24 Haziran 2013 pazartesi 2. Oturum
ESENYURT ESENKENT HAVANA PARKI
FORUM NOTLARI
Katılım ilk oturuma göre daha yoğun başladı ve genç ağırlıklıydı. İlk oturuma sınav nedeniyle gelemeyenler de gelmişlerdi. Moderatörlük, genç bir kadından sonra Abbasağa Parkı’na da katılıp oradaki etkinliğin akışı hakkında kısa bir bilgi veren genç bir arkadaşa verildi.
Açılış önce gezi eylemleri sırasında öldürülen 3 insanımız için saygı duruşuyla başladı.
Katılımcı sayısı başlangıçta 58 idi. Ortalarda 95, bitişte 120 sayısına ulaştı. Katılım arttıkça herkesin yüzünde, gözünde ve dilinde ışıltılı bir sevinç okunuyordu.
Gündem için sunulan öneriler:
- Esenkent’in can alıcı sorunlarını konuşmak mesela yeni yapılan büfeler.
- Öğrenciler için sanatsal atölye çalışmaları.
- Bu topluluğun çalışma planının belirlenmesi.
Bir katılımcı bugün için serbest gündemle konuşmanın daha doğru olacağını belirtti. Bu fikir başka bir genç katılımcı tarafından destek gördü; “Bizim Esenkent sorunlarını Toplu Yapı çatısı altında da konuşma olanağımız var, bu etkinlik gezi parkı çerçevesinde olmalı” dedi.
Medaratörlüğe seçilen genç önce Taksim Dayanışması’nın 7 maddelik talebini okudu. Sonra sırayla söz isteyen katılımcılar gecenin karanlığında birer yıldız olan öneri ve görüşlerini sundular:
Bir katılımcı Yoğurtçu Parkı notlarından özet aktarımlar yaptı. AVM boykotu ve seçim barajının düşürülmesi, işaret diliyle en çok alkışı aldı.
Yeni gelenlerin isteği üzerine bir önceki oturumun kısa bir özeti yapıldı.
Diğer görüşler şöyle:
-Gezi Parkı’nda, kısa zamanda birlik olmayı, birbirimizi sahiplenmeyi öğretti gençler bize. Yeni bir örgüt formu oluşturmalıyız. “Derelerin Kardeşliği” örgütlenmesinde olduğu gibi.
-Toplumsal bellek oluşturulmalı. Dünü hemen unutuyoruz. Bize karşı sinsice uygulanan baskıları da unutmamalıyız. Dün Menderes’i astılar, Özal’ı zehirlediler, Bugün de, “seni yedirtmeyiz” diyorlar. Bunlar, bize uygulanacak baskının işaretleridir. “Şiddet içermeyen direnişler örgütleyelim” vurgusunu doğru bulmuyorum. Taksim’de direnenler yalnızca kendilerini savundular. Taş atan, barikat kuran gençlerle, polis provokasyonlarını karıştırmayalım.
-Bu pasif direnişin, sivil itaatsizliğin mantığı, herkesi kapsamasıydı. Gezi, aslında bize bir tokat attı. Yıllarca bu iktidarı hep eleştirdik ama bir şey yapamadık. İşte gezi bunu yaptı. Herkesi eyleme geçirme, bir araya getirme başarısını gösterdi. Diyanet “biber gazı caizdir” diyor. Daha mı birleşmeyelim?(Alkışlar)
-Tek vücut, çok ses nasıl olur gösterdi Gezi. Bu çalışmalarımızı yazılı kayıt altına almalıyız.
-Sokağa döküldük ama sokağa gelmeyen daha çok genç var. Sinema gösterileri yapalım. Boykotlar güzel ama küçük yerel çalışmalar daha önemli.
-Dilekçeler vermeliyiz. Bürokrasi ülkesinde yaşıyoruz çünkü.
-Bu görüşe katılmıyorum. Sokakta hayat var. Bürokrasi, kitabına uydurma düzenidir. Polis kurşunu ile öldürülen arkadaşımız Ethem Sarısülük’e bürokrasinin yanıtı, meşru savunmadır.
-Komite oluşturulmalı ve bu komitede gençler olmalı. Oluşturulan bu birliğin dağıtılmaması gerekir.
-Muhalefetin yapamadığını biz kendimiz yaptık. Bu heyecanı sokaklara taşımalıyız.
-Türkiye burjuvazisini iyi tahlil etmek gerek, zor durumdalar. Muhalefetteki ayrışmayı tetiklemeden birleşmek gerek. Gezi eylemi de bir küçük burjuva hareketidir, özgürlükleri öne çıkarıyor çünkü. Bu hareketi sınıfsal temellere taşımalıyız.
Oluşturulan meclis yürütmesine ikisi kadın yedi genç arkadaş seçildi.
Yürütme oluşturma önerisinin ardından, 7 genç arkadaşın hiç nazlanmadan ve beklemeden görev için platforma gelmeleri, “of be” dercesine herkesin yüreğine su serpti. Bol alkış aldı.
Bir sonraki toplantı 27 Haziran Perşembe akşamı saat 21 00 de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder