1 Temmuz 2013 Pazartesi

Boğaziçi Üniversitesi Forumu (27 Haziran)


ñ  Bugünün gündemi, yerel ekonomikler ve yönetimler olarak belirlenmişti. Hem alternatif ekonomileri nasıl oluşturabileceğimizi, hem de bir üniversite meclisine doğru yol almayı da konuşabiliriz.
ñ  Yahya Madra konuya bir girizgah yaptı:
Başkanlık modeli CEO modelidir. Tepeden aşağıya işler. Siyasetsizleştirmedir, yani tartışmaların önünü kapamadır. Buna karşın yerelleşme, yerel siyaset ve ekonomi katılımcıdır, yatay örgütlenmeye dayanır.
Gezi'de de bu model uygulandı. Yatay karar mekanizmaları ve yerel sorunlar vardı.
6 önemli nokta üzerine düşünülmesi gereken, bunlar:
1. İhtiyaçlar: Nasıl belirliyoruz?
2. Artık değer ve emek: Yaratılan kar kime/nereye gidiyor? Kim el koyuyor?
3. Karşılaşma: Doğayla ve diğer insanlarla nasıl ilişkileniyoruz, karşılaşıyoruz?
4. Tüketim: Hangi biçimde tüketiyoruz?
5.Müşterekler: Sular, topraklar gibi doğal müşterekler ve bir de facebook/twitter gibi beşeri müşterekler
6. Yatırım: Nereye ve neye yapılacak?
ñ  AKP'nin ekonomi ve siyaseti birbirinden ayırma, ayrı gösterme projesi var.
ñ  Bütçe açığı nereden kapatılıyor? Kaynaklar nereye aktarılıyor?
ñ  Yerel ekonomi, yerel yönetime gitmek bazı tehlikeler doğurabilir. Sonuçta kapitalizm şekil değiştirebiliyor. Onlar üzerinden ilerleyebiliyor. Fakat yerelden siyasi hat, muhalefet oluşturulabilir.
ñ  Ekonomi ve siyasetin kesiştiği bir konu bu. Önce faiz lobisi dediler, şimdi finans tekelinin darbesi diyorlar. İktisatçıların bu argümanları açıklamasına ihtiyaç var.
ñ  Mevzuyu genişletmek gerek. Gezici kantin var mesela üniversitede. Bunu birimiz anlatsın.
ñ  Güney Kampüs sit alanı. Kuzey Kampüse inşa ediliyor herşey ama orası da doldu. Şimdi Kilyos Kampüse yönlendi. Aynı zamanda hemen yanıbaşımızdaki mahalle dönüşüyor. Buna müdahil olmamız gerek. Üniversite ve mahalle dayanışması önemli.
ñ  Yapabileceğimiz yeni oluşumlar, alternatifleri konuşurken var olanları da unutmayalım. Üniversitede 3-4 senedir bir tüketim kooperatifi var. Bükoop. Bir yerel ekonomik, katılımcı bir örgütlenme. Üreticilerin ve tüketicilerin hangi gıdanın nasıl üretileceğine ve tüketileceğine beraber karar verdikleri gıda egemenliği modeli çerçevesinde işleyen bir ağ bu kooperatif. Bu tür varolan yapılara hep beraber katılmamız, sahiplenmemiz gerekiyor. Öğrenci kooperatifi girişimi ve gezici kantin de öyle. Burada onların çalışmalarını bilen biri varsa biraz anlatabilir mi? Nasıl destek verebiliriz bu oluşuma vs.
ñ  Müfredata dair taleplerimizi sunmak girişimi var üniversitede. Bu çerçevede bazı görüşmeler de yaptık, destekler aldık. Yaşadığımız alanın akademik yönüne dair de müdahil olmak gerek.
2005'te Siyaset Bilimş Bölümü'nde ve sonra da Felsefe'de bu tür toplantılar yapıldı. Bölümün programına, derslerine, müfredata öğrencilerle beraber karar verilmesi için.
ñ  Yeni YÖK Yasası ile üniversitelerin özerkliği daha da ellerinden alınacak. Buna karşı üniversite yerelinde bir alternatif oluşturabiliriz. En azından burada bir örnek oluşturabiliriz öğrencilerin söz hakkı olduğu farklı bir üniversite yapısı oluşturarak.
ñ  İnsanları ''hükümet istifa'' sloganı biraraya topladı. Küçük yerellikleri tartışmak o yüzden biraz apolitik kalıyor. Gözaltılara karşı akademik ve mahalleliler olarak biraraya gelinip imza toplanabilir.
ñ  Apolitik argumanına karşıyım. Neyin, nasıl politik olduğu hakkında farklı değerlendirmeler olabilir. Hepsi politiktir. Yerel de politiktir.
ñ  Yerel yönetimin mekanizmaları oluşturulurken sosyolojik analizler yapılmalı. Farklı bölgelerde, farklı ihtiyac ve yapılara göre farklı yerel yönetim modelleri olabilir.
ñ  Boğaziçi internet sitesinde üniversitenin 5 yıllık stratejik planı var. Okuyalım. Bazı sıkıntılar var. Mesela şirketlerin paydaş olması gibi. Bu plana bakıp müdahil olabiliriz.
ñ  AKP'nin egemenliği elimnde tutma kaygısı var. Forumlar buna karşı en iyi araç. Ama tekrar dönüyor muyuz?
ñ  Bir siyasi harita çıkarmaya ihtiyaç var. Yani bu farklı sorunsalları içeren bir liste gibi olabilir. Bir toparlama, harita gibi. Tüm forum notlarının düzenlenmesi ile başlayan böyle bir çalışma yapılabilir.
ñ  Forumdan somut şeylere doğru yol almak gerek. Ama ''fazlalığı'' (bu direnişin bizi aşan kalabalığı ve genişliği) ehlileştirmeye gitmemek gerek.
ñ  İnsanlar ilk defa İstanbul'u memleket bildi. Burada ne yapılacağına biz karar veririz dedi.
ñ  Ölen polisin de adının okunmasını isterdim Taksimde. Polis, bir teşkilat olarak sonuna kadar eleştirilmeli karşı durulmalı. Ama polisin de canı candır., onu öldüren de devlettir.
ñ  O polis, 48 saat uykusuz çalıştırılırken dalgınlıkla düşüyor. Bu bir iş kazasıdır. Ve çok önemlidir.
ñ  Polis sendikası girişimi oldu. Kurucuların 7si de işten cıkarıldı.
ñ  Temsiliyet sorunu yaşıyoruz. Geçersiz sayılan oylar çok fazla. 24 milyon secmenden 8 milyonu neden sandığa gitmedi, araştırılabilir.
ñ  ''Büyüyen ülke'' mitini kurcalamak gerek. Birçok bakımdan eleştiriliyor AKP ama sanki büyüyen ülke mitini herkes kabul ediyor gibi. Büyüdü mü Türkiye? Nasıl büyüdü? Hangi maliyetleri beraberinde getirdi? Bu genel kabul gören ekonomik başarı mitini sorgulayalım, araştıralım.
ñ  Sivas'ta 37 insanın katledildiği söylenir. Ölenlerden 2si oradaki saldıran gruptan. Beraber anılması önemli bir tavır.
ñ  O adam, insanları yakmaya, katletmeye giderken öldü. Onu sahiplenemem. Bu şekilde yerelle de ilişkilenme olmaz.
ñ  Doğatepe Parkı'nda sadece salı ve cuma toplanma kararı alındı. Oraya gelin, katılın.
ñ  Somut öneriler unutulmamalı. Mesela bir önceki forumda Üniversitelerarası Kurul Metni'ni okumak ve ona karşı bir metin yayınlamak üzerinden çalışmak fikri cıkmıstı.
ñ  Kampüsteki Starbucks'ı da unutmamalıyız, konuşmalıyız.
ñ  Bir sonraki forum 2 Temmuz Salı günü yine 12:15'te Güney Kampüs'te saatli binanın arkasındaki çimenlikte olacak. Konu AKP'nin ekonomik başarı miti olacak. Bir grup arkadaş önceden bu konuda ufak bir araştırma yapıp forumda girizgah yapacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder