Bu Çarşamba, 3 Temmuz’da saat 19.00’da parklarda bulusuyoruz.
Ortak gündem: Gezi eylemleri sırasında ve gözaltında polisin cinsiyetçi şiddeti
Cumartesi Taksim ortak eylem çağrısı
Ayrica her forum istedigi gundemle konusmayi surdurecek.
Abbasağa parkında abbasağa
küçük forum (amfinin asagisi)
İletisim feride 0537
260 06 00
Zeynep 0542 716 06 82
Maçka parkında her zaman forum yapılan yerin az ilerisinde
mor ortu serilen yerde
İletişim Melek 0532
405 65 28
Banu 0532
464 86 32
Yoğurtçu parkında her
zaman forum yapılan yerin az ilerisinde mor ortu serilen yerde
İletisim Ayfer 532 494 30 71
Nacide 532 397 08 52
Forum kararlari
Gözaltında Taciz Toplantısı - 29 Haziran Cumartesi, Yoğurtçu
Parkı
- Durum bilgilendirmesi: şimdiye kadar sosyal medyadan ve tanıklıklardan toplanan bir bilgilendirme yapildi. taciz vakalarıyla ilgili. Ankara’daki Eylem K, İzmir’de Şakran cezaevindeki 3 kadın, Facebook’ta yayılan Deniz ve daha eylemin ilk gününde alınan 8 kadın hikayesi olduğu söylendi.
- İstanbul’da 31 Mayıs’ta alınan 8 kadından bir tanesi foruma katıldı ve yaşananları gruba anlattı. 70 civarı kişinin gözaltına alındığı, 8’inin kadın olduğu, 10 saat araçta bekletildiklerini söyledi. Alınan ilk grup oldukları için araçta darp olayının olmadığını söyledi. Vatan Emniyeti’ne götürülmüşler, orada savcılıktan bırakılacakları söylenmiş, avukat eşliğinde salıverildim kağıdı imzaladıktan sonra karar değişti denerek nezarete götürülmüşler. Burada da usulsüzlük var dendi. Nezarete konduktan sonra “kiler” yazan daracık, kirli, kamerasız bir yere götürülmüş kadınlar. Götürenler kadın polismiş, ve anlatan arkadaş orada erkek olmadığına özellikle vurgu yaptı. Erkek varmış gibi anlatılması yalanlanmasına olanak veriyor, ayrıca sanki çırılçıplak soyan kadın olunca taciz yokmuş gibi bir izlenim yaratıyor ki bu doğru değil dedi. Onlara “bunlar çok rahat hadlerini bildirelim” denmiş ve ince arama yapılmış. Bu ancak savcılık izniyle ve uyuşturucu için operasyon yapıldığına olabilirmiş toplumsal olaylardan içeri alınınca değil, ama bunu bilmedikleri için pek itiraz da edememişler. Önce üst çıkarttırılmış, sonra o giyilip bu sefer alt çıkarttırılmış çırılçıplak kalana kadar sonra da çömelip öksürmeleri istenmiş. Bunu aralarında konuşunca sırf aşağılamak için olduğu alıgılamışlar. Anlatan arkadaşımız suç duyurusunda bulunmuş.
- İzmir’de olanlarla ilgili de bilgi aktarıldı ve nasıl öbür illerle de iletişime geçeceğimiz sorusu oldu. Eylem yapılacaksa eşzamanlı mı yapsak? Ortak metin mi yazılsa?
- Bu konuyu gündemleştirmenin çok önemli olduğu, hem metinlerle, hem eylemlerle bunu gündeme taşımamız gerektiği tekrar edilerek söylendi.
- Gözaltında taciz ve tecavüz bürosu bir bilgilendirici metin hazırlıyor, bu haklarımız neler, gözaltına alınınca ya da taciz tecavüz durumu başımıza gelirse ne yapmalıyız konulu bir bröşür olacak. Cuma günü dağıtılacak, buna destek verip yaygınlaştırma kararı alındı.,
- 8 temmuzda cirilciplak soyularakz aranan bir arkadasimizin karar duruşması var. 2 sene önce başlayan bir dava, yine gözaltında ince arama - yani çırılçıplak arama - yapılmasıyla ilgili bir dava. Bu gezi sürecinde olmamış olmasına rağmen gözaltında kadınlara tacizin geziyle başlamadığı da göz önüne alınarak iki durumu birbirine bağlayan bir eylem yapılmasına karar verildi 20.agir ceza mahkemesi mahkemesi gününde.
- Bu toplantıdan önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili işleri halledecek bir komisyon çıktı
Komisyonun önüne koyduğu işler:
1. Durumu görünür kılacak ve kadınlar için cesaretlendirici de olabilecek bir metin ortaya çıkarmak. Çarşambaya kadar oluşması iyi olur dendi. Bu metne ya da duyurularımıza tacize uğrayanları nasıl yönlendirebileceğimizle ilgili bir şey eklenebilir diye de bir öneri oldu.
2. Bu metnin altına olabildiğince fazla kadın örgütünün imzasını almak.
3. Bu metni meclis başkanlığına gönderme önerisi vardı. Ayrıca kamuoyuna duyurmak, bu hem bir sokak eylemiyle olabilir, hem de kapalı bir mekanda basın açıklaması olabilir dendi.
4. Dava takibi için tacize maruz kalan kişileri ve avukatlarını bulmak. Eğer avukatı olmayan veya yalnızca barodan gönüllü avukatı olan arkadaşlar varsa bu kişilerle feminist avukatlar arasında ilişki kurmak çünkü feminist avukatlar bu işi takip için gönüllü oldu.
5. Salı günü Abbasağa’da, Çarşamba Maçka’da kadın forumu varmış oralara gidip taciz konusunu gündemleştirmek ve olabildiğince çok kişiye ulaşmak.
6. Önümüzdeki cumartesi veya başka bir gün için bu konuda bir sokak eylemi önerisi var. Hatta bunu kadınların tacize uğradığı emniyetlerin önünde, örneğin Vatan Emniyeti önünde yapalım gibi bir öneri vardı, bunun organizasyonuna başlamak.
7. Gözaltında taciz ve tecavüz bürosuyla ilişki kurup onların broşüründen edinmek.
- Durum bilgilendirmesi: şimdiye kadar sosyal medyadan ve tanıklıklardan toplanan bir bilgilendirme yapildi. taciz vakalarıyla ilgili. Ankara’daki Eylem K, İzmir’de Şakran cezaevindeki 3 kadın, Facebook’ta yayılan Deniz ve daha eylemin ilk gününde alınan 8 kadın hikayesi olduğu söylendi.
- İstanbul’da 31 Mayıs’ta alınan 8 kadından bir tanesi foruma katıldı ve yaşananları gruba anlattı. 70 civarı kişinin gözaltına alındığı, 8’inin kadın olduğu, 10 saat araçta bekletildiklerini söyledi. Alınan ilk grup oldukları için araçta darp olayının olmadığını söyledi. Vatan Emniyeti’ne götürülmüşler, orada savcılıktan bırakılacakları söylenmiş, avukat eşliğinde salıverildim kağıdı imzaladıktan sonra karar değişti denerek nezarete götürülmüşler. Burada da usulsüzlük var dendi. Nezarete konduktan sonra “kiler” yazan daracık, kirli, kamerasız bir yere götürülmüş kadınlar. Götürenler kadın polismiş, ve anlatan arkadaş orada erkek olmadığına özellikle vurgu yaptı. Erkek varmış gibi anlatılması yalanlanmasına olanak veriyor, ayrıca sanki çırılçıplak soyan kadın olunca taciz yokmuş gibi bir izlenim yaratıyor ki bu doğru değil dedi. Onlara “bunlar çok rahat hadlerini bildirelim” denmiş ve ince arama yapılmış. Bu ancak savcılık izniyle ve uyuşturucu için operasyon yapıldığına olabilirmiş toplumsal olaylardan içeri alınınca değil, ama bunu bilmedikleri için pek itiraz da edememişler. Önce üst çıkarttırılmış, sonra o giyilip bu sefer alt çıkarttırılmış çırılçıplak kalana kadar sonra da çömelip öksürmeleri istenmiş. Bunu aralarında konuşunca sırf aşağılamak için olduğu alıgılamışlar. Anlatan arkadaşımız suç duyurusunda bulunmuş.
- İzmir’de olanlarla ilgili de bilgi aktarıldı ve nasıl öbür illerle de iletişime geçeceğimiz sorusu oldu. Eylem yapılacaksa eşzamanlı mı yapsak? Ortak metin mi yazılsa?
- Bu konuyu gündemleştirmenin çok önemli olduğu, hem metinlerle, hem eylemlerle bunu gündeme taşımamız gerektiği tekrar edilerek söylendi.
- Gözaltında taciz ve tecavüz bürosu bir bilgilendirici metin hazırlıyor, bu haklarımız neler, gözaltına alınınca ya da taciz tecavüz durumu başımıza gelirse ne yapmalıyız konulu bir bröşür olacak. Cuma günü dağıtılacak, buna destek verip yaygınlaştırma kararı alındı.,
- 8 temmuzda cirilciplak soyularakz aranan bir arkadasimizin karar duruşması var. 2 sene önce başlayan bir dava, yine gözaltında ince arama - yani çırılçıplak arama - yapılmasıyla ilgili bir dava. Bu gezi sürecinde olmamış olmasına rağmen gözaltında kadınlara tacizin geziyle başlamadığı da göz önüne alınarak iki durumu birbirine bağlayan bir eylem yapılmasına karar verildi 20.agir ceza mahkemesi mahkemesi gününde.
- Bu toplantıdan önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili işleri halledecek bir komisyon çıktı
Komisyonun önüne koyduğu işler:
1. Durumu görünür kılacak ve kadınlar için cesaretlendirici de olabilecek bir metin ortaya çıkarmak. Çarşambaya kadar oluşması iyi olur dendi. Bu metne ya da duyurularımıza tacize uğrayanları nasıl yönlendirebileceğimizle ilgili bir şey eklenebilir diye de bir öneri oldu.
2. Bu metnin altına olabildiğince fazla kadın örgütünün imzasını almak.
3. Bu metni meclis başkanlığına gönderme önerisi vardı. Ayrıca kamuoyuna duyurmak, bu hem bir sokak eylemiyle olabilir, hem de kapalı bir mekanda basın açıklaması olabilir dendi.
4. Dava takibi için tacize maruz kalan kişileri ve avukatlarını bulmak. Eğer avukatı olmayan veya yalnızca barodan gönüllü avukatı olan arkadaşlar varsa bu kişilerle feminist avukatlar arasında ilişki kurmak çünkü feminist avukatlar bu işi takip için gönüllü oldu.
5. Salı günü Abbasağa’da, Çarşamba Maçka’da kadın forumu varmış oralara gidip taciz konusunu gündemleştirmek ve olabildiğince çok kişiye ulaşmak.
6. Önümüzdeki cumartesi veya başka bir gün için bu konuda bir sokak eylemi önerisi var. Hatta bunu kadınların tacize uğradığı emniyetlerin önünde, örneğin Vatan Emniyeti önünde yapalım gibi bir öneri vardı, bunun organizasyonuna başlamak.
7. Gözaltında taciz ve tecavüz bürosuyla ilişki kurup onların broşüründen edinmek.
maçka kadın forumu toplantı
notları
1-kadınlar olarak kendi dertlerimizle ilgili
olarak büyük çaplı bir eylem düzenleyebilmek
2-gözaltındaki cinsel içerikli küfürler ,
avukatların açıklamaları kadınların gözaltındaki yaşadıkları ile ilgili olara
keylem ve etkinlikler yapmak gerekiyor.
3-gezi parkı direnişi sırasında"hiç bir
anne kızını başkasının kucağına oturmaz" gibi muhafazakar söylemleri ve
politikaları içine alan eylemler yapabilmek,
4-taksim,beyoğlu kurtuluş ve harbiyeyi ve gezi
parkını kuşatan polisler rahatsız eidici davranışlarda bulunuyorlar ve çok
rahat bir şekilde bunu yapıyorlar. bu sorunun acilen çözülmesi gerek
5-sanırım güzel bir sanrı yaşadık. eskiden
gazdan ve şiddetten korkardım ama bugün korkmuyorum. söyeleyecek çok
şeyimiz var ama gezi direnişi sırasında daha çok cinsiyetçi küfürlerle
uğraştık.korku sınrını aştık ama daha çok bir araya gelemedik. çok kadın vardı
ama politik olarak kadınlar görünmezdi.
6-pek çok farklı insanla bir çok şeyi
tartıştık. bana iyi gelen sadece direniyor olmak değil sonsuz dayanışma
duygusuda bana çok iyi geldi.bütün direniş sırasında yaşadığımız bütün
zeminlerin ön açıcı olduğunu düşünüyorum.mevcud muhafazkar politikalara karşı
politikalara üretmenin zemini olduğunu düşünüyorum ve beraberce her şeyi dönüştürmek
7-küçük bir çocuğum varbaba ile dönüşümlü
olarak geldik eylemlere ve forumlarada öyle geliyoruz.forumlara katılmak
isteyen kadınlar var ve çocuk bakımı ve ev işleri sorumlulukları nedeniyle
gelemiyorlar. bu durumu unutmamak gerek ve forumlara bu sorunu götürmek ve
tartışmak ve bu konuda bir politika üretmek gerektiğini düşünüyorum.
8-oğlum gözaltına alındı ve hakkımızda
her şeyi biliyorlardı. oğlumu görmek için gittiğimde " siizn enerjiniz ne
güzel bütün yorgunluğumu alıyor "dediler sürekli sakin olmak zorunda
hissettim kendimi ve ne yapacağımı bilemedim.başımıza
gelmez diye hiç düşünmedik ama söylenen ve yapılanlar karşısında kendi içimde
ne yapacağımı şaaşrıdım ancak yaşadıkça insan öğreniyor ne yapacağını ve inatla
karşılarında duruyorsun
9-geçmişte benimle solcu olduğum için
konuşmayanlar bu gün en önde yürüyorlar. hepsine sorular sordum.. ve
komşularımın bir çok sorunla karşı karşıya idi ve bir korku eşiğini aşmışlardı.
10-bu forum süresince
kadınların direniş deneyimlerini dinlemek için burdayım. kadınların bir arada
bulunmaları ve birbirlerine ulaşılabilir olmaları çok önemli.
11-yaşadığımız deneyim inanılmaz bir şey..
ileriye dönük neler yapacağız,ne kadar çok bir araya gelebiliriz..polis hem
aynı idi .
12-görünür değiliz,kadın buluşmalarını
yaygınlaştırmak gerek. bazı forumlarda kadınlar hala söz almıyorlar. 1 erkek
bir kadın konuşmacılar olması önemli
13-gezi sakinleşmeden aileyi koruma toplantısı
yapıldı.üzerimizde ciddi baskı var.her şeyimize karışıyorlar.,hem çalışın
diyorlar hemde doğurun ve ailenize sahip çıkın diyorlar.bir sürü hakkımız
elimizden alınıyor.kadınlara özel bir saldırı var..bunlar forumların konusu
olabilse.
14-anneler çocuklarının yanında yer
aldılar.eylemler sırasında sürekli teyze abla diye hitap edildi.. bu hitapların
kullanılmaması daha çok hoşumuza gider.muhafazakar politikalar yürütürken ailer
bu politikanın karşısına çıktı.o korumacı anneler ve ailenin direnişte
çocukların yanında yada arkasında durmaları iktidarın çatlaklarına su kaçırdı
15-mufazakarlığın bam teli genç kadın
erkeklerin beraber olması ve lgbt bireyleri mufazakarlığın bam telleri bunlar
16-gezi direnişi boyunca kendimi hep güvende
hissettim
17-maçka kadın forumu oluştura lım
ve bir süre her çarşamba saat 19.00 da forum yapalım.
18-direnişteki kadınlar olarak bir manifesto
yazabilirmiyiz.
19-kentsel dönüşüm kadınları nasıl
etkilemektedir.
20 -bundan sonra neler yapabiliriz birlikte
önümüzdeki formun gündemi
Kadıköy Yoğurtçu parkı -Kadınlar forumu notları
26 Haziran 2013, Çarşamba
Yaklaşık yüz kadın foruma 18:40 civarı başladık ve 20:50
civarı bitirdik. Bir kolaylaştırıcı ve dört yazıcı arkadaşımız oldu. Kişi
başına en fazla söz alma sayısı dört oldu. Toplantının başında neden erkeklerin
katılımına sınırlama konulduğuna dair kısa bir tartışma yaptık. Mikrofon ve
hoparlör kullandığımız için dinlemek isteyen erkeklerin zaten
dinleyebileceğine, böylece tartışmalarımızın kamusallaşabileceğine, ancak söz
almak isteyenlerin tüm kadınların sözünün bitmesini beklemeleri gerektiğine
karar verdik. Gelen erkeklere ise, onların da kendi aralarında forum toplantı
düzenleyebileceği fikrini verebiliriz dedik. Sonunda sadece bir erkek söz aldı.
Toplanma nedenimiz gezideki kadınların görünmez kılınmasını,
kadın olmamızdan kaynaklı karşılaştığımız farklı deneyimleri (taciz, ayrımcılık,
örgütlenme ve iş bölümü vs.), rahatsız olduğumuz şeyleri (cinsiyetçi
homo/transfobik küfürler vs.), patlama noktasına gelmemizin nedenlerini ve direnişe
katılmamızın sebeplerini, bundan sonra somut olarak yapabileceğimiz şeyleri
konuşmaktı.
Birinci gündem maddesinde kadınlar olarak bizi direnişe
katan farklı nedenleri kısaca konuştuk. Kendi direniş deneyimlerimizi anlattık,
değerlendirdik. İkinci gündem maddesinde ise bundan sonra neler
yapabileceğimize dair önerilere daha çok yer vermeye çalıştık. Son olarak,
önerileri özetledik ve her birini onayladık.
Bir sonraki toplantı:
29 Haziran 2013, Cumartesi, saat 16:00 Gözaltında yaşanan
taciz ve cinsel işkence suçuna dair birşeyler yapmak için gönüllüler parkta
toplanıyor (ancak Taksim eylemi olduğu için 1 saatlik hızlı ve verimli bir
toplantı yapacağız)
3 Temmuz 2013, Çarşamba, saat 19:00’da yine kadınlar olarak
parkta forum yapacağız.
Toplantı notları:
1.
Bizi direnişe katılmaya iten nedenler:
Bizler erkeklerin nedenlerini benimsiyorduk ama
onların nedenlerinden daha fazla nedenimiz de vardı. Son on yıldır AKP’nin
ciddi kadın düşmanı politikaları oldu. Rujumuza, kıyafetimize, kürtajımıza,
herşeyimize karıştılar. İki yüzlü bir politika yürüttüler. Kadın istihdamını
arttırmak istiyormuş gibi yapıp bizi güvencesizliğe ittiler. Bizimkisi de böyle
bir öfkenin patlamasıydı.
2.
Kadınlar olarak direniş deneyimlerimiz:
2.1.
Gezi’de ve genel olarak direnişte yer yer tacizler
yaşandı.
Gezi parkında yaşanan tacize karşı ses çıkardığımızda,
diğer erkekler tarafından “Belki de yanlışlıkla eli değmiştir”, “Tamam sen
duyarlı davrandın ama fazla büyütme” gibi uyarılarla beni susturmaya
çalıştılar. Ben ısrar ettim, kayıt altına alınmasını istedim. Bunun üzerine
tacizde bulunan adamı zar zor dışarı attılar. Tacize uğradığımızda nasıl
davranacağız?
Sürecin ilk gününden beri
oradaydım, tacize uğramadım ve ayrımcılık hissetmedim.
Gezi direnişinden sonra kadınlar
artık İstiklal’de daha rahat yürüdüklerini söylüyor, bu çok önemli bir kazanım.
Yoğurtçu parkında da taciz oldu
ama hemen müdahele ettik ve o kişiyi dışarı çıkarttık.
2.2. Cinsiyetçi
küfürler ve sloganlar çok yaygındı
Cinsiyetçi sloganları kadınlar da
erkeklerle birlikte atıyordu. Bu durum beni özellikle rahatsız etti. Modern
kadın olmanın bir önkoşulu gibi onlar da cinsiyetçi sloganlara eşlik
ediyorlardı.
Küfür erkek iktidarının dili ve
kadınlar da o iktidarın bir parçası olabilmek için erkekleşiyor, o sloganlara
eşlik etmek zorunda hissediyor.
Cinsiyetçi küfürden şikayetçi
olduğumda, erkeklerin “Ya biz burada neler yapıyoruz, şimdi senin küfrünle mi
uğraşacağız?” türünden yorumları çok rahatsız edici oldu. ‘‘Biz burada bu kadar
önemli bir şey yapıyoruz, küfürle mi uğraşıcaz’’ minvalinde şeyler söyleyip, bu
meseleyi ikinci plana itiyorlar.
Taraftar gruplarının gelmesiyle
cinsiyetçi küfürler çok arttı.
Sosyalist erkekler de cinsiyetçi
sloganlara katıldılar, sadece taraftarlar değil.
RTE yerine Emine Erdoğan’a
küfretmek daha çok hoşlarına gidiyor sanki.
Gezi’de yapılan küfür atölyesi
sonunda alternatif küfürler de yine dönüp dolaşıp kadınlara geldiği için çok
verimli olduğunu söyleyemeyiz. Atölye sonunda bazı kadınlar küfretmeye karşı bir
noktaya geldik.
Küfürle ilgili kadınların, lgbt
blok ve feministlerin müdahaleleri karşılık buldu. Uyardığımızda özür
dileyenler oldu. Hatta erkekler de uyarmaya başladılar.
2.3. Söz,
yetki, karar, iktidar erkeklerde
Gezi direnişi, kadınlar
katıldıktan sonra bir hareket haline geldi, bu yüzden ben Gezi’yi kadınların
ağırlıkta olduğu bir hareket olarak görüyorum.
Ancak etkili karar organlarında
kadınlar olarak yer almıyoruz, forumlarda kadınlar yeterince konusmuyor.
Erkeklerin uzun uzun, yüksek
sesle, başkalarının sözünü bölerek konuşması benim için dert.Böylece kadınların
dertleri ikinci plana atılıyor, değersizleştiriliyor.
2.4. Gezi’de
ve genel olarak direnişte toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü vardı
Sadece cinsiyetçi küfür ya da
taciz değil, daha incelikli dokunmuş erkeklik halleri de vardı. Mesela kürsüye
mühim adamları çağıran sunucular hep kadındı, ama o mühim konuşmaları yapanlar hep
erkeklerdi. Forumlarda not tutanlar hep kadındı ama hem daha çok konuşan, hem
de söz hakkı veren erkeklerdi. Taksim Dayanışma’nın kendi içinde de erkek
egemenliği hakimdi, başı çekenler kadınlar olsa bile.
Gezi parkı içerisinde küçük bir
tarla, bostan yapmaya çalışıyorduk. İki gün boyunca bir adam sürekli gelerek
“sen anlamazsın, yapamazsın” dedi ve küreği elimden almaya çalıştı. Israr ettim
ama daha fazla dayanamadım ve küreği ona verdim. Bir daha da bostana uğramadım.
Revir ve mutfaktan sürekli kadın
gönüllü istediklerine dair anons yapıyorlardı. Özellikle bulaşık yıkamak ve
Talcid hazırlamak için. Hatta, ben tanık oldum. Bir erkek, mutfağa gönüllü
olarak gitti, “bulaşık yıkanacak, sen olmazsın” diye geri gönderdiler.
Saldırı olduktan sonra erkek bir
doktor beni ve yanımdaki kadın arkadaşı yardıma çağırdı ve erkek arkadaşları
“çatışmaya” yönlendirdi.
Mücadele esnasında “en delikanlı
kim?” türünden bir pipi yarıştırma hali vardı. Bu yüzden “... delikanlı kim
bakalım?” sloganı beni hep rahatsız etti.
2.5. Güzel şeyler:
Tüm bunlara rağmen, cinsiyetçi
küfür konusunda çok kısa zamanda çok yol alındı. Kadınların ve LGBT bloğunun
oradaki varlığı da çok önemliydi.
Direniş süresince, normalde bu
kadar kolay ikna edemeyeceğimiz insanları kısa sürede ikna etmiş olduk.
İnsanlar cinsiyetçi küfürlerinde daha otokontrollü olmaya başladılar. Cinsiyetçi, homofobik, transfobik gibi kelimeleri
belki ilk defa duymuş oldular. Bu karşılaşmalar sonucunda, çok kısa zamanda çok
şey öğrendik. Mesela 23 Haziran Pazar günü yapılan Trans Onur Yürüyüşü’ne bu
sene katılımın çok yüksek olmasının sebeplerinden biri de Gezi’deki bu öğrenme
ve tanışma süreciydi .
3.
Yapılan önerilerin tamamı olumlu karşılandı:
1.
Cumartesi
günü burada bir masa açacağız.
2.
Her hafta
Çarşamba günü saat 19:00’da kadınlar olarak toplanacağız.
3.
Gözaltında
yaşanan taciz ve cinsel işkence üzerine birşeyler yapmak için Cumartesi saat
16:00’da parkta buluşacağız. Yapacağımız şeyleri diğer parklarda toplanan
kadınlarla birlikte örgütleyeceğiz.
4.
Oluşan
organlarda daha çok yer almalıyız.
5.
Doğrudan
demokrasi konusunda ısrarcı olmalıyız.
6.
Yaralanan çok
kadın var, bu kadınlarla özel olarak ilgilenmek önemli.
7.
Kadınların
kentlere dair taleplerini somutlaştıralım ve bunları belediyeden isteyelim.
8.
Kadınlar
olarak kendimiz bir aday çıkartalım.
9.
Aşağıdaki
konu başlıklarında atölyeler yapılması yönünde herkes hem fikir:
Kadın nedir? | Cinsiyetçilik nedir? | Barış | Kadınların kentlere dair talepleri |
Feminizm nedir? | Küfür | Şiddetisiz direniş yöntemleri | Ev içi cinsiyete dayalı iş bölümü |
4. İlave bilgilendirme:
Pazartesi saat 19:00’da Denizli ve Bingöl’deki tecavüzcülerin
serbest bırakılmasına karşı eylem olacak. Eylem Yoğurtçu parkında yapılacak
atölye ile sona erecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder