Ataşehir Parkı Forum Notları: 23 Haziran 2013, Pazar
Önceki günlere göre daha az sayıda katılım ile başlayan forum, ilerleyen saatlerde yeni katılımcılarla 40-50 kişiye ulaşarak gerçekleşti. Forum öncesinde yapılan küçük sohbette, katılımın az olması nedeniyle hergün yerine haftanının belirli günlerinde toplanılması önerisi gündeme geldi.
Moderatör tarafından forumla ilgili bilgiler ve kurallar açıklandıktan sonra aşağıdaki üç madde gündem olarak belirlendi:
- EĞİTİM: Öğrenci Kollaktifi ve Halkevleri tarafından örgütlenen eğitim/yaz okulları çalışmalarına ne şekilde katkı sağlanabileceği,
- ÖRGÜTLENME: Ataşehir Parkı forumundan başlayarak Ataşehir'de ve genel olarak nasıl örgütlenilebileceği ve forumda çalışma gruplarının oluşturulması
- FORUMUN DUYURULMASI: Diren Ataşehir Forumu'nun bilinirliği halen çok düşük, nasıl daha geniş kitlelere duyurulabilir?
Not alabildiğim bazı konuşmalar özet olarak aşağıda yer alıyor:
- Yaz tatil yerine yaz okullarında eğitim çalışmalarına katılmak herkes için mümkün olmayabilir. Bunun için Halkevleri'nin düzenlediği yaz okullarına gönüllü öğretmen olarak hafta sonlarında destek olabiliriz. İstanbul halkevleri şu günlerde gönüllü öğretmenlerle tanışmak ve yaz okullarında bilgi vermek için toplantılar düzenliyor. Bu toplantılara katılabilir, gönüllü öğretmen olabiliriz hafta sonları. Sadece akademik konularda olmamalı eğitim, çocuklar için sanat çalışmaları da olmalı.
- Ataşehir halkı olarak çevre mahallelerde yaşayan çocuklara evimizdeki okunmuş çocuk kitaplarını vereceğimiz bir organizasyon yapabiliriz. Çocuklar için kitap okuma etkinlikleri düzenleyebiliriz.
- Halkevleri'nin çalışması dışında ikinci bir kampanya daha var, yazın tatilde sahile gitmek yerine kendi köyümüze ya da başka bir köye gidelim ve orada yaşayan insanlarla tanışalım, Gezi'de olanları anlatalım, yaşadıklarımızı anlatalım. Haberi olmayan insanları bilgilendirmek için biz de bunu yapabiliriz.
- Eğitim konusunu, bizim öncelikli amaçlarımızın uzağında görüyorum, ama eğitimden bahsediyorsak, sanatın uygun olmadığını düşünüyorum, daha analitik yönelimli bir eğitim olabilir. (Bu bölümde sanatın işlevi vb. konularda farklı fikirler sunuldu. Ne yazık ki not alamadım.)
Eğitimin öncelikli gündem maddesi olmadığını dile getiren katılımcılar şunlara değindi:
- Eğitim çalışmaları önemli ancak önceliğimiz örgütlenme olmalı. Çalışma gruplarını kurduğumuzda eğitim çalışma grubu da oluştururuz ve onların bu konuda çalışmaları olabilir, hepimiz bu çalışmalara bireysel olarak zaten katılabiliriz. Örgütlenme en acil konumuz. Bu parkta söylemler oluşturmalıyız. Yaklaşan yerel seçimler var, tüm adaylar merkez partilerin adayları. Bağımsız bir meclis üyesi söz konusu olabilir mi, yerel seçimlere yönelik ne yapabiliriz, bunları konuşalım, somut öneriler getirelim.
- Bütün bu öneriler çok uzun vadede hayata geçireceğimiz konular. Ben emekli öğretmenim, zamanı gelince ben de bu çalışmalara destek vermekten mutluluk duyarım. Ama hemen birşeyler yapmalıyız. Beraber yapalım. Başbakan yalan söylüyor! Yapmamız gereken insanlara bu yalanları anlatmak. Nasıl güçleniriz, nasıl zulümden kurtuluruz? Acil olan budur. Günlerdir başka hiçbir şey düşünemiyorum. Evimi temizleyemiyorum, yemek yapamıyorum, sadece direnişlere katılıyorum. Gençler çok güzel şeyler yapıyorlar. Hepimizin bütün bu direnişlere katılması ve acilen birşeyler yapması gerekiyor.
- Siz neden bahsediyorsunuz? Başbakan çıkıp bize onlar diyor, savaş ilan ediyor! Hemen harekete geçmeliyiz.
- Ben uzun süre Taksim'de Gezi'deydim. Oradaki kitle bugün burada oturan kitle ile benzer profildeydi, bu kitle ile iletişim kurabiliyorum ama AKP'ye oy veren insanlara ulaşamıyorum, onlara anlatmak istediklerimi anlatamıyorum, dinletemiyorum. Bunun konuda ne yapacağız, nasıl iletişim kuracağız?
- AKP'ye oy veren insanları başka yerlerde aramayalım, onlar hayatımızın içinde. Ataşehir'de yaşayan çalışan kadınların en az bir, küçük çocukları varsa iki çalışanları vardır: 1-Temizlik işlerini yapan bir kadın ve 2-çocuk bakımını üstlenen bir kadın. Bizim temizlik işlerimiz için bir çalışanımız var, bu kadın AKP'ye oy verdi.
- Ben bu akşam bir kadın olarak; alkol düzenlemesini savunmak için İsveç'i örnek gösteren AKP'ye, kadın hakları konusunda neden o ülkeleri örnek almadığının hesabını soracaktım. Ancak çok ağır şartlarda hiçbir sosyal güvencesi olmadan sigortasız çalıştırdığımız temizlikçi kadınlardan utanıyorum ben, onlar için hiçbir şey yapmadığımız ve onların sömürülmesine ortak olduğumuz için kendimden utanıyorum.
- Bu akşam kapitalizmin modernleşme miti ile bizi nasıl çalışma ekonomisinin kölesi yaptığına filan değinecektim. Ancak temizlikçimizin kocası, 17 yaşından beri ağır sanayiide işçi olarak çalışıyor ve şu anda 40lı yaşlarında ve aldığı maaş 1000 lira! O da AKP'ye oy verdi.
- Ataşehirli kadınlar olarak temizlikçi kadınların hakları için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Son olarak, küçücük çocukların kocaman adamlarla kendi rızalarıyla cinsel ilişkiye girdiğine inanan bir devlet istemiyorum ve buradan Canan Arın'a ve tüm insan hakları savunucularına selam gönderiyorum.
- Moderatörümüz başta forumun kurallarından bahsederken işaret dilinden bahsetti. Biz çok hümanist, çevreci, saygılı, naifiz... Ama ses çıkarmalı, sesimizi duyurmalıyız, alkışlamalıyız (alkışlar...) Burada müzik dinletileri vb. etkinlikler düzenleyip daha çok ilgi çekmeli, forumun bilinirliğini artırmalıyız, sesimizi duyurmalıyız.
- İşaret dilinin amacı sadece çevredeki evleri rahatsız etmemek değil, bu birbirimizle daha barışçıl ve sağlıklı iletişim kurabilmemiz için, alkış seslerini bastırmak için birbirimize bağırmayalım diye. İşaret diline devam etmeliyiz.
- Herkesin kendi kimliği ile örtüşen örgütlerde, sendikalarda, meslek odalarında, partilerde yer alması gerekiyor. Ancak bu şekilde birşeyler yapabiliriz.
- Bir hukukçu olarak mesleğimle ilgili tüm örgütlerde yer alıyorum. Bu örgütlerin etkinlikleri nedeniyle çoğu zaman bu parka gelemeyebilirim. Herkesin kendi örgütünde görev alması gerekiyor. Ben hukukçu ve sosyalist kimliğimle buradayım. Kimliklerimizden utanmamalıyız.
- Başbakan, hükümet anayasayı hukuku hiçe sayıyor, suç işliyor, hangi hukuktan bahsediyoruz, hukuk yok. Farklı şekilde mücadele etmeliyiz.
- Hukukun olmadığı yerde kaos olur, bir yerde kaos varsa orada hukuk yok demektir. Baro olarak gerekli tüm yasal süreçleri başlattık. Kaosun çözümü hukuktur. Ben bir hukukçuyum, bir hümanistim. Hukuk dışında bir çözüm olamaz.
Saat 22:15'te ayrıldığım forumda alabildiğim notlar bu kadar.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder