- Kolaylaştırıcı Ethem Sarısülük davasından bahsetti. 24 Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirilen Yoğurtçu Parkı eylemi anlatıldı.
- Bir katılımcı yazdığı metnin kolaylaştırıcının okumasını rica etti. Metinde kimseyi ötekileştirmeden örgütlenmenin önemini vurgulandı. Başkan, başkan yardımcısı gibi hiyerarşik yapılanmaya girmeden, gönüllülüğün merkezde olduğu demokratik komisyonların kurulması önerildi. Bu komisyonlara örmek olarak çevre komisyonu, hukuk komisyonu, sağlık komisyonu, iletişim komisyonu ve kısaca tanımlarıverildi. İhtiyaç halinde komisyon sayılarının artırılabileceği anlatıldı.
- Kriton Curi Parkı’nda hali hazırda bulunan derneğin üyesi bir katılımcı bu komisyonlardan bir kısmının dernekte bulunduğundan, parkın içinde bulunan salonlarda eğitim verildiğinden bahsetti.
- Kolaylaştırıcı forumun usullerinin üzerinden geçti.
- Katılımcı forumun derneğe gitmesindense, dernekteki komisyonların foruma gelmesinin daha doğru olacağını söyledi. Gelip kendilerini tanıttıkları takdirde ortak işler yapılabileceğini söyledi.
- Forum başında okunan metinden ve ötekileştirmeden bahsedildi. Bir önceki forumda yaşanan “Benim gibi düşünmeyen insanlar gitsin.” türü davranışlar eleştirildi. Gezi süreci boyunca sık sık tekrarlanan“Tayyip istifa” söyleminin gerçekçiliği sorgulandı.
- Taksim Dayanışması’nın toplantılarına referans veren bir katılımcı toplantılarda bağımsız kimsenin bulunmadığını, Taksim Dayanışma’nın 118 bileşeninin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştiğini ifade etti. Bağımsız insanların orada temsil edilmediğini anlattı. Fakat artık “büyüklerin ezberlenmiş ideolojilerinin çatışmasına katılmak istemediğini, yenilik istediğini ifade etti. “Tayyip istifa” söylemini kendisinin de gerçekçi bulmadığını ekledi. Gezi olayları başında halkı sokağa dökmek için “hükümet düşecek” şeklinde manipülasyonlar yapıldığını fakat asıl hedefin halka açık doğrudan demokrasi örneği olan bu toplantılar olması gerektiğini söyledi.
- Söz alan katılımcı “Tayyip istifa” söylemine katıldığını belirtti.
- “Forumu terk et.” çağrısının yanlış olduğu ama sonrasında forumu terk etmenin de yanlış olduğu ifade edildi. Bu çağrıyı yapanın sonrasında özür dilediği tekrarlandı. Park duvarlarındaki küfürlerin silinmesinden duyulan hoşnutluk ifade edildi. “Tayyip istifa” söylemine destek verdi. Bunun demokrasi isteğini belirtmenin bir aracı olduğu, Taksim Dayanışması’nın hedefleri içinde yer almasına rağmen başbakana iletilmediği belirtildi.
- Katılımcı oy kullanabilmek için herkesin yerel seçimlerden önce seçmen kütüğünü kontrol ettirmesi gerektiğini belirtti.
- Önceki seçimlerde seçmen kağıtları elinde olan bazı insanların oy kullanamadığı, böyle durumlarda geri dönülmemesi gerektiği, sandık görevlileri ve gözetmenlerden yardım istenmesi gerektiği anlatıldı.
- Türkiye’deki oy kullanma oranlarından bahsedildi. Her oyun önemi vurgulandı.
- Bir katılımcı seçmen kütüğünü kontrol ettiğinde ailesinden olmayan bir kişinin hanesine kayıtlı olduğunu fark ettiğini belirtti.
- Bir önceki toplantıda bilgilendirme yapan avukat katılımcının Cuma günü bilgilendirme amaçlı gelmesi oylandı, kabul edildi.
- Apartmanlara asmak için forum duyurusu dağıtıldı.
- Gezi Parkı olaylarıyla ilintili davaları takip etmenin önemi vurgulandı. Ertesi gün gerçekleşecek olan davanın saat 10’da İstanbul Yeni Bosna İdari Mahkeme’de görüleceği belirtildi. Katılım çağrısı yapıldı.
- “Tayyip istifa” söylemine katılan bir konuşmacı yolsuzlukları eleştirdi. Tayyip Erdoğan giderse yerine gelecek olan insanı orada bulunan insanların seçeceğini belirtti.
- Osmanlı döneminin son dönemine referans verilerek, o dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya çıktığı, Tayyip Erdoğan gittikten sonra yerine başkasının geleceği anlatıldı.
- Konuşmacı Mustafa Kemal Atatürk’ün tekrar geleceğinin garantisinin olmadığını, onun yerine cuntanın gelmeyeceğinin garanti edilemeyeceğini belirtti. Alternatif parti kurma önerisi getirdi. Tayyip Erdoğan gitse bile peşinden gelenlerin kadrolaşmasının engellenemeyebileceğinden bahsedildi. Seçim barajının düşürülmesi ya da kaldırılmasının önemi vurgulandı. Koalisyon hükümetinden korkanlara artık o dönemde olmadığımız anlatıldı.
- Katılımcı gençlerin ne istediğini anlamadığını belirtti. Tayyip Erdoğan’ın demokratik olmayan söylemleri eleştirildi. Bir doktorun 73 yaşındaki hasta kadına abdestinin bozulacağı gerekçesiyle serum takmadığına şahit olduğunu anlattı. İlk adımın Tayyip Erdoğan’ın gitmesi olduğu, herkesin var olan partilere katılmasının önemli olduğunu vurguladı. Yeni parti kurmanın zorluklarından bahsetti.
- Konuşmacı Tayyip Erdoğan’ın istifasının önemli olmadığını, önemli olanın aç, eğitim göremeyen insanlar olduğunu söyledi. Olayların çevreye duyarlılıkla başladığını fakat orantısız güç kullanımı sonucunda bu duruma gelindiğini anlattı. Asıl önemli olanın mahallede ne olduğundan haberdar olmak olduğunu vurguladı.
- Dev-Genç’te aktif görev yapmış bir katılımcı Gezi olaylarından sonra umut dolduğunu anlattı. “Tayyip istifa” söyleminin sağ partilerdeki lider mantığının, parka belediyenin değil de Tayyip Erdoğan’ınşahsının karışmasının sonucu olduğunu anlattı. İlk engelin Tayyip Erdoğan olduğunu, diğer engellerin daha sonra düşünülmesi gerektiğini anlattı.
- Söz alan katılımcı yeni parti kurulursa sadece onun iktidara muhalif gençlerden mi oluşacağını yoksa AKP gençliğini de kapsayacağını mı sorguladı. Sadece muhalif olursa kısa sürede parçalanacağını,Tayyip Erdoğan’ı düşüremeyeceğini düşündüğünü belirtti.
- 9 yaşında bir katılımcı söz aldı. Sınıfça “Tayyip istifa” diye bağırdıklarını anlattı. “Tayyip Erdoğan’ı demokratik yollardan seçtik, seçtiğimiz insanı neden protesto edemiyoruz?” diye sordu.
- Söz alan katılımcı iki şiir okudu. (Tevfik Fikret-Promete, Mehmet Akif Ersoy-Çanakkale Şehitlerine’den birkaç dize)
- Katılımcı Gezi olayları sonrasında insanların birbirleriyle konuşmaya başladığını anlattı. 7 yaşındaki bir çocukla yaptığı konuşmadan örnek vererek, çocuğun başbakanı sevmediğini ifade ettiğini çünkükaba olduğunu ve insanları yaraladığını söylediğini anlattı. Partinin destekçilerine bu durumun anlatılması gerektiğini, tencere tava çalanların foruma katılımlarının sağlanması gerektiğini söyledi. Konuştuğuyaşlı bir insandan örnek vererek, bazı insanların Gezi Parkı’nda olanları gençlerin yakıp yıkması olarak gördüğünü ve onların vicdanına seslenerek ölümlerin vebaline onların da ortak olduğu anlatılmalıdedi. Bunu yaparken bir mekandan çıkarıldığını anlattı. Tarafsız gazeteleri halka açık yerlere bırakma önerisi sundu. İnşaat sektöründe çalıştığını, bu sektörde siyasi olarak olmasa da ticari olarak Tayyip Erdoğan’a bağlı birçok insan olduğunu söyledi.
- Konuşmacı Tayyip Erdoğan’dan pasif şekilde kurtulmak gerektiğini, bunun için de iki büyük şehirde yerel seçimlerde AKP dışından bir adayın kazanması gerektiğini söyledi.
- 68 kuşağından bir katılımcı gençliğin kendisini şaşırttığını anlattı. Bütün liderlerin yaşça büyük olduğundan yakındı. Mahallede kimseyi tanımadığından fakat forum sayesinde tanışıp güç kazanılacağından bahsetti. Kısa vadede seçimler için acil tedbir alınmasının gerekliliğini, bunun için de demokrat, ülkesini seven insanların bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı. Topsuz tüfeksiz, polise çiçek atarak amaca ulaşılacağını söyledi.
- 25 senedir mahallede yaşayan bir katılımcı 1 Haziran’a kadar gençlerin apolitik olduğunu düşündüğünü fakat o gün Kadıköy’de gördüğü manzaranın kendisini dönüştürdüğünü söyledi. Tayyip Erdoğan’ın bu kadar güçlenmesinin 70 ve 80’ler de yaşananların sonucu olduğunu vurguladı. Çöpten çıkan, yakılan oylar olduğunu belirterek sandığa sahip çıkmanın önemini anlattı.
- 21 yıldır mahallede yaşayan bir katılımcı parkın yanındaki Acıbadem Hastanesi’nin yerinin eskiden çamlık olduğunu, hastane yapımına karşı direndiklerini fakat direnişi bıraktıkları anda hastanenin yapıldığını anlattı.
- Müşahitlik görevinden bahsedildi. Sandık görevlilerinin görevlerini yerine getiremediğinden, güvenlik kaybından endişe duyulan yerlerde müşahitlik yapılması gerektiğini anlattı. Geçen seçimlerde polislerin mükerrer oy kullandığını anlattı. Oylarda tutarsızlık saptandığında Yüksek Seçim Kurulu’na partilerin başvuru yapabileceğini söyledi.
- 12 Eylül ve 24 Ocak kararları eleştirildi. O sürecin AKP’yi beslediği anlatıldı. Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği bir yapı olduğu, kendisi gitse bile yerine başkalarının geçeceği anlatıldı. 12 Eylül’den sonra ordunun çözüldüğü, bu süreçlerin küresel olaylardan kopuk olmadığı anlatıldı. Anayasa üzerine forum yapılması önerisi geldi.
- Bir katılımcı Gezi Parkı’na müdahale eden jandarmanın askeriyeye bağlı bir kurum olmadığını, İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu söyledi.
- Konuşmacı askerin artık yüceltilmemesi gerektiğini, ordunun halkın ordusu olmadığını söyledi. Mısır’daki hareketin önderlerinden birinin BBC’ye verdiği bir röportajı alıntılayarak Mısır’da askerin müdahalesi sonucu insanların direnişi bıraktığını fakat 3 yıldır seçim yapılmadığını anlattı.
- TBMM Genel Kurulu’nda grupların sunduğu önerilerden ve nasıl kabul edilmediği anlatıldı. Twitter’da TBMM Genel Kurulu sayfasının takip edilmesi gerektiğinden bahsetti. Gözaltına alınan çok sayıda reşit olmayan çocuk olduğundan, Gezi Direnişi sırasında otel lobisine atılan gazın Avrupa Birliği kanunlarına aykırı olduğundan, Türkiye’de 813.000 çocuk işçi olduğundan bahsetti. Yakın zamanda birçocuk işçinin trajik biçimde öldüğünü fakat patronun ceza almadığını anlattı.
- Hemzemin isimli forum postasından bahsedildi. Durumu müsait olanların çevrimiçi versiyonunu basıp forumlarda dağıtması önerildi. Hükümetin dinde siz-biz ayrımı yapması eleştirildi. AKP’ye oy vermeyenlerin de Müslüman olduğu, bir partinin dini tekeline almasının yanlış olduğu anlatıldı.
- Konuşmacı Devrimci Müslümanlardan Eren Erdem’in röportajlarının dinlenmesini tavsiye etti. Seçim sisteminin değişmesiyle ilgili kampanya başlatılmasını, daha sonra bu kampanyanın Parklar Bizimdirİnisiyatifi’yle genişletilmesini önerdi.
- İmza kampanyası önerisi kabul edildi.
- Katılımcı Ayşe Arman’ın Gezi Parkı olaylarında revirde gönüllü olarak çalışan ve polis şiddeti gören bir gençle yaptığı röportajı çoğaltarak karşıt fikirli insanlara okuttuğunu anlattı ve forumdaki insanlarında bunu devam ettirebileceğini söyledi. Ayrıca Gezi sürecine destek amacıyla yapılan şarkıları bir CD’de topladığını ve bu CD’leri minibüs ve taksi duraklarına dağıtarak daha geniş kitlelere ulaşılabileceğini söyledi. Ertesi gün bu önerinin oylanmasına karar verildi.
- Parka adını veren Profesör Kriton Curi anıldı.
- Katılımcı AKP’lilere AKP’nin yaptığı icraatların lütuf değil, gereklilik olduğunu anlattığını belirtti. Ülkeye verdikleri zararları anlattığında hoş karşılanmadığını söyledi, Tayyip Erdoğan’ın peygamber gibi görüldüğünü anlattı. Eşarplı ve türbanlı insanları küçük görenlerin ya da eleştirenlerin bu tutumlarından vazgeçmeleri gerektiğini söyledi.
- Seçim yasasında parti içi demokrasinin önemi vurgulandı. Eğer milletvekili adaylarını parti lideri değil halk seçerse bu insanların halka karşı sorumlu olacakları belirlendi. Milletvekili adaylarının en az 10 yıladay oldukları bölgede yaşamış olmaları gerektiği vurgulandı. Bu öneri ertesi gün oylamaya bırakıldı ve gerekirse Cuma günü gelecek olan avukat katılımcıya danışılmasına karar verildi.
- Mahalle muhtarlarının ve sivil toplum kuruluşu liderlerinin Belediye Meclisi’ne tabii üye olmaları önerildi. Belediye Meclis üyelerini partinin seçtiği, bu yüzden imar komisyonlarında mühendis değil bakkal olduğu vurgulandı. Eğitimli insanların bu komisyonlarında olması gerektiği anlatıldı.
- Basının yalan söylediği, bu nedenle basının ve basına reklam veren markaların boykot edilmesi gerektiği anlatıldı. Bu şekilde basının forumları da görmek zorunda kalacağı ve haberleri sadece ana akımmedyadan alan insanların da forumlardan haberdar olacağı anlatıldı. Apolitik insanların bile bir duruşu olduğunu, bu nedenle gücümüze inanmamız gerektiği vurgulandı.
- Kazım Koyuncu’nun 8. ölüm yıldönümü olduğundan ötürü sanatçı anıldı.
26 Haziran 2013 Çarşamba
Kozyatağı Kriton Curi Parkı Forumu Notları (25 Haziran)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder