2 Temmuz 2013 Salı

Kadın Forumu Notları ve Duyuruları

Bu Çarşamba, 3 Temmuz’da saat 19.00’da parklarda bulusuyoruz.

Ortak gündem: Gezi eylemleri sırasında ve gözaltında  polisin cinsiyetçi şiddeti
                         Cumartesi Taksim ortak eylem çağrısı
Ayrica her forum istedigi gundemle konusmayi surdurecek.

Abbasağa parkında   abbasağa küçük forum (amfinin asagisi)
İletisim feride  0537 260 06 00
             Zeynep  0542 716 06 82

Maçka parkında her zaman forum yapılan yerin az ilerisinde mor ortu serilen yerde

İletişim Melek  0532 405 65 28
             Banu 0532 464 86 32

Yoğurtçu parkında  her zaman forum yapılan yerin az ilerisinde mor ortu serilen yerde
İletisim  Ayfer  532 494 30 71

              Nacide 532 397 08 52


Forum kararlari



Gözaltında Taciz Toplantısı - 29 Haziran Cumartesi, Yoğurtçu Parkı

- Durum bilgilendirmesi: şimdiye kadar sosyal medyadan ve tanıklıklardan toplanan bir bilgilendirme yapildi. taciz vakalarıyla ilgili. Ankara’daki Eylem K, İzmir’de Şakran cezaevindeki 3 kadın, Facebook’ta yayılan Deniz ve daha eylemin ilk gününde alınan 8 kadın hikayesi olduğu söylendi.
- İstanbul’da 31 Mayıs’ta alınan 8 kadından bir tanesi foruma katıldı ve yaşananları gruba anlattı. 70 civarı kişinin gözaltına alındığı, 8’inin kadın olduğu, 10 saat araçta bekletildiklerini söyledi. Alınan ilk grup oldukları için araçta darp olayının olmadığını söyledi. Vatan Emniyeti’ne götürülmüşler, orada savcılıktan bırakılacakları söylenmiş, avukat eşliğinde salıverildim kağıdı imzaladıktan sonra karar değişti denerek nezarete götürülmüşler. Burada da usulsüzlük var dendi. Nezarete konduktan sonra “kiler” yazan daracık, kirli, kamerasız bir yere götürülmüş kadınlar. Götürenler kadın polismiş, ve anlatan arkadaş orada erkek olmadığına özellikle vurgu yaptı. Erkek varmış gibi anlatılması yalanlanmasına olanak veriyor, ayrıca sanki çırılçıplak soyan kadın olunca taciz yokmuş gibi bir izlenim yaratıyor ki bu doğru değil dedi. Onlara “bunlar çok rahat hadlerini bildirelim” denmiş ve ince arama yapılmış. Bu ancak savcılık izniyle ve uyuşturucu için operasyon yapıldığına olabilirmiş toplumsal olaylardan içeri alınınca değil, ama bunu bilmedikleri için pek itiraz da edememişler. Önce üst çıkarttırılmış, sonra o giyilip bu sefer alt çıkarttırılmış çırılçıplak kalana kadar sonra da çömelip öksürmeleri istenmiş. Bunu aralarında konuşunca sırf aşağılamak için olduğu alıgılamışlar. Anlatan arkadaşımız suç duyurusunda bulunmuş.
- İzmir’de olanlarla ilgili de bilgi aktarıldı ve nasıl öbür illerle de iletişime geçeceğimiz sorusu oldu. Eylem yapılacaksa eşzamanlı mı yapsak? Ortak metin mi yazılsa?
- Bu konuyu gündemleştirmenin çok önemli olduğu, hem metinlerle, hem eylemlerle bunu gündeme taşımamız gerektiği tekrar edilerek söylendi.
- Gözaltında taciz ve tecavüz bürosu bir bilgilendirici metin hazırlıyor, bu haklarımız neler, gözaltına alınınca ya da taciz tecavüz durumu başımıza gelirse ne yapmalıyız konulu bir bröşür olacak. Cuma günü dağıtılacak, buna destek verip yaygınlaştırma kararı alındı.,
- 8 temmuzda cirilciplak soyularakz aranan bir arkadasimizin karar duruşması var. 2 sene önce başlayan bir dava, yine gözaltında ince arama - yani çırılçıplak arama - yapılmasıyla ilgili bir dava. Bu gezi sürecinde olmamış olmasına rağmen gözaltında kadınlara tacizin geziyle başlamadığı da göz önüne alınarak iki durumu birbirine bağlayan bir eylem yapılmasına karar verildi 20.agir ceza mahkemesi mahkemesi gününde.
- Bu toplantıdan önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili işleri halledecek bir komisyon çıktı

Komisyonun önüne koyduğu işler:
1. Durumu görünür kılacak ve kadınlar için cesaretlendirici de olabilecek bir metin ortaya çıkarmak. Çarşambaya kadar oluşması iyi olur dendi. Bu metne ya da duyurularımıza tacize uğrayanları nasıl yönlendirebileceğimizle ilgili bir şey eklenebilir diye de bir öneri oldu.
2. Bu metnin altına olabildiğince fazla kadın örgütünün imzasını almak.
3. Bu metni meclis başkanlığına gönderme önerisi vardı. Ayrıca kamuoyuna duyurmak, bu hem bir sokak eylemiyle olabilir, hem de kapalı bir mekanda basın açıklaması olabilir dendi.
4. Dava takibi için tacize maruz kalan kişileri ve avukatlarını bulmak. Eğer avukatı olmayan veya yalnızca barodan gönüllü avukatı olan arkadaşlar varsa bu kişilerle feminist avukatlar arasında ilişki kurmak çünkü feminist avukatlar bu işi takip için gönüllü oldu.
5. Salı günü Abbasağa’da, Çarşamba Maçka’da kadın forumu varmış oralara gidip taciz konusunu gündemleştirmek ve olabildiğince çok kişiye ulaşmak.
6. Önümüzdeki cumartesi veya başka bir gün için bu konuda bir sokak eylemi önerisi var. Hatta bunu kadınların tacize uğradığı emniyetlerin önünde, örneğin Vatan Emniyeti önünde yapalım gibi bir öneri vardı, bunun organizasyonuna başlamak.
7. Gözaltında taciz ve tecavüz bürosuyla ilişki kurup onların broşüründen edinmek.


maçka kadın forumu toplantı notları
1-kadınlar olarak kendi dertlerimizle ilgili olarak büyük çaplı bir eylem düzenleyebilmek
2-gözaltındaki cinsel içerikli küfürler , avukatların açıklamaları kadınların gözaltındaki yaşadıkları ile ilgili olara keylem ve etkinlikler yapmak gerekiyor.
3-gezi parkı direnişi sırasında"hiç bir anne kızını başkasının kucağına oturmaz" gibi muhafazakar söylemleri ve politikaları içine alan eylemler yapabilmek,
4-taksim,beyoğlu kurtuluş ve harbiyeyi ve gezi parkını kuşatan polisler rahatsız eidici davranışlarda bulunuyorlar ve çok rahat bir şekilde bunu yapıyorlar. bu sorunun acilen çözülmesi gerek
5-sanırım güzel bir sanrı yaşadık. eskiden gazdan  ve şiddetten korkardım ama bugün korkmuyorum. söyeleyecek çok şeyimiz var ama gezi direnişi sırasında daha çok cinsiyetçi küfürlerle uğraştık.korku sınrını aştık ama daha çok bir araya gelemedik. çok kadın vardı ama politik olarak kadınlar görünmezdi.
6-pek çok farklı insanla bir çok şeyi tartıştık. bana iyi gelen sadece direniyor olmak değil sonsuz dayanışma duygusuda bana çok iyi geldi.bütün direniş sırasında yaşadığımız bütün zeminlerin ön açıcı olduğunu düşünüyorum.mevcud muhafazkar politikalara karşı politikalara üretmenin zemini olduğunu düşünüyorum ve beraberce her şeyi dönüştürmek
7-küçük bir çocuğum varbaba ile dönüşümlü olarak geldik eylemlere ve forumlarada öyle geliyoruz.forumlara katılmak isteyen kadınlar var ve çocuk bakımı ve ev işleri sorumlulukları nedeniyle gelemiyorlar. bu durumu unutmamak gerek ve forumlara bu sorunu götürmek ve tartışmak ve bu konuda bir politika üretmek gerektiğini düşünüyorum.
8-oğlum gözaltına  alındı ve hakkımızda her şeyi biliyorlardı. oğlumu görmek için gittiğimde " siizn enerjiniz ne güzel bütün yorgunluğumu alıyor "dediler sürekli sakin olmak zorunda hissettim kendimi ve ne yapacağımı bilemedim.başımıza gelmez diye hiç düşünmedik ama söylenen ve yapılanlar karşısında kendi içimde ne yapacağımı şaaşrıdım ancak yaşadıkça insan öğreniyor ne yapacağını ve inatla karşılarında duruyorsun
9-geçmişte benimle solcu olduğum için konuşmayanlar bu gün en önde yürüyorlar. hepsine sorular sordum.. ve komşularımın bir çok sorunla karşı karşıya idi ve bir korku eşiğini aşmışlardı.
10-bu forum süresince kadınların direniş deneyimlerini dinlemek için burdayım. kadınların bir arada bulunmaları ve birbirlerine ulaşılabilir olmaları çok önemli.
11-yaşadığımız deneyim inanılmaz bir şey.. ileriye dönük neler yapacağız,ne kadar çok bir araya gelebiliriz..polis hem aynı idi .
12-görünür değiliz,kadın buluşmalarını yaygınlaştırmak gerek. bazı forumlarda kadınlar hala söz almıyorlar. 1 erkek bir kadın konuşmacılar olması önemli
13-gezi sakinleşmeden aileyi koruma toplantısı yapıldı.üzerimizde ciddi baskı var.her şeyimize karışıyorlar.,hem çalışın diyorlar hemde doğurun ve ailenize sahip çıkın diyorlar.bir sürü hakkımız elimizden alınıyor.kadınlara özel bir saldırı var..bunlar forumların konusu olabilse.
14-anneler çocuklarının yanında yer aldılar.eylemler sırasında sürekli teyze abla diye hitap edildi.. bu hitapların kullanılmaması daha çok hoşumuza gider.muhafazakar politikalar yürütürken ailer bu politikanın karşısına çıktı.o korumacı anneler ve ailenin direnişte çocukların yanında yada arkasında durmaları iktidarın çatlaklarına su kaçırdı
15-mufazakarlığın bam teli genç kadın erkeklerin beraber olması ve lgbt bireyleri mufazakarlığın bam telleri bunlar
16-gezi direnişi boyunca kendimi hep güvende hissettim
17-maçka kadın forumu oluşturalım  ve bir süre her çarşamba saat 19.00 da forum yapalım.
18-direnişteki kadınlar olarak bir manifesto yazabilirmiyiz.
19-kentsel dönüşüm kadınları nasıl etkilemektedir.
20 -bundan sonra neler yapabiliriz birlikte önümüzdeki formun gündemi


Kadıköy Yoğurtçu parkı -Kadınlar forumu notları


26 Haziran 2013, Çarşamba
Yaklaşık yüz kadın foruma 18:40 civarı başladık ve 20:50 civarı bitirdik. Bir kolaylaştırıcı ve dört yazıcı arkadaşımız oldu. Kişi başına en fazla söz alma sayısı dört oldu. Toplantının başında neden erkeklerin katılımına sınırlama konulduğuna dair kısa bir tartışma yaptık. Mikrofon ve hoparlör kullandığımız için dinlemek isteyen erkeklerin zaten dinleyebileceğine, böylece tartışmalarımızın kamusallaşabileceğine, ancak söz almak isteyenlerin tüm kadınların sözünün bitmesini beklemeleri gerektiğine karar verdik. Gelen erkeklere ise, onların da kendi aralarında forum toplantı düzenleyebileceği fikrini verebiliriz dedik. Sonunda sadece bir erkek söz aldı.
Toplanma nedenimiz gezideki kadınların görünmez kılınmasını, kadın olmamızdan kaynaklı karşılaştığımız farklı deneyimleri (taciz, ayrımcılık, örgütlenme ve iş bölümü vs.), rahatsız olduğumuz şeyleri (cinsiyetçi homo/transfobik küfürler vs.), patlama noktasına gelmemizin nedenlerini ve direnişe katılmamızın sebeplerini, bundan sonra somut olarak yapabileceğimiz şeyleri konuşmaktı.
Birinci gündem maddesinde kadınlar olarak bizi direnişe katan farklı nedenleri kısaca konuştuk. Kendi direniş deneyimlerimizi anlattık, değerlendirdik. İkinci gündem maddesinde ise bundan sonra neler yapabileceğimize dair önerilere daha çok yer vermeye çalıştık. Son olarak, önerileri özetledik ve her birini onayladık.

Bir sonraki toplantı:

29 Haziran 2013, Cumartesi, saat 16:00 Gözaltında yaşanan taciz ve cinsel işkence suçuna dair birşeyler yapmak için gönüllüler parkta toplanıyor (ancak Taksim eylemi olduğu için 1 saatlik hızlı ve verimli bir toplantı yapacağız)
3 Temmuz 2013, Çarşamba, saat 19:00’da yine kadınlar olarak parkta forum yapacağız.

Toplantı notları:

1.       Bizi direnişe katılmaya iten nedenler:
Bizler erkeklerin nedenlerini benimsiyorduk ama onların nedenlerinden daha fazla nedenimiz de vardı. Son on yıldır AKP’nin ciddi kadın düşmanı politikaları oldu. Rujumuza, kıyafetimize, kürtajımıza, herşeyimize karıştılar. İki yüzlü bir politika yürüttüler. Kadın istihdamını arttırmak istiyormuş gibi yapıp bizi güvencesizliğe ittiler. Bizimkisi de böyle bir öfkenin patlamasıydı.

2.       Kadınlar olarak direniş deneyimlerimiz:
2.1. Gezi’de ve genel olarak direnişte yer yer tacizler yaşandı.
Gezi parkında  yaşanan tacize karşı ses çıkardığımızda, diğer erkekler tarafından “Belki de yanlışlıkla eli değmiştir”, “Tamam sen duyarlı davrandın ama fazla büyütme” gibi uyarılarla beni susturmaya çalıştılar. Ben ısrar ettim, kayıt altına alınmasını istedim. Bunun üzerine tacizde bulunan adamı zar zor dışarı attılar. Tacize uğradığımızda nasıl davranacağız?
Sürecin ilk gününden beri oradaydım, tacize uğramadım ve ayrımcılık hissetmedim.
Gezi direnişinden sonra kadınlar artık İstiklal’de daha rahat yürüdüklerini söylüyor, bu çok önemli bir kazanım.
Yoğurtçu parkında da taciz oldu ama hemen müdahele ettik ve o kişiyi dışarı çıkarttık.
2.2. Cinsiyetçi küfürler ve sloganlar çok yaygındı
Cinsiyetçi sloganları kadınlar da erkeklerle birlikte atıyordu. Bu durum beni özellikle rahatsız etti. Modern kadın olmanın bir önkoşulu gibi onlar da cinsiyetçi sloganlara eşlik ediyorlardı.
Küfür erkek iktidarının dili ve kadınlar da o iktidarın bir parçası olabilmek için erkekleşiyor, o sloganlara eşlik etmek zorunda hissediyor.
Cinsiyetçi küfürden şikayetçi olduğumda, erkeklerin “Ya biz burada neler yapıyoruz, şimdi senin küfrünle mi uğraşacağız?” türünden yorumları çok rahatsız edici oldu. ‘‘Biz burada bu kadar önemli bir şey yapıyoruz, küfürle mi uğraşıcaz’’ minvalinde şeyler söyleyip, bu meseleyi ikinci plana itiyorlar.
Taraftar gruplarının gelmesiyle cinsiyetçi küfürler çok arttı.
Sosyalist erkekler de cinsiyetçi sloganlara katıldılar, sadece taraftarlar değil.
RTE yerine Emine Erdoğan’a küfretmek daha çok hoşlarına gidiyor sanki.
Gezi’de yapılan küfür atölyesi sonunda alternatif küfürler de yine dönüp dolaşıp kadınlara geldiği için çok verimli olduğunu söyleyemeyiz. Atölye sonunda bazı kadınlar küfretmeye karşı bir noktaya geldik.
Küfürle ilgili kadınların, lgbt blok ve feministlerin müdahaleleri karşılık buldu. Uyardığımızda özür dileyenler oldu. Hatta erkekler de uyarmaya başladılar.
2.3. Söz, yetki, karar, iktidar erkeklerde
Gezi direnişi, kadınlar katıldıktan sonra bir hareket haline geldi, bu yüzden ben Gezi’yi kadınların ağırlıkta olduğu bir hareket olarak görüyorum.
Ancak etkili karar organlarında kadınlar olarak yer almıyoruz, forumlarda kadınlar yeterince konusmuyor.
Erkeklerin uzun uzun, yüksek sesle, başkalarının sözünü bölerek konuşması benim için dert.Böylece kadınların dertleri ikinci plana atılıyor, değersizleştiriliyor.
2.4. Gezi’de ve genel olarak direnişte toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü vardı
Sadece cinsiyetçi küfür ya da taciz değil, daha incelikli dokunmuş erkeklik halleri de vardı. Mesela kürsüye mühim adamları çağıran sunucular hep kadındı, ama o mühim konuşmaları yapanlar hep erkeklerdi. Forumlarda not tutanlar hep kadındı ama hem daha çok konuşan, hem de söz hakkı veren erkeklerdi. Taksim Dayanışma’nın kendi içinde de erkek egemenliği hakimdi, başı çekenler kadınlar olsa bile.
Gezi parkı içerisinde küçük bir tarla, bostan yapmaya çalışıyorduk. İki gün boyunca bir adam sürekli gelerek “sen anlamazsın, yapamazsın” dedi ve küreği elimden almaya çalıştı. Israr ettim ama daha fazla dayanamadım ve küreği ona verdim. Bir daha da bostana uğramadım.
Revir ve mutfaktan sürekli kadın gönüllü istediklerine dair anons yapıyorlardı. Özellikle bulaşık yıkamak ve Talcid hazırlamak için. Hatta, ben tanık oldum. Bir erkek, mutfağa gönüllü olarak gitti, “bulaşık yıkanacak, sen olmazsın” diye geri gönderdiler.
Saldırı olduktan sonra erkek bir doktor beni ve yanımdaki kadın arkadaşı yardıma çağırdı ve erkek arkadaşları “çatışmaya” yönlendirdi.
Mücadele esnasında “en delikanlı kim?” türünden bir pipi yarıştırma hali vardı. Bu yüzden “... delikanlı kim bakalım?” sloganı beni hep rahatsız etti.
2.5. Güzel şeyler:
Tüm bunlara rağmen, cinsiyetçi küfür konusunda çok kısa zamanda çok yol alındı. Kadınların ve LGBT bloğunun oradaki varlığı da çok önemliydi.
Direniş süresince, normalde bu kadar kolay ikna edemeyeceğimiz insanları kısa sürede ikna etmiş olduk. İnsanlar cinsiyetçi küfürlerinde daha otokontrollü olmaya başladılar.  Cinsiyetçi, homofobik, transfobik gibi kelimeleri belki ilk defa duymuş oldular. Bu karşılaşmalar sonucunda, çok kısa zamanda çok şey öğrendik. Mesela 23 Haziran Pazar günü yapılan Trans Onur Yürüyüşü’ne bu sene katılımın çok yüksek olmasının sebeplerinden biri de Gezi’deki bu öğrenme ve tanışma süreciydi .
3.       Yapılan önerilerin tamamı olumlu karşılandı:
1.       Cumartesi günü burada bir masa açacağız.
2.       Her hafta Çarşamba günü saat 19:00’da kadınlar olarak toplanacağız.
3.       Gözaltında yaşanan taciz ve cinsel işkence üzerine birşeyler yapmak için Cumartesi saat 16:00’da parkta buluşacağız. Yapacağımız şeyleri diğer parklarda toplanan kadınlarla birlikte örgütleyeceğiz.
4.       Oluşan organlarda daha çok yer almalıyız.
5.       Doğrudan demokrasi konusunda ısrarcı olmalıyız.
6.       Yaralanan çok kadın var, bu kadınlarla özel olarak ilgilenmek önemli.
7.       Kadınların kentlere dair taleplerini somutlaştıralım ve bunları belediyeden isteyelim.
8.       Kadınlar olarak kendimiz bir aday çıkartalım.
9.       Aşağıdaki konu başlıklarında atölyeler yapılması yönünde herkes hem fikir:
Kadın nedir? Cinsiyetçilik nedir? Barış Kadınların kentlere dair talepleri
Feminizm nedir? Küfür Şiddetisiz direniş yöntemleri Ev içi cinsiyete dayalı iş bölümü

4.      İlave bilgilendirme:
Pazartesi saat 19:00’da Denizli ve Bingöl’deki tecavüzcülerin serbest bırakılmasına karşı eylem olacak. Eylem Yoğurtçu parkında yapılacak atölye ile sona erecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder