Forum; 2 Temmuz'da
Kadıköy'de yapılan Sivas şehitlerini anma yürüyüşü ile alakalı bilgi
paylaşımları ile başladı.
-Toplanılarak,
Kriton Curi Parkı forumu olarak katılınılan yürüyüşte yaşanılanlar kitle ile
paylaşıldı; “etkili ve büyük bir kalabalığa dahil olunarak yüründü; adeta bir
şenlik, piknik havasında idi...”
-Konu ile alakalı
ikinci fikirde ise anmanın güzel olduğundan, ancak; biraz daha empati yapılması
gerektiğinden, ölümlerle sonuçlanmış böylesi bir katliamın anma töreninde
gereksiz sloganların çok fazla yer bulmuş olmasından duyulan üzüntüden
bahsedildi.
Yürüyüş ile
alakalı bilgilendirmenin ardından, forum kuralları hatırlatıldı ve
kolaylaştırıcı seçimleri tamamlandıktan sonra da halk kürsüsü 3 Temmuz akşamı
için açıldı.
-Ellerinde bayrak
ve Atatürk posteri ile forum alanına gelen emekli albay Gülcemal Bey, yakın
tarihimize dair bilgilendirmelerde bulundu, savaş yıllarından bahsederek
günümüz olaylarını da görüşleri doğrultusunda özetledi. “Atatürk olmasaydı ne
vatan, ne millet olurdu; unutmayalım” diyerek iktidarı eleştirdi. Konuşmasını,
okuduğu bir şiir ile sonlandırdı.
-Akşamın ikinci
sözünü başka bir gazimiz aldı; çapulcuları selamladıktan sonra, başlatılan bu
hareketin güzelliğinden bahsederken Cumhuriyet'in tehlikede olduğunu, mezhep
ayrımı yapılmaya çalışıldığını, bu tarz oyunlara gelinmemesi gerektiğini
söyledi. Atatürk'e övgülerini sunarken, Osmanlı'nın son zamanlarındaki rehavete
kapılmamamız gerektiğinden de dem vurdu.
-Bir önceki
forumda oluşturulması kararlaştırılan ve gönüllüleri belirlenen komitelerle
alakalı konuşuldu, bilgi aktarımı yapıldı. Kültür, sanat ve spor komitesinin
çalışma alanı ile başlandı, yeni gönüllüler için çağrı yapıldı.İletişim
komitesi duyuru yapıldı; yeni katılımlar oldu. Siyasal partiler ve Stk'lar ile
iletişim komitesi için yeni çağrı yapıldı.
-Gezi parkı ile
alakalı medyada yer alan mahkeme kararı ile alakalı konuşuldu; hukuki boyutuna
hakim olan katılımcılardan bilgi talep edildi.
-Eğitim komitesi
ile alakalı çalışma zorluklarına dair bilgilendirmelerde bulunuldu; neler
yapılabilir, neler yapılamaz tartışılmalı, denildi.
-Söz alan avukat
arkadaş, Gezi Parkı ile alakalı mahkeme kararı konusunda bilgilendirme yaptı;
kendilerine henüz kararın gelmediğini, söylentiler doğrultusunda kararın
verildiğini duyduklarını ancak henüz tebliğ edilen bir şey olmadığını belirtti.
Süreç ile alakalı konuşuldu. Netice itibari ile; itirazlardan sonra Danıştay'ın
nihai kararı vereceği, kararın kesin olacağı, bu karardan sonra; uygulanmaya
çalışılan mevcut projeye devam edilmesi halinin tamamen hukuka aykırı olacağı
ve suç teşkil edeceği, İstanbul Baro'sunun süreci takip ettiği belirtildi.
Eğitim komitesinin
karşılaşabileceği hukuki zorlukların gerçekten de var olduğunu, yapılması
planlananların resmi olması gerektiğini; en azından Stk'lardan destek alınarak
bir şeylerin yapılmasının daha kolay olduğunu söyledi.
-Mahkeme kararı
ile alakalı başka bir örnek verildi; Karadeniz Otoyolu'nun her kilometre karesi
için durdurma kararı olduğundan, ancak hiç kimsenin bu karara rağmen inşaası
tamamlanan yol için cezalandırılmadığından, adaletsizliğin boyutundan
bahsedildi. M.A. Bakunin'in; “Hukuk iktidarın fahişesidir” sözü hatırlatıldı.
Başlayan bu halk
hareketi ile, kendi sözümüzün ve kararlarımızın arkasında durulması gerektiği
fikri yinelendi, Gezi sürecinin önemine dikkat çekildi. Eğitim komitesinin
faydalanabileceği bir bilgi olarak Okumuş Adam hastag'ı önerildi.
-Provokatif
hareketlere dikkat çekildi. Bilgi kirliliğinin, provokasyon amaçlı gündem
yaratılmak için kullanıldığı; Petrol yasayı ile alakalı konuşulanların
doğruları yansıtmadığı ile konu örneklendirirldi. Bir diğer gündem değiştirme
konusu olarak, yayılan; Muharrem İnce'nin kuracağı konuşulan yeni parti ile
alakalı haberleri yalanladığı ve bilginin doğruyu yansıtmadığından bahsedildi.
İletişim sorunları yinelendi, ortak santral fikri ortaya atıldı. Güvenilinen
kişilerle iletişim bilgilerinin paylaşılabileceği söylendi.
-Gezi Parkı ile
alakalı mahkeme kararı ile ilgili dolaşan bilgilerin tam olarak gerçeği
yansıtmadığı, net karar için daha birkaç aylık süre olduğu belirtildi. İstişare
komitelerinin toplanması ve çalışmalarına başlamaları ile alakalı konuşuldu,
sıkıntılar dile getirildi. Komitenin ilk buluşmasının planlandığı ancak
gerçekleştirilemeyip iptal edildiği söylendi. Gönüllülerin, forum saati olan
21:00'dan önce, 19:30 gibi toplanıp, fikir alışverişi yapabilecekleri önerisi
sunuldu.
-Gazimizin isteği
üzerine, gür sesli bir katılımcı Atatürk'ün konuşmalarından birini
katılımcılarla paylaştı.
-Diğer parklar ve
platformlarla iletişimi sağlayacak olanın iletişim komitesi olduğunun altı
çizildi; mail ve telefon bilgilerinin hali hazırda paylaşıldığı, Parklar Bizim
usulüne bağlı kalınarak devam edildiği söylendi. Komitedeki gönüllülerden maillerini sık sık kontrol etmeleri istendi.
Teoride kalmamak için, iletişim gereğinin önemi vurgulandı. Mahkeme kararı ile
alakalı olarak Taksim Dayanışmanın yayımladığı basın açıklaması okundu. “Direne
direne kazanacağız!” “31 Mayıs, hepimizin özgürlük açlığının dışa vurumuydu”
-Ramazan ayı
içerisinde forumun izleyeceği yol hakkında görüş ve öneriler talep edildi.
-Emekli
albayımızın şiiri ile devam edildi.
-Aynı gün
içerisinde çok farklı konuları konuştuğumuz ve konuların dağıldığından, sonuca
varamadığımızdan bahsedildi. Apartman örgütlenmesinin önemli olduğu ve gündem
belirleyerek devamlılık sağlanabileceği söylendi. “Gün sonunda değil, gün
başında gündem belirlensin ve oylamalar yapılsın” denildi.
-2 Temmuz Sivas'ı
anma yürüyüşüne katılan biri; yürüyüşe grupla birlikte başlayamadığını ancak
kortej geçerken, özellikle farklı bir gruba müdahil olmayıp, parktan yürüyüşe
geçen grubu beklediğini ve onlara katıldığını, bu şekilde de bir gruba dahil
olmanın ne kadar güzel olduğunu hissettiğini belirtti. “Direnince çok güzel
oluyorsun Kozyatağı!”
”Kurulan komiteler
yeterli, görevler belirlenip uygulanmaya başlasın” denildi. Bir süre
belirlensin ve bu sürenin sonunda; komiteler, planladıklarını forum ile
paylaşsınlar, önerisi getirildi.
-Karşı fikir
yoklaması yapıldı.
-Antikapitalist
müslümanların forumlarda dile getirdiği iftar yemeği önerisinden bahsedildi.
Akp'nin dini tekel haline getirdiğinden ve bunun kırılması gerektiğinden
konuşuldu. Oruç tutmayanların dahi, hassas davranacağına dair olan inanç
vurgulandı. Forum öncesi düzenlenecek iftar etkinliği ve olası sonuçları
hakkında görüş bildirildi.
-Komitelerin
yeterli olduğuna dair görüşe istinaden; komite sayılarının arttırılmasında
herhangi bir çekinceye gerek olmadığı söylendi, bir şeyler yapmak isteyen
herkesin konu ne olursa olsun gönüllü olup, çalışabileceği belirtildi.
“Kendimizi sınırlandırmayalım; farklı komiteleri isteyenler varsa onlar da
yapılsın” denildi.
-Gündem
belirlenmesi dahilinde öneri geldi; “forumun ilk saatinde serbest kürsü
yapılsın, ikinci saatinde ise belirlenen gündem üzerine konuşulsun.” Tam tersi
olan; 21:00-22:00 arası gündem, 22:00-23:00 arası serbest kürsü olması yönünde
de bir talep geldi, oylandı ve kabul edildi.
-Gülcemal
albayımız gitmeden önce son bir şiir daha okudu; “ölümüne yanınızdayız gençler”
diyerek, forumdan ayrıldı.
-Küçük
çapulculardan Simge, Gezi olayları ile ilgili görüşlerini ve kendisi üzerinde
bıraktığı etkiden bahsetti. “Ağaçları, hayvanları çok seviyorum. Olaylar
başladığında rahat uyuyamadım ve ertesi gün Bağdat Caddesi'ndeki protesto
yürüyüşlerine katıldım, ben de böyle direndim” dedi. Tencere ve tava seslerinin
kendisini mutlu ettiğini söyledi.
- “Kimseyi
ötekileştirmeden, herkesi sevip sayarak bugünlere kadar geldik; iftar
yemeklerinde de başarılı oluruz” düşüncesi dile getirildi. Konuşmacı,
sözlerine; “Diren Türkiye ile birlikte artık, Diren Mısır da diyoruz; oradaki
devrimci arkadaşlara selam olsun!” diyerek, devam etti. Mayamızdaki kurtuluş savaşından,
özgürlükçü ruhumuzdan bahsedildi.
-“Her zaman
demokrasiden yanayız, asıl darbe; bir tür sivil darbecilik yapan Tayyip
Erdoğandır!” görüşü dile getirildi.
-Mısır ve Mursi
konusu, halkın direnişi ve darbe durumutartışıldı; despotun karşısında darbe
savunması da iyi değil, görüşü paylaşıldı. Darbelerin en başta işçi sınıfını ve
halkı ezeceğinden, daha iyiye değişim olmayacağından bahsedildi. Gündem
belirlerken akademisyenlerden destek alıp, kendimizi de eğitelim, önerisi
yapıldı.
-Pazartesi günü komitelerin
sunum yapması oylandı, onaylandı!
-Ramazan
süresince, iftar saatleri nedeniyle yaşanacak sıkıntı üzerinden; forum
günlerinin kısıtlanması ya da saatlerin düzenlenmesi konusunda görüşler talep
edildi, önemi vurgulandı. Forum öncesi iftar yemeği önerisi tekrarlandı.
-Forumun
günlerinin Ramazan'da azaltılması önerisi oya sunuldu; kabul edilmedi!
Saatlerle alakalı
tartışma açıldı; saatlerin aynı kalması, imece usulü hazırlanan sofralarla
iftarın açılması ve sonrasında da foruma devam edilmesi, önerisi geldi. Herkes
masaya bir lokma dahi koysa; hep beraber, Gezi ruhuyla, mutlu bir şekilde devam
edilebilir, denildi. “Gezideki Kandil akşamını unutmayalım, kendi parkımıza da
taşıyalım”
-Öneri; 20:30'da
toplanıp, 20:30- 21:30 sofra muhabbeti ile iftar açılsın, foruma iftardan sonra
devam edilsin. Önerinin yarın (04/07/2013) da konuşulmasına ve o şekilde
oylanmasına karar verildi.
Konu, 4 Temmuz
forumunun ilk gündemi olarak da belirlendi; Ramazan ayında forumda
yapılacaklar!
-İkinci gündem
olarak; Apartman örgütlenmesi hususunda neler yapılabileceği, konusu kabul
edildi, alakalı fikirler tartışmaya açıldı.
-Apartman
örgütlenmelerinin zor olacağından, kimsenin birbirini tanımadığından
bahsedildi. Zorluğuna dikkat çekildi.
-”Yapmak
istediklerimizi ve forumları, fikri bize yakın olanlarla paylaşıp, yayalım”
denildi. Hazırlanan broşürleri posta kutularına atma fikri yinelendi.
Bilgilendirme yazılarının, insanların doğrudan dikkatini çekecek yerlere
asılması gerektiği söylendi.
-“Kozyatağı'nda
2-3 saatte yapıştırdığımız bildiriler kısa sürede yırtıldı, bu hem maddi hem de
manevi olarak zor”, denildi.
-“Kriton Curi
Forumu için hazırlanan kağıdı apartmanıma yapıştırdım, 4-5 gün yırtılmadan
orada kaldı, ancak hiçbir komşumu da burada görmedim”, denildi.
-“Herkes bir tane
de olsa komşusunu forumlara davet edip, getirsin” denildi.
-Yürüyüş organize
ederek sesimizi duyurabileceğimiz, belirli sloganlarla insanları
bilgilendirebileceğimiz hususunda konuşuldu.
-Gezi'den sonra
umutlanıp bu forumlara katıldığını söyleyen bir forumcu; hareket mutlaka devam
etmeli, sonuca varmalıyız, dedi.
-Hemen herkesin
apartman görevlilerinin olduğunu söyleyen bir katılımcı; “nasıl yaşadıklarını
bilmiyoruz, önce onları bilgilendirerek, forumlara yönlendirerek
başlayabiliriz” görüşünü paylaştı. Ramazan ayında organize olup, iftar
etkinliklerinden birine kendilerini davet edelim, böylelikle burada neler
yapıldığını görüp eşlerine dostlarına aktarabilirler, önerisi getirildi.
-Bidirilerin
yırtılması ve dağıtımının etkin olmaması konusunda, duvarlara bilgilendirici
grafitilerin yapılabileceği fikri ortaya atıldı. “Kriton Curi Parkı Forumu”
şablonlarının hazırlanıp, spreyle boyanabileceği, üzerleri kapatılsa dahi
tekrar tekrar yapılabileceği söylendi.
-”Söylediklerimiz
uygulanmıyor, dün ne konuştuğumuz hatırlayan var mı? Özeleştiri yapmamız
gerekiyor; konuştuklarımızı karara bağlayalım!”
-Perşembe, Cuma ve
Cumartesi günleri semt pazarları olduğu, 3-5 kişilik ekipler oluşturup, bildiri
dağıtılabileceği ya da gidip gelen insanların görebileceği şekilde afişler
asılabileceği, söylendi.
-Gezi ruhundan,
buradaki toplantılardan ne beklediğimizi, amacımızın ne olduğunu sorgulamamız
gerektiğinden bahsedildi. Önce bir amaç belirleyip, enerjimizi bu amaca
kanalize etmemiz ve somut bir şeyler ortaya çıkarmamız gerektiği üzerine
konuşuldu. Daha somut öneriler istendi; yerel seçimlerde izlenecek yola dair
reel bir tavır ortaya koymamızın gerektiğinin altı çizildi. Eyleme
dönüştürülemeyen önerilerin vasıfsız kalacağı fikri yinelendi.
-”Niçin buradayız”
sorusu dahilinde; Gezi ruhunun örgütlenmeyi beklediği savunuldu. Mahallelerden
başlayarak örgütlenmemiz gerektiği ve hiçbir hareketin Taksim Dayanışma'dan
bağımsız olmayacağının vurgusu yapıldı.İçimizdeki farklı sesler
zenginliğimizdir, kimseyi dışlamamalıyız, denildi. “Birbirimize sahip
çıkmalıyız; önce parkımıza, mahallemize sonra da ülkemize! Çünkü; hareket
başladı. Artık konuşabiliyoruz, tartışabiliyoruz, duyuyoruz ki insanlar da
yavaş yavaş kendi aralarında konuşmaya başladılar. Komiteler çıkarıyoruz,
herkes görev almalı, gönüllü olmalı; korkmadan gönüllü olunmalı, bu hususta
sıkıntılar ortadan kaldırılmalı” denilerek, forum kapatıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder