27 Haziran 2013 Perşembe

Kuzguncuk Forumu Notları (26 Haziran)


KUZGUNCUK FORUMU, 26 Haziran 2013

İlki gerçekleştirilen Kuzguncuk Forumu forum(lar) boyunca uygulanacak genel kuralların belirlenmesi ile başladı. Burada;

Onay, itiraz ve kesme işaretlerini belirlendi.

Tartışırken evet/hayırdan ziyade herkesin görüşünü açıkça ve ne olursa olsun söyleyebileceği bir sistem geliştirilmesi önerildi.

Tartışmalarda küfür edilmemesi, hakaret edilmemesi kural olarak belirlendi.


Forum başlamadan, bir sonraki forumun daha büyük bir parkta yapılması, böylece diğer insanların da sesimizi duymasının sağlanması önerildi.

Ardından Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybedenler (Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mustafa Sarı, Selim Taşkıran, Zeynep Eryaşar, Selim Önder) için saygı duruşunda bulunuldu.

Forum katılımcıları ilk olarak gezi direnişini ve bu direnişten neler öğrendiklerini paylaştırlar. Bu paylaşımlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Gezi Direnişi sırasında polis halkın mukavemet gücü olmaksızın olaylara müdahale etti.

Dozerlerin Gezi Parkı’na girmesi sosyal medyada görüldükten sonra Gezi Parkı’nda insan sayısı arttı. Buna rağmen bugün gelinen nokta o gün kimsenin tahayyülünde yoktu. Tabanın sözünü duyurmak için daha önce de çok fazla uğraşılmış ama hiç biri bu noktaya gelmemişti. Dolayısıyla bu bir kazanımdır. Daha önceki eylemlerde azdık, şimdi çokuz.

Gezi Parkı’na daha çok ‘yeter ya’ duygusuyla gidildi. Yurttaş olamamak, vatandaş sayılmamak, fikrimizin alınmaması bizi bıktırmıştı. Başbakanın kibirli tavrı bunu daha da destekledi. Bu forumlar vatandaş olmanın yollarını arayacağımız yerler.

Gezi Parkı Direnişi’nde İstanbul’u, Türkiye’yi ve dünyayı sevmekle ve sevdiğimiz şeye sahip çıkmakla ilgili. Bu direnişteki en önemli şey barışçıl ve onurlu olmaktı. Birbirimizi dinleyebilmek ve farklılıkları algılayabilmek çok önemli. Herşey illa ki bir yere varmak zorunda değil, varabilir de varmayabilir de. Kısa süreçte çok bir şey olmayabilir ama ilerisi için çok önemli şeyler yapıldı. Farklı düşüncelerin birarada tartışabilmesi ve ötekini dinleyebilmek çok önemli ve Gezi Direnişi sürecinde bunun önü açılmış oldu.

Gezi Parkı Direnişi’ne oradaki dayak yiyen, şiddet gören çocuğa yardım edebilmek için, bizi idare edenlerin tavırlarında bir mantık hatası sezildiği için gidildi. Gezi Parkı Direnişi ile Kuzguncuk Bostanı mücadelesini etkileyeceği, oradaki yüksek enerjinin Kuzguncuk Bostanına ‘da etkisi olacağı hissedildi. Dolayısıyla bizim varlığımızı duyurmanın önemli olduğuna inanıldı.

Gezi Parkı Direnişi şu anda herkes için ilk noktadan başka anlamlar taşıyor. İnsanların birbirini dinliyor olması çok önemli. Direnişçilere ciddi anlamda şiddet uygulandı ve uygulanmaya da devam ediyor. Ölenen, yaralananlar ve gözaltına alınanlar var. Bu şiddedi unutmamalıyız.

Gezi Parkı’na ilk etapta ağaçları korumak için gitmiş olmakla birlikte orasıyla ilgili vatandaşın düşüncelerinin de alınması, vatandaşın kendi kararını verebilmesi için gidildi. Olayın buralara kadar gelmesi beklenmiyordu. Direniş süreci insanların politik duruş sergileyip insanların en temel noktasına canlıların hakkına saygı duymayı sağlayacak bir süreçti.

Gezi Parkı’na mevcut sistemin dayatmalarına itiraz etmek için gidildi.

Daha önceki eylem tecrübelerimize rağmen bu süreç hepimize çok şey öğretti. Ayrıca direniş sırasında dayanışma vs. çok çabuk öğrenildi. Bu direniş bundan sonra da güzel şeyler yapılması için bir adım oldu.

Başbakan hala devlet büyüklüğüne yakışmayacak şekilde davranıyor. Hala bir kesimi aşağılamaya devam ediyor. Çevre konuları dışında ulusal değerlere el uzattığı için rahatsızız (burada ulusal değerlerden ziyade başka değerler üzerinden, insane ve doğaya karşı olan iktidar üzerinden tartışmaların sürdürülmesi, gezi ruhunun konuşulması önerildi). 


Gezi Parkı deneyimleriyle birlikte mahalle forumlarının neleri sağlayabileceği üzerine tartışıldı. Burada şunlar ifade edildi.

Ayakları baş yapan da başları ayak yapacak olan da biziz. Dolayısıyla başı nasıl ayak yapacağımızı düşünmemiz gerekir.

Mahalle toplantıları tanışıp iletişim kurabilmek için çok önemli araçlar. Bu toplantılar sayesinde gerçek bir toplum olabilme şansımız var.

Bu toplantılara sonrasında da hükümet bizim üzerimize gelecek, bu durumda direnişe devam etmek zorundayız.

Burada hepimiz farklı kimlikleriz. Hep birlikte devam edebilmek adına, sadece insan kimliğimizle devam etmeliyiz. Gezi’de hep birlikteydik, burada da hep birlikte olmak durumundayız.

Başbakanın bize reva gördüğü muamele çok rahatsız edici. Bu nedenle sandığa odaklanmamız gerekiyor.

%50 RTE’nin bize dikte ettiği birşeydir, bu gerçekçi bir oran değildir. 


Bu sürecin ardından bu direnişten neler öğrenildiği paylaşıldı. Bunlar aşaıdaki gibi ifade edildi.

Espriyi kullanmayı öğrendik.

İnsanların hakareti bir övgü gibi üstlerine almaları güzeldi (çapulcu gibi).

Demokrasi ve özgürlük alanlarına saldırıldığı için bu kadar farklı çevreden insan biraya gelip mücadele verdi.

Haber alma özgürlüğümüzün olmadığını, ve yıllarca bu medya tarafından yanlış bilgilendirildiğimizi farkettik.

Yüzbinleri duyamayan, anlayamayan bir başbakanımız olduğunu farkettik.

Sadece kendi özgürlüklerimizi değil, başkalarının özgürlüklerini de savunabileceğimizi farettik.

Diğerlerine karşı ön yargılarımız yıkıldı.

Gençlere güvenmekten vazgeçmiştik. Gençlere güvenmeyi ve onların aslında ne kadar duyarlı olduklarını öğrendik.

Gezi deneyimiyle bundan sonra mahallemizde ve bostanda neler yapabileceğimizi gördük.

Doğru düzgün yaşamak için çok fazla otoriteye ihtiyacımız olmadığını, farkettik.

Otokontrol’ün önemli olduğunu fark ettik.


Ardınlar bir sonraki forum(lar) için öneriler belirlendi. Bunlar aşağıdaki gibi belirlendi:

Bostan’ın korunması, bostanda permakültür, ekolojik tarım, gibi faaliyetler.

Fuat Baymur İlköğretim Okulu’nun İmam Hatip Lisesi’ne dönüştürülmesi karşısında yapılacaklar.

Validebağ Korusu’nda yapılaşmanın önlenmesi.

Metropoliten ölçekte yapılaşmaya karşı yapılacaklar (Yıldız Parkı, 3. Köprü, 3. Havaalanı vb.).

Gezi Parkı Direnişi sırasında çarpıtılmış haberleri afişe etmek için yol yöntem bulma.

Önümüzdeki seçimlere yönelik gerçek bir örgütlenmeyi sağlamak için yapılabilecekler (%10 seçim barajı vs.).

Tüketim meselesinde yapılabilecekler, boykotlar.

Oluşturulmuş olan Parklar Bizim Platformuyla iletişim, bilgilendirme sağlanması.

Forumlar öncesi çocuklarla çeşitli faaliyetler.

Sultantepe Korusu ve Fethipaşa Korusu’nda ağaç kesimleri ve yapılaşma faaliyetleri.


Bir sonraki toplantının 27.06.2013 tarihinde saat 20:30’da basket sahasının olduğu parkta yapılması planlandı. 
www. twitter.com/DirenKuzguncuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder