19 Temmuz 2013 Cuma

Ankara Çayyolu Üç Fidan Forumu Notları (12 Temmuz)

Duyurular:

· Bir katılımcımız, Kurtuluş Ethem Sarısülük Parkı Forumu’na her Çarşamba saat 19:00’da, her forumdan en az iki kişinin katılması çağrısının yapıldığını duyurdu.

· Bir başka katılımcımız, TMMOB üyesi veya bu örgütle ilgisi olmayan birkaç kişinin geceyarısı meclisten geçirilen TMMOB yasasına karşı internette imza kampanyası başlattıklarını ve bu sabah 25.000 imzaya ulaştıklarını duyurdu. Herkesi kampanyaya katılmaya davet etti.

· 13 Temmuz 2013 Cumartesi günü saat 17:00’da, TMMOB önünde düzenlenecek eylemle ilgili duyuru yapıldı.

· Yürüyen kadın Aylin Kotil’in Pazar günü Ankara’ya ulaşacağı ve direnişçiler tarafından bir karşılama planlandığı duyuruldu.

Gündem:

1. Ali İsmail Korkmaz

2. TMMOB yasası

3. Yürüyen kadın Aylin Kotil

4. “Sen gelme ulan ayı!”

· Moderatör ve birkaç katılımcı, Ali İsmail Korkmaz’ı ölüme götüren süreci medyadan ve internetten takip ettikleri kadarıyla anlattılar. Bu konuda farklı mecralarda farklı haberlerin ve yorumların olduğu anlaşıldı.

· Doktor bir katılımcımız, Ali İsmail Korkmaz’a bakmadığı ve yanlış müdahale ettiği söylenen doktor hakkında tabip odasının soruşturma açtığını söyledi.

· Bir katılımcımız, “Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin bir görgü tanığı varmış ve bu tanık Ali’ye, elinde telsiz, cop ve sopalar olan kişilerin saldırdığını söylemiş.” dedi.

· Bir başka katılımcımız da, “Ali, polisin yarattığı korku duvarı olmasaydı hayatta kalacaktı. İnsanlar yaralandıklarında ne hastaneye ne de karakola gidebiliyorlar. Bu sorunun barolar ve insan hakları aktivistlerince çözülmesi gerekiyor.” dedi.

· Bir veya birkaç doktor tarafından yapılan hataların bütün doktorlara maledilmemesi, soruşturma sonuçlanmadan sosyal medyada bu kadar üzerlerine gidilmemesi gerektiği, iktidar yüzünden doktorların da zor durumda oldukları görüşleri dile getirildi.

· Bu görüşlere karşılık, “Doktorları genellemek doğru değil ama tepkimizi koyacağız tabi ki. Tepki koymazsak sonra bizde tepki koyacak mecal bırakmayacaklar.” şeklinde görüşler ortaya konuldu.

· Bir katılımcımız sosyal medyada intihar eden polislerin aslında susturulmak istendiği konusunda gönderi ve yorumların gezdiğini söyledi. Ancak intihar eden bazı polislerinse bu işi önceden haber vererek, göz önünde yaptıkları konuşuldu.

· Katılımcılar yaşadıkları polis şiddeti örneklerini anlattılar. Uluslar arası hukuk kurallarına uyulması gerektiği, polislerin hukuksuz emirleri yerine getirmek zorunda olmadıkları hatırlatıldı.

· Bir katılımcımız, “Dikmen’de forum yapılırken gelen birkaç arabadan sopalı, bıçaklı saldırganlar iniyorlar. Forumdaki kadınlar birden öne fırlıyorlar. Adamlar afallıyorlar. Biz insanca yaşamayı talep ediyoruz ama bu birilerini amansızca rahatsız ediyor. Hazırlıklı olmalıyız. Birileri saldırdığında dağılarak kaçtığımızda unutmayalım ki arkada kalan arkadaşımız darp edilecektir. Umarım böyle bir şey olmaz ama her ihtimale hazırlıklı olmalıyız.” dedi.

· Ali İsmail Korkmaz anısına kısa vadede ne yapabileceğimiz, eylemlere Kızılay’da mı katılacağımız yoksa Çayyolu’nda mı eylem düzenlemeliyiz konuları tartışıldı. Bütün forumlardan merkezde bir eylem yapma kararı çıkarsa 3 Fidan Forumu olarak katılmamız gerektiğiyle ilgili görüşler iletildi. Bir katılımcımız, “Eylemlerin yapılması gereken yerde yapılması kitlesellikten daha önemli. Şiddete karşı eylem yapılacaksa Kızılay’da topluca eylem yapılmalı. Yüzlerce grubun tekrar bir araya gelmesi gerekli.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Farklı farklı yerlerde eylem olması bizleri yoruyor. Hangi birine yetişeceğiz. Bugün Atatürk orman Çiftliği’ne gittik, buraya zor yetiştik. Kennedy’e gidenler oldu.” dedi.

· Bir başka katılımcımızsa merkezdeki eylemlere herkesin gidemediğini, insanların evde oturmalarındansa parklarda, forumlarda, sokakta olmalarının daha verimli olacağını belirterek, “Biz her yerdeyiz, bölündüğümüzü düşünmeyin.” dedi.

· Ümitköy nüfusunun 300.000 kişi olduğunu söyleyen bir katılımcımız, eylemleri burada nasıl yaygınlaştırabileceğimize karar vermemiz gerektiğini vurguladı.

· Bir katılımcımız TMMOB’un geçmişi ve bugünü hakkında bilgi verdi. “70’li yıllarda mühendislerin çoğu aynı anda işi bıraktı ve imalat durdu. TMMOB’nin bu kadar başarılı olmasının nedeni, her zaman halkın yanında yer alması.” dedi.

· Bir başka katılımcımız, geceyarısı çıkarılan yasayla meslek odalarının kendi meslektaşlarını denetleme görevinin elinden alındığını belirtti. Mesleklerini icra eden insanların odalara üye olmaları gerektiğini vurguladı. “Siyasi iktidarın bu kararını reddediyoruz!” dedi.

· TMMOB üyesi bir katılımcımız, gelen itirazlar üzerine açıklama yaptı; “Birliğin resmi adı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. Biz bunu Türkiye olarak değiştirmeyi düşündük ama şimdi yaptıkları gibi bütün yasayla oynamalarından korktuğumuz için iktidara öneremedik.” dedi.

· Sanatla, estetikle ilgili yetkilerin ellerinden alındığını belirten bir katılımcımız, “TMMOB bu ülkede her zaman siyasi iktidarların korkulu rüyası olmuştur.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Üç yıldır Makine Mühendisleri Odası’na üyeyim. Beni haraca bağladılar. İstifa etmek istiyorum, aidatları ödemeden yapamıyorum. TMMOB’nin yetkilerini alan bu yasaya tabi ki karşıyım ama TMMOB da melek değil.” diye konuştu.

· Bir katılımcımız, “Biz halkız, nerede yanlış yapılıyorsa biz orada olacağız.” dedi.

· Bir katılımcımız, “İktidar önceden karşı olduğu her örgüte bir kulp taktı, şimdi karşı değil. HSYK’ya, Anayasa Mahkemesi’ne, Türk-İş’e karşıydı, şimdi değil.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Direniş bizi bir araya getirdi ama direniş aynı zamanda başkaldırı demektir. Biz özgürlükler üzerinden yol almalıyız.” diyerek, kendi örgütlerimizin içinde de demokrasinin işlemesinin, hareketin sendikalarımızı da örgütlerimizi de etkilemesi gerektiğini vurguladı.

· Bir katılımcımız, “Kesk ve TMMOB’un aynı kefeye koyulmasına karşıyım. TMMOB şimdiye kadar bütün kaynaklarını, çabalarını halk yararına kullanmıştır. Bu yasa yüzünden bir sürü sahte mühendis ve şehir planlamacıyla karşı karşıya kalacaksınız, hiçbir projeden haberiniz olmayacak. Şimdiye kadar müdahale etmediğimiz söylenemez. Az kişiydik, sesimizi duyuramıyorduk. TTB’nin, baroların gösterdiği tavrı görmeseydik, biz direnemezdik.” dedi.

· Forumumuzda meslek örgütlerinin kendi içlerindeki demokrasi problemlerini de çözmeleri gerektiği, geceyarısı yasa operasyonuna hepimizin karşı olduğu ve herkesin meslek örgütlerine sahip çıkması ve birlikte eylem yapılması gerektiği görüşleri öne çıktı.

· Yürüyen kadın Aylin Kotil’in Ankara’da karşılanması planı tartışıldı. Kendisinin seçim barajını %3’e düşürmek için yürüdüğü ve forumların desteğini almasının doğal olduğu söylendi. Forumların ortak toplantısında karşılamanın nasıl yapılacağına karar verilmesi kabul edildi.

· Daha sonra yağmur nedeniyle forum, parktaki şemsiyelerin altında serbest kürsüyle devam etti.

Önerilen Gündemler:
· Bir katılımcımız, “Park forumları nasıl devam edecek?, Kışın nerede toplanılacak?, Paraya ihtiyaç duyulduğunda nasıl davranacağız?” konusunu gündeme taşımak istediğini belirtti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder