4 Temmuz 2013 Perşembe

Ankara Batıkent Forum Notları (30 Haziran)


30 Haziran 2013  3.Batıkent Forumu İlkyerleşim Petunya Parkı'nda gerçekleştirildi, ikibin civarı Batıkentli foruma katıldı. Aldığım notları iletiyorum: 

* Ethem Sarısülük Parkı ve Anıtı için toplanan imzalar yarın Yenimahalle Belediyesi'ne teslim edilecek.
* Moderatör AKP'nin iktidara gelmesinden bugüne bize yaşattıklarıyla ilgili bir hafıza tazelemesi yapılması için söz alınmasını önerdi, fakat konuşanların çok azı buna değindi.
* Lice olaylarına değinenler oldu. Bir arkadaş bugün Taksim'den, Kızılay'dan Diyarbakır'a köprü kurabilirsek AKP iktidarını daha fazla sarsacağımızı belirtti. "Bugün bize yapılanlar senelerdir Kürt'lere yapılıyor, medya tarafından yanlış yönlendirildik, onların yanında olmadık, şimdi olmalıyız. Ethem'i, Abdullah'ı vuran kurşun ile Medeni Yıldırm'ı öldüren kurşun aynı faşist devletten geldi." şeklindeki görüş hakimdi. Yaşasın Halkların Kardeşliği, Her Yer Lice Her Yer Direniş sloganları atıldı. Söz alanlardan bir kişi ise, Kürtler ile bir sorun olamayacağını, ancak bölünme yanlısı Kürt politikacılarına karşı olduğunu, bölünmenin kabul edilemeyeceğini belirtti. Foruma katılan insanların genel tavrı da bu ikisi arasında.
* Örgütlenmenin gerekliliği konusunda genel bir fikirbirliği vardı. Bugüne kadar örgüt kelimesi ile insanların korkutulduğu, sendikalarda, derneklerde, siyasi partilerde örgütlenmenin gerekliliği belirtildi. Site komiteleri, mahalle komiteleri şeklinde halihazırdaki örgütlenmelerin dışında örgütlenmeyi önerenler de oldu. (26 Haziran forumunda da benzeri öneriler olmuştu. Site- mahalle komitelerinin gerekliliğini herkes kabul ediyor ama kimse taşına altına elini koymaya yanaşmadığı için havada kalıyor.)
* Dayanışma Platformu'ndan bir arkadaş, cezaevine girenlere moral destek için foruma katılanları mektup yazmaya davet etti, mektuplar platforma teslim edilecek. 
* Ben de söz aldım, değindiğim noktalar şunlardı: 
   - Forumun daha erken bir saatte başlaması, belirli bir gün, saat ve yer olması gerekliliği. Ben pazar 19:30 önerdim. Bir abimiz 15:00'i önerdi, başka bir abi de o saatte sıcak olacağını söyledi :) Genel kanı haftasonu daha erken bir saat olması yönünde, Platform bunu kararlaştırıp bildirecek, dikkate alacaklarını sanıyorum. 
   - Forumun bir serbest kürsü havasında geçtiği ve karar alabilecek bir yapıya kavuşması gerektiği... Bunun ilk adımı olarak da pazar 19:30'da toplanma kararı alınmasını önerdim :) 
   - Bazı mesleklerden insanların bizi bilgilendirici sunumlar yapması için çalışma grupları oluşturması gerektiğini belirttim. Petrol kanunu ve toplu gösteri kanunu konusunu örnek verdim. Bu konularda sunum yapmaya yanaşan olmadı. Ancak mimar arkadaşlar olaya el attılar. Mimarlar Odası ve Peyzaj Mimarları Odası'ndan destek alarak Kentsel Dönüşüm, Diktatörlük Mimarisi, SİT alanları, 2B orman arazilerinin yağmalanması ve AOÇ gibi konularda mimarlardan kurulu bir oluşumla bizi bilgilendirmeyi vaadettiler. Umarım devamı gelir. 
* Mimar arkadaş kentsel dönüşümün hepimizi ilgilendirdiğini, hepimizin kentin üyesi olduğunu, bu konularda bilgi alma hakkımız bulunduğunu, gezi eylemlerinin kent emeğinden kaynaklandığını belirtti.
* Atatürk Orman Çiftliği konusunda söz alan bir arkadaş, Ankara'nın akciğeri olan Çiftlik'te binlerce ağacın kesilmekte olduğunu, bir kısmının ABD Büyükelçiliği, bir kısmının ise sekiz köşeli ucube bir Tayyip Başkanlık Sarayı yapılacağını belirtti. Sözlerini "Gezi direnişi ile armutun sapı kırıldı, silkelersek dökeceğiz armutu, direnelim" diyerek bitirdi.
* AKP'nin yaptığı Türk Telekom, Erdemir, SEKA gibi özelleştirmelere dikkat çekildi. Bir konuşmacı geçtiğimiz günlerde bir devlet kuruluşunun (adını vermedi) bir aylık kârı ederinde bir fiyatla özelleştirildiğini belirtti. Bu kuruluşlar halkın parasıyla yapılmıştır, halkın malıdır. AKP halkın parasını yandaşlarına sermaye olarak aktarmaktadır, denildi.
* Genç bir arkadaş (muhtemelen 93'te henüz doğmamıştır, helal olsun), Sivas Katliamı yıldönümü ile ilgili afiş astıklarını, ancak ertesi sabaha hiçbir afişi yerinde bulamadıklarını aktardı ve memleket bizim diyen bir kitlenin, afişlerine de sahip çıkabilmesi gerektiği şeklinde eleştiride bulundu. Halkı 2 Temmuz'da Kolej Meydanı'nda yapılacak mitinge davet etti. saat 16:00'da Vedat Dalokay'da toplanmayı örgütlemek üzere destek istedi. Aynı konuda söz alan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği temsilcisi, yarın gece 12'de Cemevi önünden Sivas'a otobüs kaldırılacağını ve Madımak Oteli önüne gidileceğini, gelmek isteyenlerin isim yazdırmasını duyurdu. Ayrıca 2 Temmuz'da Ankara'da 17:00'de Toros sokak'ta (Sıhhiye) toplanılacağını, 18:00'de Kolej'de eylem düzenleneceğini belirtti. 
* AKP'nin on yıldır yaptıklarının genel değerlendirmesini yapan bir konuşmacı şunlara değindi: 
   - İktidara gelir gelmez ilk yaptıkları özelleştirmedir. AKP halkın malını satan bir yağmacıdır, unutmayalım. 
   - AKP toplumsal bir gericileştirme ve cahilleştirme yaşattı bizlere. Bunu insanları okula göndermemekle değil, düşünmeyen, sorgulamayan, onların her dediğini yapan bir toplumsal taban yaratarak yaptı. 
   - Çağdaş bilimsel eğitimi hedeflemek yerine 4+4+4 gibi ucubelerle ortaya çıktılar, kendi çocuklarını özel okullara gönderirlerken, halkın çocuklarını yedek işgücü olmaya mahkum ettiler. 
   - Siyanüre karşı çıkan Bergamalı köylülere nasıl davrandıklarını hatırlayın. AKP bu memleketin yeraltı kaynaklarını peşkeş çekmek için elinden geleni yaptı. 
   - Halkın çocuklarını kamu görevlerinden uzak tutup kendi yandaşlarını yerleştirdi. 
   - Ekonomiyi borçla faizle yönetti, geleceğimizi ipotek altına aldı. 
   - Göstere göstere yargıyı ele geçirdiler. 
   - Çağdaş, laik insanlara yaşam alanı bırakmadılar.
Buna karşı konuşmacı batıkentin üç bölgeye ayırıp her birinde forum ve halk şenlikleri düzenlenmesini, bir delegasyon ve meclisleşme sürecine gidilmesini, cezaevindeki insanlara destek olacak bir iradenin oluşturulmasını önerdi. AKP'li kesimin okullarını, Gimsa'sını kurması gibi bizim de alternatif yaşamı hayatın her alanında örmemiz gerektiğini savundu.

Diğer konuşmalardan aldığım kısa notlar:
- Emekli ama halen çalışan bir abla, AKP'nin ekonomik baskıyla bizi etkisiz hale getirip "gömdüğünü" ifade etti.
İş- güç ile boğuşup durduğumuzu, hiçbir şey yapamamaktan, elinden bir şey gelmemesinden içinin acıdığını, son bir aydır bu eylemlere katılmaktan onur duyduğunu, evlerde oturan annelerin babaların yüreklendirilmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. (ve sanırım herkesin duygularına tercüman oldu)
- Bir Gazi Üniversitesi öğrencisi 25 Haziran'da yapılan mezuniyet töreninde Gazi Ü. Rektörü Süleyman Büyükberber'in bize ağza alınmayacak şeyler söylediğini aktardı. Rektörü o anda dinlemedikleri ya da tepki göstermekten çekindikleri için öğrencilerin tepki vermediğini belirterek halktan özür diledi. (Büyükberber geçtiğimiz günlerde Tıp Fakültesi Mezuniyet Töreni'nde imamların Kur'an okumasının programa alınmasını engelleyen Tıp Fakültesi Dekanı'na soruşturma açtırması ile gündeme gelmişti.) Aynı öğrenci arkadaşımız, anne babaların çocuklarına Sanayi Devrimi'ni, İşçi sınıfının doğuşu'nu, Kurtuluş Savaşı'nı, 80 darbesi'ni... anlatmalarını istedi.
- Aşur Yalçın: 72 yaşındayım, Mamak'ta tutukluydum, CHP'lisini gördüm, İşçi Partilisini gördüm, ÖDP'lisini gördüm. Ama bu AKPlilerden hiçbirini görmedim. Bunlar mı 12 Eylül'ü yargılayacakmış. Bu gençliğe güvenmiyordum, son bir aydır yaptıklarını görünce özür diliyorum. Destan yazan (!) polislere ödül verenler bizim içimizde oturuyorlar, bunları aşacağız artık ben bu gençliğe inanıyorum.
- Kaynakçı bir abi (Hüsrev Kayadibi), bugün hiç girmediğimiz sokaklara girdik, Batıkent'te girilmedik sokak bırakmayalım, dedi. Moderatör arkadaş ise Batıkent'in farklı noktalarından Meydan ve Metro'ya gelirken, gruplar halinde sloganlarla gelirsek, eylemi tüm Batıkent'e yayabiliriz şeklinde öneride bulundu.
- Genç bir arkadaş, "Bizden korkuyorlar" dedi, "Daha önce evde televizyona bakarak küfür ediyorduk, şimdi sokakta tepkimizi gözteriyoruz, televizyon başından kalkanlar arttıkça kendi korkularında boğulacaklar."
- Bir konuşmacı Dayanışma Platformu otobüsünden Atatürk'le ilgili slogan atılmamasını eleştirdi. Mustafa Kemal'in özgürlük, demokrasi ve barış olduğunu belirtti. Ardından Mustafa Kemal'in Askerleriyiz! şeklinde sloganlar atıldı.
- 80 darbesinde Tuzluçayır Lisesi Müdürü ve felsefe öğretmeni olan bir konuşmacı deneyimlerini paylaştı.Geçmişten ders almamız ve o dönemde yaşanan fraksiyonlara kliklere bölünme hatasına düşmememizi gerektiğini belirterek birlik olma çağrısı yaptı.
- Kaç gündür yürüyoruz, hangi muhtar, hangi belediye başkanı bizimle yürüdü? Bizimle yürümeyenlere seçimde derslerini verelim. 
- Bir arkadaş, çok öfkeli bir durumda olduğumuzu, bazı noktalarda yürüyüş esnasında kavgaya dönüşen sıkıntılar yaşandığını, bizi sakinleştirecek bir terapi gerektiğini söyledi.
- Benim konuşmam esnasında foruma bir saldırı oldu. Görevli arkadaşlar saldırganları uzaklaştırdı. Moderatörler halktan saldırganlara karşılık vermemesini, görevli arkadaşlar dışında müdahale edilmemesini istedi. Karışıklık sadece bir dakika sürebildi. Ayrıntı verebilecek arkadaşlar yorum olarak iletsinler lütfen.
Bir konuşmadan herkesin algılayabileceği şeylerin farklı olacağını unutmayalım. Forumla ilgili notlar alıyorsanız lütfen sayfamızda ve Batıkent Dayanışma Platformu grup sayfasında paylaşalım.
Konuşmanın ses kaydını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz:



Ulaş Akyol - Batıkent Forum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder