ñ Bugünün
gündemi, yerel ekonomikler ve yönetimler olarak belirlenmişti. Hem alternatif
ekonomileri nasıl oluşturabileceğimizi, hem de bir üniversite meclisine doğru
yol almayı da konuşabiliriz.
ñ Yahya
Madra konuya bir girizgah yaptı:
Başkanlık modeli CEO modelidir. Tepeden aşağıya işler.
Siyasetsizleştirmedir, yani tartışmaların önünü kapamadır. Buna karşın
yerelleşme, yerel siyaset ve ekonomi katılımcıdır, yatay örgütlenmeye dayanır.
Gezi'de de bu model uygulandı. Yatay karar mekanizmaları ve
yerel sorunlar vardı.
6 önemli nokta üzerine düşünülmesi gereken, bunlar:
1. İhtiyaçlar: Nasıl belirliyoruz?
2. Artık değer ve emek: Yaratılan kar kime/nereye gidiyor?
Kim el koyuyor?
3. Karşılaşma: Doğayla ve diğer insanlarla nasıl
ilişkileniyoruz, karşılaşıyoruz?
4. Tüketim: Hangi biçimde tüketiyoruz?
5.Müşterekler: Sular, topraklar gibi doğal müşterekler ve
bir de facebook/twitter gibi beşeri müşterekler
6. Yatırım: Nereye ve neye yapılacak?
ñ AKP'nin
ekonomi ve siyaseti birbirinden ayırma, ayrı gösterme projesi var.
ñ Bütçe
açığı nereden kapatılıyor? Kaynaklar nereye aktarılıyor?
ñ Yerel
ekonomi, yerel yönetime gitmek bazı tehlikeler doğurabilir. Sonuçta kapitalizm
şekil değiştirebiliyor. Onlar üzerinden ilerleyebiliyor. Fakat yerelden siyasi
hat, muhalefet oluşturulabilir.
ñ Ekonomi
ve siyasetin kesiştiği bir konu bu. Önce faiz lobisi dediler, şimdi finans
tekelinin darbesi diyorlar. İktisatçıların bu argümanları açıklamasına ihtiyaç
var.
ñ Mevzuyu
genişletmek gerek. Gezici kantin var mesela üniversitede. Bunu birimiz
anlatsın.
ñ Güney
Kampüs sit alanı. Kuzey Kampüse inşa ediliyor herşey ama orası da doldu. Şimdi
Kilyos Kampüse yönlendi. Aynı zamanda hemen yanıbaşımızdaki mahalle dönüşüyor.
Buna müdahil olmamız gerek. Üniversite ve mahalle dayanışması önemli.
ñ Yapabileceğimiz
yeni oluşumlar, alternatifleri konuşurken var olanları da unutmayalım.
Üniversitede 3-4 senedir bir tüketim kooperatifi var. Bükoop. Bir yerel
ekonomik, katılımcı bir örgütlenme. Üreticilerin ve tüketicilerin hangi gıdanın
nasıl üretileceğine ve tüketileceğine beraber karar verdikleri gıda egemenliği
modeli çerçevesinde işleyen bir ağ bu kooperatif. Bu tür varolan yapılara hep
beraber katılmamız, sahiplenmemiz gerekiyor. Öğrenci kooperatifi girişimi ve
gezici kantin de öyle. Burada onların çalışmalarını bilen biri varsa biraz
anlatabilir mi? Nasıl destek verebiliriz bu oluşuma vs.
ñ Müfredata
dair taleplerimizi sunmak girişimi var üniversitede. Bu çerçevede bazı
görüşmeler de yaptık, destekler aldık. Yaşadığımız alanın akademik yönüne dair
de müdahil olmak gerek.
2005'te Siyaset Bilimş Bölümü'nde ve sonra da Felsefe'de bu
tür toplantılar yapıldı. Bölümün programına, derslerine, müfredata öğrencilerle
beraber karar verilmesi için.
ñ Yeni
YÖK Yasası ile üniversitelerin özerkliği daha da ellerinden alınacak. Buna
karşı üniversite yerelinde bir alternatif oluşturabiliriz. En azından burada
bir örnek oluşturabiliriz öğrencilerin söz hakkı olduğu farklı bir üniversite
yapısı oluşturarak.
ñ İnsanları
''hükümet istifa'' sloganı biraraya topladı. Küçük yerellikleri tartışmak o
yüzden biraz apolitik kalıyor. Gözaltılara karşı akademik ve mahalleliler
olarak biraraya gelinip imza toplanabilir.
ñ Apolitik
argumanına karşıyım. Neyin, nasıl politik olduğu hakkında farklı
değerlendirmeler olabilir. Hepsi politiktir. Yerel de politiktir.
ñ Yerel
yönetimin mekanizmaları oluşturulurken sosyolojik analizler yapılmalı. Farklı
bölgelerde, farklı ihtiyac ve yapılara göre farklı yerel yönetim modelleri
olabilir.
ñ Boğaziçi
internet sitesinde üniversitenin 5 yıllık stratejik planı var. Okuyalım. Bazı
sıkıntılar var. Mesela şirketlerin paydaş olması gibi. Bu plana bakıp müdahil
olabiliriz.
ñ AKP'nin
egemenliği elimnde tutma kaygısı var. Forumlar buna karşı en iyi araç. Ama
tekrar dönüyor muyuz?
ñ Bir
siyasi harita çıkarmaya ihtiyaç var. Yani bu farklı sorunsalları içeren bir
liste gibi olabilir. Bir toparlama, harita gibi. Tüm forum notlarının
düzenlenmesi ile başlayan böyle bir çalışma yapılabilir.
ñ Forumdan
somut şeylere doğru yol almak gerek. Ama ''fazlalığı'' (bu direnişin bizi aşan
kalabalığı ve genişliği) ehlileştirmeye gitmemek gerek.
ñ İnsanlar
ilk defa İstanbul'u memleket bildi. Burada ne yapılacağına biz karar veririz
dedi.
ñ Ölen
polisin de adının okunmasını isterdim Taksimde. Polis, bir teşkilat olarak
sonuna kadar eleştirilmeli karşı durulmalı. Ama polisin de canı candır., onu
öldüren de devlettir.
ñ O
polis, 48 saat uykusuz çalıştırılırken dalgınlıkla düşüyor. Bu bir iş kazasıdır.
Ve çok önemlidir.
ñ Polis
sendikası girişimi oldu. Kurucuların 7si de işten cıkarıldı.
ñ Temsiliyet
sorunu yaşıyoruz. Geçersiz sayılan oylar çok fazla. 24 milyon secmenden 8
milyonu neden sandığa gitmedi, araştırılabilir.
ñ ''Büyüyen
ülke'' mitini kurcalamak gerek. Birçok bakımdan eleştiriliyor AKP ama sanki
büyüyen ülke mitini herkes kabul ediyor gibi. Büyüdü mü Türkiye? Nasıl büyüdü?
Hangi maliyetleri beraberinde getirdi? Bu genel kabul gören ekonomik başarı
mitini sorgulayalım, araştıralım.
ñ Sivas'ta
37 insanın katledildiği söylenir. Ölenlerden 2si oradaki saldıran gruptan.
Beraber anılması önemli bir tavır.
ñ O
adam, insanları yakmaya, katletmeye giderken öldü. Onu sahiplenemem. Bu şekilde
yerelle de ilişkilenme olmaz.
ñ Doğatepe
Parkı'nda sadece salı ve cuma toplanma kararı alındı. Oraya gelin, katılın.
ñ Somut
öneriler unutulmamalı. Mesela bir önceki forumda Üniversitelerarası Kurul
Metni'ni okumak ve ona karşı bir metin yayınlamak üzerinden çalışmak fikri
cıkmıstı.
ñ Kampüsteki
Starbucks'ı da unutmamalıyız, konuşmalıyız.
ñ Bir
sonraki forum 2 Temmuz Salı günü yine 12:15'te Güney Kampüs'te saatli binanın
arkasındaki çimenlikte olacak. Konu AKP'nin ekonomik başarı miti olacak. Bir
grup arkadaş önceden bu konuda ufak bir araştırma yapıp forumda girizgah yapacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder