Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi meclisi çağrısı ile, çeşitli üniversitelerden öğretim görevlisi, öğrenci ve üniversite çalışanlarının katılımıyla, 24 Haziran 2013’te Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Bölümü başkanı Prof. Ahmet Atan’ın sosyal medyada paylaştığı ırkçı ve ayrımcı mesajları protesto etmek üzere, Yıldız Teknik Üniversitesi ana kapısında bir basın açıklanması düzenlenmiştir. Okunan basın bildirisi aşağıdadır.
Basına ve kamuoyuna,
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Bölümü Başkanı Prof. Ahmet Atan, Gezi Direnişi sırasında sosyal medyada yayımladığı mesajlar ile ırkçı, ayırımcı ve marjinal görüşlerini kamuoyu ile paylaşmış; Ermeni-Rum ve Yahudi nitelemelerini bir hakaret gibi kullanarak, Ermeni-Rum ve Yahudi yurttaşlarımızı topyekün suçlu ilan edip nefret suçu işlemiştir. Ayrıca eylemcileri 'soy-sop' araştırmasına davet ederek Nazi dönemine özgü uygulamaları hatırlatmıştır. Eylemcilerin hışmına uğrayacağını düşünerek 'pompalı tüfek' almayı düşündüğünü iletirken şiddete davetiye çıkarmıştır. Eylemi desteklemek üzere kırmızı giyen İtalyan kadın milletvekillerini 'geceliklerini çıkarmayı vakit bulamamışlar' diye aşağılarken, aynı zamanda tüm kadınları aşağılamış ve ırk ayrımcılığına, cinsiyet ayrımcılığını da eklemiştir. Abdülhamit döneminde yapılan bir gösteriye gönderme yapan mesajında, tarihsel malzemeyi tek yanlı ve dayanaksız şekilde kullanmış, anakronizmin eşsiz bir örneğini sergilemiştir.
Elbette ki ifade özgürlüğü temel bir insan hakkıdır ve gerçek bir demokrasinin ayırt edici unsurudur. Ancak Ahmet Atan'ın sözleri, ırk ve cinsiyete dayalı ayrımcılık içerdiği ve şiddete açıkça davetiye çıkardığı için suç teşkil eder ve ifade özgürlüğü kapsamında ele alınamaz.
Ahmet Atan Musevi-Ermeni ve Yahudi yurttaşlarımızı rencide ederken Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak bizleri utandırıyor. Kadınları aşağılarken bizleri utandırıyor. Şiddete vicdansızca davetiye çıkarırken insan olarak bizleri utandırıyor. Hakikati aramanın, insanlık durumunu araştırmanın her iki dilini de bilmiyor; ne sanatın ne de bilimin dilini konuşabiliyor. Böyle bir ismin profesör ünvanına sahip olabilmesi, üniversitede ders verebiliyor olması, üniversite camiası içinde yer bulabiliyor olması, hem de bir sanat bölümünde çalışması, öğrenciler, hocalar ve sanatçılar olarak yüzümüzü kızartıyor.
Bu nitelikte bir kişinin nasıl olup da üniversitede yer alabildiğini, hem de bölüm başkanı olarak görev alabildiğini merak ediyor ve sebebini Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'ne sormak istiyoruz. Ayrıca Sayın Ahmet Atan'a, bu ölçekte bir suç işlendiğinde, sadece mesajlarını silmesinin yeterli olmadığını, kendisinden özür ve istifa beklediğimizi iletmek istiyoruz.
Çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri, üniversite emekçileri, öğrenciler ve yurttaşlar olarak bu mesajlarla ilgili görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşır ve konunun takipçisi olacağımızı bildiririz.
Üniversite Emekçileri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder