26 Haziran 2013 Çarşamba

İzmir Gündoğdu Forumu Notları (25 Haziran)

25 Haziran 2013 Salı günü Gündoğdu Forumu’nun düzenlediği ve İzmir Üniversite Bileşenleri’nin katılımıyla gerçekleştirilen forumun gündem maddeleri yine İzmir Üniversite Bileşenleri tarafından belirlendi ve foruma katılanlara sunuldu. Söz konusu gündem maddeleri:
  • Üniversite iktidar ilişkisi
  • Üniversite sokak ilişkisi
  • Neler yapabiliriz
Bu gündem ışığında, ağırlıklı olarak üniversite öğrencilerinin söz aldığı ve katılımın yüksek olduğu forumda aşağıdaki öneriler ve sorunlar dile getirildi:
  • Derslere giremeyen öğrenciler için imza kampanyası başlatılsın.
  • Üniversitelerin içindeki Özel Güvenlik Birimleri üniversite bileşenlerinin tümü üzerinde bir baskı kuruyor. Buna karşı bir mücadele hareketi başlatılmalı.
  • Üniversitelerde “kürsü” üzerinden bir iktidar oluşturularak, sorgulamayan öğrenci profilleri yaratılmak isteniyor.
  • 50/d akademisyenler için güvencesiklik anlamına gelir.
  • Üniversitelerde örgütlü yapılar dışlanıyordu. Son dönemde bu yapılar üzerinden gözaltı ve tutuklamalarla bir cadı avı başladı.
  • Bir hedef koyulacaksa bu önce YÖK olmalı ve ona karşı bir mücadele başlamalı. YÖK’ü kaldırarak iktidarı geriletmeliyiz.
  • Sendikalar ancak biz varsak var. Gönüllük esasıyla sendikalara gidilmeli ve mücadele o şekilde sürdürülmeli.
  • Ege Üniversitesi – Üniversitenin pek çok eksiği olmasına rağmen güvenlik kameraları eksiksiz teknolojiyle çalışıyor. Özgür üniversite için adımlar atmalıyız.
  • Akademide öğrencilerin ve akademisyenlerin tuvaletleri birleşmelidir.
  • Ankara Üniversitesi – Akademisyenler de örgütlü arkadaşlarımızla birlikte baskılara karşı mücadele etmelidir.
  • Başbakan “Harçlar kaldırıldı” dese de kaldırılmadı.
  • Eğitim-Sen’in, örgütlenme konusunda üniversitelere deneyim aktarmak gibi bir görevi de vardır.
  • Akademilerde bilgi özgürce üretildiğinde iktidar da zayıflayacaktır. İtaat eden ve ettiren dili kullanmamalıyız.
  • İktidar tarafından akademisyenler ve öğrenciler karşı karşıya getiriliyor. Oysa tüm üniversite bileşenleri ODTÜ örneğinde olduğu gibi yan yana olmalıdır.
  • Üniversitelerde direnişin en büyük engellerinden biri de mobbing.
  • Eğitimin her alanında, topyekûn piyasalaştırılmasına ve sermayeye peşkeş çekilmesine karşı mücadele etmeliyiz.
  • Ekonomik anlamda mahrum kalmış çocuklara kapatılan kapıları da açmak için adımlar atmalıyız.
  • Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Eğitim-Sen’li hocaların dava açarak yürüttüğü mücadele sonucu 50/d’li asistanlar artık çalıştırılmıyor. Mücadeleye örnek gösterilmeli.
  • Özel üniversiteler ve vakıf üniversiteleri, eğitimin kâr odaklı yapısını gözler önüne seriyor.
  • Vakıf üniversiteleri ile örgütlenmek zor. Ancak mutlaka oradaki akademisyenlerle temasa geçilmelidir.
  • İktidar, üniversitelerde verilen derslerde bile kendi zihniyetini yansıtmanın peşindedir.
  • Üniversiteye giriş sınavlarında şifreleme uygulayarak kendi zihni yapısına uygun öğrencilerin üniversitelere girmesini sağlayarak gerici bir zihniyet yaratmak isteniyor.
  • Marmara Üniversitesi – Darwin karşıtı Fethullahçı  sempozyumlar düzenleniyor. Okula girerken arama yapılıyor. Felsefe standı polisler tarafından dağıtıldı, standı kuranlar gözaltına alındı. Kürtler polis tarafından şiddete maruz kalıyor. Ayrıca üniversite içinde Denizbank kredi kartı kullanma zorunluluğu var, yemekhanede başka türlü yemek alınmıyor. (Denizbank kredi kartı uygulamasının geri alınması için akademisyenlerin açtığı dava kazanıldı ancak pratiğe yansımıyor.)
  • “Çok Ses Tek Ders” örneğinde olduğu gibi hak mücadelesi hep birlikte yürütülmeli, öğrenci-akademi işbirliği sağlanarak dersin adı ne olursa olsun tek bir içerik anlatılmalı.
  • Celal Bayar Üniversitesi – Kampüse cami yapılıyor ancak camiye giden yol yok. Bu ve bunun gibi sorunlarda diyalogda bulunulacak bir kurum yok, iletişim yolları tıkalı.
  • Ulusal Öğrenci Konseyi AKP ile birlikte siyaset yapıyor. Konseyler ve öğrenci kulüpleri sahiplenilmeli ve oralarda örgütlenmeli.
  • Ege Üniversitesi – Mevlana üniversiteden ayrıldı. Mevlana’yı üniversiteden ayıran duvarlar yıkılmalı.
  • Limontepe örneğinden gidilerek toplumsal kopukluktan söz edildi. Toplumun kılcal damarlarına ulaşılmalı; varoşlara, kahvelere gidip temas sağlanmalı, bilgi ve deneyim aktarımında bulunulmalı. Oralarda da forumlar yapılmalı.
  • “Genç çapulcular yoksul mahallelere yaz okulları kurmaya gidiyor” kampanyasını üniversiteler de desteklemeli. Üniversiteler sokağa inmeli. 4+4+4’e karşı alternatif eğitimler sunulmalı.
  • Mahalle forumları gibi üniversitelerde de forumlar düzenlenmeli, kararlar alınmalı ve uygulanmalı.
Ayrıca 4-7 Eylül 2013’te 8.si düzenlenecek olan Karaburun Bilim Kongresi’nin de duyurusu yapıldı. Bu yılki gündem başlığı: İktidar ve Dayanışma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder