Moderatörler: Bilgin B. Ve Türkan D.
1.
Oturumun başında, Gezi Parkı Direnişlerinide
kaybettiğimiz kardeşlerimiz Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Can Cömert, Ethem
Sarısülük, Medeni Yıldırım ve Ali İsmail Korkmaz için bir dakikalık saygı
duruşu yapıldı.
2.
Bülent K.: Direniş esnasında gezi parkında
yaşanan bir olayı anlatıp, “Gezi parkında polis tarafından yapılan orantısız
şiddet kullanımı sonucuda insanlık dramı yaşanmakta” olduğunu ifade edip, gezi parkında
gerçekleştirilen eylemlerin çok anlamlı, dayanışmaya dayanan ve
parti-din-ideoloji-vs. ayrımı gözetmeksizin bir araya gelen insanlarca
gerçekleştirildiğini dile gitirdi.
3.
Şerife T.: Gezi şehitleri için bir şiir okuyup,
2 haziran tarihinde Eskişehir’de faşistlerin saldırısı neticesinde hayatını
kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anarak, faşist diktatörlüğü kınadı ve “örgütlü
kitlesel dayanışma içinde bir mücadelenin bizleri beklemekte” olduğunu anlattı.
4.
Uğur K. (Eğitim-Sen): “birbirimizi dinleyelim,
öğrenelim ve bilinçlenelim” çağrısında bulunup, “Gezi ruhunu ve Sinop Park
forumunu tanımlama süreci içerisinde olduğumuz” tespitinde bulundu. “31
Mayıstan sonra forumlar da dahil olmak üzere herşey değişti. Hiçbir şey eskisi
gibi değil/olmayacak” dedikten sonra bir tweeter mesajını okudu: “Artık Türk’ün
Kürt, Ateist’in Müslüman kardeşi var; kimseyi yalnız yakalayamayacaksın
Tayyip!”
5.
Mehmet (İzmir’de yaşayan bir Sinop’lu vatandaş):
Sinop’ta 18 Şubatta yaşananlar hakkında değerlendirme yapıp, “bu forumun
düzenlenmesi Gezi Parkının üzerine olan bir olgu. Sinop’ta 5-6 yıldır Nükleer
Karşıtı direniş zaten var. 3 kardeşimiz katledildi. Gezi parkı eylemlerinde de
devlet şiddeti sonucu 5 kardeşimiz şehit edildi. Bu forum Sinop için umut
vericidir.” dedi.
6.
Oya K.: İstanbuldaki direnişte kısmen yer
aldığını belirttikten sonra, “Yeni oluşan bir yıldız kümesi gibi bir enerji
bulutu içerisindeyiz. Bir kente ait olma birlikteliğini yaşıyoruz. Gezi
parkında açılan bir ağacın tüm yurda yayılan tohumlarıyız. Bu tohumlara sahip çıkıp,
bütün ayrılıkları bırakıp, birlik içinde-yerel-ortak bir dil oluşturmak bizim
görevimizdir” dedi ve “Sinop’ta yapılacak olan Nükleer-Termik Santrallerin,
enerji lobilerinin hoşuna giden uzun süreli iktidar dönemlerinde oluşan enerji politikalarının bir
sonucu olduğu” tespitinde bulundu.
7.
Şirin Ö. (Şair-Yazar): Gezi Olayları öncesinde
apolitik ve hiçbir şey yapmıyor olduklarını düşündüğü gençlikten özür dilediği
ve yazdığı bir şiiri okudu: “…/Çığ gibi büyüyoruz/Yeni hapishaneler açın/açın
yürüyoruz/….”
8.
Fidan (Akkuyu’da santralin yapılacağı bölgeye
yakın bir konumda yaşayor ve İstanbul NKP üyesi): Gezi direnişine katılmış
olduğunu belirtip, polis-hükümet faşizmini diktatörlüğünün hüküm sürdüğü
tespitinde bulundu ve şehitler-yaralılar-kayıplardan bahsetti. “3-5 kişi ile
başladı, milyonlar olduk. Geçmişte de nükleere-termiğe karşı koyduk. Halkın ne
istediğini görmek istemiyorlar. Tayyip-AKP halktan korkuyor. Çünkü
yaptıklarının halka karşı rant için olduğunu biliyorlar. Nükleer iş imkanı
sağlıyor diye yalan söylüyorlar. Kentimize sahip çıkıp biz Akkuyuda nükleeri
kurdurmadık” dedi.
9.
Türkan D. (moderatör): Konuşmalarımızda Gezi
ruhundan ayrılmama yönünde geçen hafta alınan kararı anımsattı.
10.
Özgür K.: Hazırlayıp beraberinde getirdiği metni
okudu:
GEZİ PARKI NEREDEN ÇIKTI
Amerika’ya
vasıfsız olmasına rağmen devlet protokolü ile kabülünden sonra bir anda AKP
olarak ortaya çıkıp, 3 ay gibi bir sürede örgütlenip iktidara yürüdün. Resmi
sonuçlar açıklanmadan ilk röportajında, “Kıbrıs’ta Belçika modeli düşünüyoruz”
deyip aklımızda olmayan bir gündemle Kıbrıs’ı satmaya kalktın.
Irak’a
yapılacak operasyon için tezkere çıkarmaya çalışıp, olmayınca hırçın çocuk gibi
sağa sola saldırıp, sonra kendi başına tezkerenin gereklerini yerine getirdin.
Sonra dilimize
saldırdın. Hepimizin anlamını ortak olarak kullandığımız demokrasi, özgürlük,
yurtseverlik, aydınlanma, faşizm gibi kelimelerin içini boşaltıp yeni anlamlar
verip diline dolandırdın.
Sıcak
evlerinizde cemat toplantılarında islamın içini boşaltıp, kendinize göre
yontup, rant kapısı haline getirmeyi planladığınız günlerde birçok aydının
işkencelerden geçirilerek yaşamdan koparıldığı, siyaset yapmanın bize yasak
edildiği günler olan 12 Eylül zulmunü sanki sana karşı yapılmış gibi anlatıp,
üstüne oturup ağlayıp, sonra bana bunu tekrar bunu yapacaklar diye hukuk
sistemini kendine göre değiştirip rant yollarını kendin ve yandaşların için
temizledin.
Şehirlerimizin
tüm dokusunu kentsel dönüşüm diyerek sermayeye peşkeş çekip, üretimi tamamen
durdurup, mahalle halkını şehir dışlarına sürüp, kendi rant çevrene ucuz işçi
haline getirdin, sinamamı, tiyatromu yıkıp AVM yaptın.
Tüm insanları
tüketime teşvik edip borçlandırdın. Sonra, “bak borcun var, biz gidersek
istikrar biter” diye tehdit ettin.
Tüm yaşamın
boyunca edindiğin terbiye ile hareket etttin. Yyadırgamadık aslında “Ananı da
al git” derken. Ama bizim terbiyemiz uymazdı buna.
Bugünlerime
din baskısı soktuğun yetmedi, gelecek kuşaklarımızı zehirlemeye kalktın. Soyut
kavrama yetisi olmayan çocuğuma el attın.
Hastaların
üzerinde para kazanacağım diye insanlara bintürlü yalanla sağlık emekçilerine
düşman ettin. “Ben bu doktorlara iğne bile yaptırmam” mı demiştin?
Birilerinin
sana bir şey yapmasından hep korktuğun için polisi kadrolaştırıp, silahlı bir
kuvvet haline getirdin. Namlusunu bana, anama, babama , çocuğuma çevirdin.
Eskiden
yaptıklarımız vicdanımızı yaralıyorsa zaten suç olduğunu bilirdik. Şimdi her
yaptığımızı suç ilan ettin. Hepimizi bununla tehdit ettin.
İnsanları
makinalarla kontrol ederim derken başımıza bomba attın öldük. Üstünü kapattın.
Bugüne kadar
insanlarla beraber oturduğumuz çay içip aynı müzikleri dinlediğimiz
komşularımızı düşman ettin. Bizim onlarla savaşmayacağımızı bildiğin için kendi
teröristlerini musallat ettin Reyhanlıda canımızı aldın”
“O ağaçları
kesmeyecektin, cami duvarına işedin!”
11.
Ceyhan
A.: 5 gün gezi parkında kaldığını belirtip izlenimlerini aktardı:
a.
“13 gün boyunca devletsiz, farklı görüşte
insanların dayanışma-saygı temelli nasıl yaşanılabileceğini öğrendik. Her türlü
devlet provakasyonuna rağmen direniş gösterildi. Gezi ruhu budur. Ülkenin
sorunlarına dair nasıl ortak mücadele oluştuğunu gördük.”
b.
“Ülkenin barışa nasıl ihtiyacı olduğunu öğretti
ortak sloganlarla. Yaşasın Halkların Kardeşliği”
12.
Türkan D.: “Barış içinde hep birlikte dimdik
ayakta durmalıyız. Başımızda çoban olduğu zaman biz birbirimize düşman edildik”
dedikten sonra gezi ruhunu çevremizdekilere anlatmamız gerektiğini belirtti.
13.
Murat A.: Medyanın gezi direnişi boyunca aldığı
tavrı anımsatan Nazın Hikmet şiirini (Ellerinize ve Yalana Dair) okudu. “İlk
dört gün yandaş medya ve ana akım medyanın tamamının olayları görmezden
geldiğini” bilirtip, “halk TV dışındaki kanallara uygulanan sansürü” eleştirdi.
AKP iktidarının görsellerde çarpıtma /oynama yaptığını hatırlatıp, “milyon
dolarlık plazalar sadece gerçekleri gizlemek içinmiş. Basın emekçilerini
susturdular. Halka yalan söylemek suçtur!” dedi.
14.
Türkan D.: Yaşam alanlarına müdahele, Gezi
direnişini başlatan olgudur.
15.
Zeki K.: Akkuyu ve Sinop’taki yaşam
alanlarımıza, diktatörce inşa edilmek istenen termik-nükleer santral
projelerinin önlenebileceğini dile getirdi. Mücadele sürecinde “artık çıtanın
yükseltilmesi gerektiğini” belirtip, “Sinop veya başka yerlere yapılacak
nükleer ve termik santrallere karşı birlikte hareket etme” zorunluluğunu
hatırlattı.
16.
Kazım Ö.: 4-5 yıldır Sinop’ta yaşadığını,
Tüketici Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yapmış olduğunu belirtip,
“derneklerinin tüketici sorunları için mücedele etmenin yanısıra nükleer-temik
santrallere karşı faaliyetlerde de bulunduğunu ve ayrıca Gezi eylemlerine de
destek olduklarını” ifade etti. 1 Mayısta hükümetin adeta sıkıyönetim ilan
ettiğini söyledi ve sözlerine devam etti: “İnsanlar engellendi. Gezi
direnişinin olmasında, bu engellemelerin de payı var. Emeğin, sosyalizmin
iktidarının olamayacağını başbakan söylemiştir.”
17.
Işıl Ü.: Gezi parkı direnişine katıldığını ifade
ettikten sonra sözlerini şöyle
sürdürdü“Biz bu direnişi zor şartlarda yaşadık. Tecavüzcülerin, hırsızların vs.
salındığını gördük. Bizler hakarete uğradık. Hepimiz birleşmeliyiz, bir çatı
altında toplanmalıyız, ötekileşmemliyiz. Çözüm yolları sunalım.”
18.
Servet A.: Foruma illk kez katıldığını
belirttikten sonra, çalışma grupları oluşturulması önerisinde bulundu.
19.
Barış B.: “90’ların direnişi diyorlar ama ortada
yoklar. Geziyorlar mı? Bunlar sizin çocuklarınız. Bu mücadelenin yarıda
kalmmaması gerekiyor. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Biz bu korkuları yaşadık.
Fikri ve siyasi mücadele de yapılmalı. Çevrede, bizim beyinlerimizin
yıkandığını söylüyorlar. Onlar satırlarla gelirlerse biz gülle gidelim,
iyilikle gidelim. Jameyika en fakir ülke olduğu halde en mutlu ülke. Herşey
para değil.” Dedikten sonra yeryüzü sofralarının kurulması önerisinde bulundu
ve sözlerini şu şekilde bitirdi: “Birisine bir şey olduğunda ‘kim?’
diyeceğimize, ‘nasıl oldu?’ demek çok hoş bir şey.”
20.
Sinan E.: Kendisinden önce söz alan Barış B.’nin
öğrencisi olduğunu belirtip kendisini kutladı ve kendi çocuklarının da
Taksim’de bulunduğunu belirtti. Sözlerine şu şekilde devam etti: “Çocuklar Taksim’de
devletsiz yaşanabileceğini gösterdiler. Yargı poliisn eline geçmiş durumda.
Çoğu kişiler çantasından çıkanlar(?) nedeniyle tutuklandılar. Türkiye’nin
geldiği son durum, bana öncelikle çoğalmamız sonrasında ise kitleselleşmemiz
gerektiğini gösterdi. Gençler kendilerini çok iyi yetitştirmişler.”
21.
Rahmi K.: “Ben de 80-90 kuşağından özür dilerim.
Umuzsuzluğumu umuda çevirdiler. Polis ve askerin elinden geçen bir arkadaşınız
olarak söylüyorum ki, korku duvarını aşmak çok önemli. Gençlerin, özel
yaşamlarına müdaheleye tepki vereceklerini düşünemedim. Bu bir milattır. Herşey
örgütlenmektedn geçiyor. STK’ları güçlendirmeliyiz” dedikten sonra inşaat
mühendisi olduğunu belirtip, teknik değerlendirmelerde bulundu: “Bu bölge çok
özellikli ve bunlar çok iyi korunmalı. Sinop’un kuruluş tarihi çok eski. Yerin
altı çok zengin. Böyle bir bölgeye termik ve nükleer santral yapılması çok
anlamsız. Sinop ayağa kalmazsai buraya daha çok santral yapmak isteyeceklerdir.
Buna karşı doğru biçimde mücadele verilmeli. Korkulmamalı.”
22.
İlker Ş.: “AKP döneminde hepimiz uyuduk. 1
Mayıs’ta, 19 Mayıs’ta, Reyhanlı’da gaz bombası yedik. Dayak yedik. Son olarak
Gezi Parkı olayı çıktı. Taksim kendisini aşmıştır. Ama Türkiye’nin dört bir
yanının desteği ile aşmıştır.”
23.
Adem T.: “Türkiye’de ses çıkaranların hakkı gasp
edilidi. Partilerimizi birleşmeye davet ediyorum. Atatürk ve Kemalizmi yok
etmeye çalışıyorlar. Haklarını savunanlara işkence ediliyor.”
24.
Bilge D.: “uyan” isimli marşı söyledi.
25.
Oya K.: Sinop haritası üzerinde, nükleer santral
için kapatılacak alanı gösterdi. Nükleer santarllerin doğuracağı sonuçlar üzerinde konuştu. Çernobil’in etkilerinin
devam etmekte olduğunu ve bilimsel analiz sonuçlarının gizlendiğini söyledi.
26.
Ceren K.: Eskişehir’den geldiğini ve eylemlere
katıldığını belirtip konuşmasını sürdürdü:
“Eli sopalı AK gençliği sokaklara saldılar. Ali İsmail öldürüldüğü gün, polis
tarafından hedef gözetilerek gaz bombası atıldı. Ara sokaklarda gözaltılar
oldu. 15gün Espark önünde çadırlar kuruldu. Ali İsmail vurulduğu gün
karakollarda-hastanelerde kayıt bulunamamış. Çecik kuvvet-sivil polis vahşeti,
biber gazı bombardımanı oldu. Göz altına alınırken vahşet uygulandı.
27.
Uğur: Nükleer karşıtı mücadelede Gerzenini
Termik mücadelesinin gerisine düştük. Bunun için birlik olmalıyız.
28.
Oya K.: Nükleer karşı mücadelede bilglendirme
konusunda NKP’nin destek olabileceğini ama örgütlülük ve eylemlilik konusunda
sinopların adım atması ve kalabalıklaşması gerektiğini belirtti.
29.
__?__: “Sinop nükleer micadelede 17 temmuz’da 3 şehit verdi (Öner-Soner-Güneş).
Bu 17 Temmuz’da da anma yapacağız.”
30.
__?__: “Gezi ruhu isyandı. Direnen gençlikti.
Başkalarının müdahelesine isyandı. Otoriteye isyandı… Filistin’de 5 yaşındaki
bir çocuk polise taş attı diye göz altına alındı… Polis kurşunuyşa öldürülen
şehidimiz var. Demokratik bir hayat kurmak istiyorsak, devlet katliamını
sorgulamamız lazım.
31.
__?__: Bu kkuşak siyasi bir özne istemiyor
32.
Halil İ.: Tehammül olmalı
Forumun sonunda, sonraki forumlar için çeşitli konu
önerileri gündeme gelmiştir. Bunlar:
·
Termik-nükleer santraller
·
Füze rampası
·
Eğitim hakları
·
Sağlığın özelleştirilmesi
·
Gezi direnişinde medyanın tutumu
·
Örgütlenöe nasıl güçlendirilebilir.
Forum esnasında gündeme gelen diğer öneriler:
·
Sinop’ta da yeryüzü sofrası kuralım
·
Forumları marşlarla kapatalım
·
Projeler oluşturalım
·
Anmaları ve örgütlülüğü güçlendirelim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder