aranızda olmak güzel.....(gerisi notlara alınmamış ☺

Özlem: ilk defa katılıyorum. Okuduklarımdan ve gördüklerimden kafama takılan bir şey var. 47 yaşındayım, meydanlara gelemeyenler için ekonomik boykot taraftarıyım. Hayatımızda,evimizde bizi sermayeye köle eden şeyler var. 10 yıldır 2 çarşafı eskitemedim, yıkayıp yıkayıp kullandım. Evlerinizde hiç kullanılmayan şeyler var ve almaya da devam ediyorsunuz. Gezi olaylarında yandaş medyaya hizmet eden kurumlarda bizim aldığımız eğitime, okuttuğumuz çocuklara muhatap bulamadıktan sonra.... o dükkanlara gitmemizin bir manası yok, bu bedel hepimizin bedeli. Küçük esnaf büyük sermayenin karşısında bırakılıyor ve büyümeye zorlanıyor, büyüyemeyen ölmeye mahkum. Dizileri, survivor’ı izlemicez. Mutlu olma alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirmeliyiz. 

İsimsiz: İstanbul’dan buraya geldim, orada göz altına da alındım. 30 yıldır bu mahallede yaşıyorum. Niçin sokaklara çıktık? Nasıl LGBT’si, her türlü inancı, politik görüşü, kadını erkeği, her türlü ırkı bir araya geldi? Ne değişti? Önceden kadınlar sokağa çıkıyordu hakları için ama erkekler çıkmıyordu, çevreciler çıkıyordu yalnız kalıyordu vs. Bundan sonra sokağa her çıkanın yanında olacağız. Ekonomik boykot, mükün olduğu kadar AVM’lere gitmicez. Göz altına alınırsanız, boyun eğmeyince siz kazanıyorsunuz. İmzalamıyorum diyorsunuz. Bizim yaptığımız suç değil. Demokratik haklarınız için sokaktasınız. 

Bordo: sadece Ankara’da başka yerlerde de ölenler oldu Ethem’in yanında diğerleriniz unutmayalım diğerleri için de bir şeyler yapalım. 

Selen: tutukluluk, gözaltılar... Hopa olaylarından sonra 6-7 ay arkadaşlarımızı yalnız bırakmadık ve bu onların durumunu etkiledi. Bu defa da bu direnci gösterelim, biz bunu canlı tutmak zorundayız, bu misyonu her yerde taşımalıyız, her yerde bunu hatırlatmalıyız. Bunu halk yaptı örgütler yapmadı demek yanlış, bunu birlikte yaptık. Bugün içeride olan arkadaşlarımız bizden farklı bir şey yapmadı. 

İsimsiz: Tutuklu arkadaşlarımıza mektup yazalım. Bunun için gün boyu açık masamızda bir defter açalım isteyen yazsın, gönderelim onlara.

İsimsiz: Pankartlarda belli söylemsel kurallar olmalı,ırkçı cinsiyetçi,türcü vs. Söz kullanılmaması gerekiyor. Birbirimizin sözünü kesmeyelim. kesmiyoruz zaten ☺ 
Burada emlakçılık yapanlar var mı bilmiyorum ama, dayanışmadan bahsediyoruz, ev sahiplerinden ricam şu kiraları astronomik tutmamaları, öğrenciye çok yüksek zamalr yapmasınlar. Aile 500, öğrenci 600! 

Emlakçı: Her yıl 50- 100 arası artış oluyor, öğrenciler geldikçe kiralar mahalleliye de artıyor öğrenciye de. 

İsimsiz: İnanç sitesinde oturuyorum. Cemaate mensup öğrenciler var, eşyaları, evleri, yemekleri herşeyleri bedava! Siz de araştırın bu kadar sıkıntıya girmeyin bir kapı bulun kendinize. 

Selin: 15 yaşındayım. İlk gün Tunalı’da sıkışmıştım. Orada herkes birbirine yardım ediyordu. Sokaktan çıkınca birbirimize yabancılaşıyoruz. 

İsimsiz (Güzel Sesli Abimiz): şiir dinletisi, müzik etkinliği yapmak istiyoruz. 3’lü önerim var. Yılmaz Güney’in sözü: iyi bir seyirci olmaktansa, kötü bir oyuncu olmayı tercih ederim. Sazını, sözünü kapan gelsin. Ahmet Telli ve Mehmet Özer’le konuştum buraya gelebilirler. 

İsimsiz: 2 Temmuz yaklaşıyor, katledilen 33 aydının için bir şey yapalıcaksa iletişime geçilmeli.

Ayça: Biz burda bunları konuşurken meclisten bir sürü yasa geçiyor. Bunun için diğer platformlarla görüşüp, parti başkanlarıyla görüşelim, petrol yasası vs. 

Ezgi: 11 yıldır burada oturuyorum. Arkadaşlarımla Gezi Olaylarına benzer olayları araştırdım tarihte. İrlanda Direnişi buna bir örnek. Direnişin arkasından forumlar geliyor. Ekonomik boykot kısmı çok önemli. Bu forumların içinde yer alarak epeyce bilgilendik. Bu alanlarda olmayan insanların da bilinçlenmesi gerekiyor. Dolmuşta bile bu konu hakkında konuşan insanlar gördükçe mutlu oluyorum. 

İsimsiz: Bilgisayar mühendisiyim. Sosyal medya üzerinden tehdit ediliyoruz. Facebook ve Twitter’daki hesapların bize ait olduğunu kimse kanıtlayamaz. Tunnel, upn kullanarak benim IP’imde bağlanabilirsiniz. TC kimlik nosu yok. 

İsimsiz: hatırlatma, yarın 25 haziran Ethem’in annesi adliyeye çağırdı 13:30’da biz de 12:30 da buluşup gideceğiz. “Ben de oradaydım Beni de al” suç duyurusu için. 

İsimsiz: Ekonomik boykot konusunda bizi bilgilendirebilirler. Ekonomi yavaşlıcak, sermaye yavaşlıcak, bundan yoksul kesim zarar görmez. Büyük harcamalar yapanlar büyük zarar grüyor. AVM’lere gitmezsek, bankalardan paraları çekersek zarar görürler. Ekonomik boykot ekmeği migrostan değil, kominist bakkaldan almaktır. 

İsimsiz: Küçük esnafın yaşatılması da bir kazançtır. Nasıl ortadan kalktılar bunu düşünün?

İsimsiz: Boykotu niye yapıyoruz? Varolan bir şeye karşı bir şey üretiyoruz demokrasi gibi. Boykot bu kazanım gücünün farkına varmamızı sağlayacak bir şey. Dönecek yine aşağıdan yukarı akacak. Önümüzdeki günlerde AKP şunu yapacak, 5 karı büyüme, kalkınma falan filan. Kalkınma gibi yansıtılan şeye bakın. Yeni yasalar çıkıyor petrol yasası gibi. Özelleştiriliyor. Para geliyor, kendi parası gibi, oysa bizim paramız, gidecek o para.. AKP’nin büyüyecek bir şeyi kalmadı, gerye gidecek, bu nu da direnişe yüklüyor. Buna karşı söylem üretelim. Önlem alalım forumlarımızda. 

Yiğit: Gündeme getirdiğin şey önemli. Bu tür kaos ortamlarında örgütlendikçe x firmasını siyasal olan boykottan yanayım, tasarruf edelim. Boykottan yanayım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder