11 Temmuz 2013 Perşembe

Boğaziçi Üniversitesi Forum Notları (9 Temmuz)

“KENTTE ALTERNATİF BİR ÖRGÜTLENME MODELİ: BUKOOP”
A) BUKOOP'un tarihçesinden bahsedildi.
Eğitim-Sen ve Çiftçi-Sen'in 2008'teki girişimleri ile başlıyor. İlk etapta kooperatifin modeli üzerine tartışılıyor. İki sendikanın tüketici ve üretici kooperatiflerinin olması  düşünülüyor. Asıl amaç sadece Boğaziçi Üniversitesi ile sınırlı kalınmayıp daha geniş bir kitleye ulaşabilmek. Koordinasyon için de bir dernek kurulması planlanıyor.
Kooperatif çalışmaları ilk olarak pilot uygulamayla başlıyor. Daha sonra tüketici ve üretici sayısı  artıyor. Önce akademik personel sonra öğrenciler ve mezunlar üye olmaya başlıyor. 
B) Üretici ile ilişkilerin nasıl kurulduğundan konuşuldu.
Kooperatifin amacı sadece iyi ürün sağlamak değil. Tüketicilerin süpermarketlere mahkum olmadan, iyi ürünü doğrudan çiftçiden temin etmesini sağlamak ve bu şekilde var olan dominant tüketim biçiminin dışına çıkabilmek. Bu işin tüketici tarafı.
Üretici tarafında da üreticiye destek olmak amacı var. Mümkün olduğunda ekolojik ve üreticiye zarar vermeyen üretim pratiklerine katkı sağlamak amaçlanıyor. Aracıları aradan çıkartmak esas. Bu sayede küçük üretici destekleniyor. Üreticiyi seçerken de örgütlü olması tercih ediliyor.
Bu ilişki güvene, iletişime ve bilgi paylaşımına dayalı. Ürünlerin nasıl üretildiği takip edilebiliyor. Örgütlü üreticilerin kooperatifleri ile görüşülüyor. Üreticilere ziyaretler düzenleniyor, üretimin çeşitli aşamalarında yardımlaşma sağlanıyor.  
C) Katılımcı sertifikasyondan bahsedildi.
Organik Sertikasyona karşı, Katılımcı Sertifikasyonu destekleniyor. Paraya dayalı, bir kurumdan alınan sertifikadan ziyade üretici-tüketici arasındaki güven ilişkisine dayalı bir sistem olması hedefleniyor. Böylece büyük organik ürün firmalarına alternatif bir sistem kuruluyor.
D) Üreticiden fiyat alma
Fiyat belirlemede üretici kooperatifleri ile görüşülüyor, onların verdiği fiyat zaten bellidir, fiyat konusunda pazarlık edilmiyor. Ancak aracı ortadan kaldırıldığı için üreticinin kazancı artıyor. Küçük üretici, tüccara sattığından daha fazlasına BUKoop’a satıyor, ama kârı kendisine satıyor. Böylece aracıyı ortadan kaldırarak yaklaşılabilirse, üretici yani köylü yüzünü kooperatiflere döner ve maliyet ilerde daha da düşebilir.
E) Neden üretici ile doğrudan değil, kooperatif aracılığıyla görüşülüyor?
Kooperatiflerle çalışarak, hedeflediğimiz ilişki biçimi daha geniş coğrafyaya ulaşabiliyor. Sorularımıza direk cevaplar alabiliyoruz ve şeffaflık sağlanıyor. Böylece daha büyük, kapsamlı bir sistem kurulması hedefleniyor.
Bu büyük sistem önemli ve pratik bir etkisi var; büyük bir kitlenin talebini konsolide ederseniz karşı tarafa fiyat kabul ettirirsiniz, büyük şirketler böyle çalışıyor. Amerikada bizimki gibi kooperatifler var ama çoğunlukla örgütsüz üreticiyi eziyorlar. Amaç üreticinin örgütlü olmasını sağlamak, genel olarak sizin her sene belli bir miktar ürün alacağınızı bilirlerse ona göre davranır, fiyat belirlerler. Üreticinin ürünü satıp satmayacağı riskini ortadan kaldırdığınız zaman, güven ilişkisi nedeniyle daha ucuza satacaktır.
F) Fiyatların yüksek olduğu mevzusu tartışıldı. 
Fiyatların yüksek olmasını neyi neyle karşılaştırarak söylediğimiz önemli. Marketteki ürünlerle karşılaştırmak hatalı çünkü çoğu, örneğin nar ekşisi, nar ekşisi değil nar ekşisi sosu. Örneğin süt üretiminde maliyet 1TL iken, büyük şirketler 80 kuruştan alıyor ürünü ve bu üreticiyi kaliteden ödün vermeye itiyor. Örneğin ABD’de çiftçiler yem fiyatlarını karşılayamadıkları için hayvanlara şeker yediriyorlar.
Kooperatif büyük dominant bir sistemin içinde var olmaya çalışıyor ve bu sistemde organik ürünler çok pahalı. Organik ürünleri üst orta sınıf tüketebiliyor. Kooperatif, organik ürün marketlerine göre daha iyi fiyat sağlıyor fakat alt gelir grubuna ulaşamıyoruz henüz. Uzun vadede kooperatif benzeri sistemlerin, alternatif ağların çoğalmasıyla belki fiyatlar daha ucuzlayabilir.  
Nakliye ücretleri çok yüksek. Kargo firmaları ile görüşmeler yapılsa bile bir sonuca ulaşılabilmiş değil, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olduğu vurgulanmasına rağmen, kargo bedeli almamaya ya da indirim yapmaya yanaşmıyorlar.
Fiyat belirleme konusunda üreticiyle pazarlık yapılmıyor. Mesela incirin kilosu 10 TL ise üzerine %20 nakliye ve % 15 kooperatif giderleri için pay konuyor, 14 TL gibi bir fiyattan satılıyor. (kooperatifin aylık gideri 800-1000 TL arası).
G) Kooperatiflerin deneyim paylaşımının  öneminden bahsedildi. Bu sadece ekonomik bir örgütlenme değil, aynı  zamanda politik bir modeldir. Dayanışmaya, örgütlülüğe ve küçük  üreticiyi desteklemeye dönük bir siyasi ruhtur.
H) Kooperatifin gelişimi ve geleceği hakkında
İlk fazda 20, 30 kişilik bir gruptu. Süt satılmasıyla ikinci fazda sayı 150 katılımcıyı buldu. Kooperatifin 3. bir faza ihtiyacı var.
Boğaziçi Üni.’de 20bin kişi var. Herkes tohumdan meyveye nasıl üretim yapılıyor bilmiyor. Bize gelen, aldığımız besin ürünlerini sorgulayabildiğimiz bir sistem değil market sistemi. BUKoop’un yaptığı işlerden biri de bu sorgulama mekanizmasını oluşturmak, üreticinin kendi yediğini satması. Mesele kurumsallaşma değil, karşılıklı güven politikaları oluşturmaktır. Yemek örgütlenmektir, yemeğinizi örgütleyin J
Marketten aldığımız besinleri normalde tanımıyoruz ve sorgulama şansımız da yok. Kooperatif bu bilgi aktarımını sağlıyor. Ürün bozuk çıkarsa, ya da erken bozulursa ya da hoşnutsuzluk olursa bu direk üreticiye soruluyor, bilgi alınıyor. Market alışverişinde böyle bir imkan yok.  
BUKOOP kopyalanabilir sistem değildir. Kooperatiflerin işleyişi yerelde belirlenir. Eğer işleyişe dair öneriler olursa, BUKOOP'un haftalık toplantılarında bunlar konuşulabilir. Gönüllü çalışmak isteyenler için saat ve günler de konuşuldu. 
I) Bu sistem üreticinin de kendini tanıması  ve örgütlenmesi anlamında dönüşümünü sağlıyor.

GÜNDEME DAİR ÖNERİLER
A) Bugünkü forumun, forum formatından çok bilgilendirmeye yönelik olduğu söylendi. Gezi'de aktif olarak yer alan insanların neden Boğaziçi forumuna ilk zamanki gibi katılmadığı, sayının azaldığı konuşulduğu. İlk zamanki katılımı  sağlamak için gündeme dair daha acil konuların (Mısır, müdahaleler, seçimler gibi) öncelikli tartışılması gerektiği söylendi. Park toplantılarında bir örgütlenme sorunu olduğu ve bu hareketin kalıcı hale gelmesi için örgütlenme üzerine tartışılması ve kararlar alınması gerektiğine değinildi.
B) Üniversite meclisi kurmanın örgütlenme anlamında önemli olabileceği vurgulandı. Bundan sonraki forumda, örgütlenme üzerine tartışılsın  ve üniversite meclisi kurulsun denildi.
C) Forum duyurularının daha çok insana ulaşması  için Halkla İlişkiler'den mail atılması kararlaştırıldı. Forumla ilgili afiş hazırlanması ve üniversiteye bu afişlerin asılması kararı alındı ve çalışmalara başlandı.
D) Herkesin inisiyatif alabilmesinin önemine değinildi.
E) Forum formatı hakkında da konuşuldu. Moderatörler değişik insanlar olsun, açılış konuşması olmasın, organizasyon komitesi kurulsun gibi öneriler geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder