8 Temmuz 2013 Pazartesi

Ankara Anıtpark Forum Notları (6 Temmuz)

Kaos GL olarak Ankara’daki forumları  gezme kararı aldıklarını ifade eden Evren, parkların 90lı yıllarda LGBTT bireylerin özellikle eşcinsel erkekler ve translar için bir araya gelme, sosyalleşme alanı olduğunu hatırlattı. Güvenpark’ın Kaos GL’nin kurulduğu yer olduğunu söyleyen Evren, Gezi Parkı’na müdahale başladığında çok etkilendiklerini anlattı. Evren, “LGBTT bireyler olarak alt kültürümüzü korumakta güçlük çekiyoruz. Parklar bizim kültürümüzü koruduğumuz alanlardır. Parkların işgali ile artık alt kültürümüzü bile yaşayamıyoruz, var edemiyoruz. Sadece LGBTT bireyler olarak değil mesela Güvenparkı kaybedeli yıllar oldu. Güvenpark, dolmuşlar ve polis tarafından işgal ediliyor. Gezi Parkı da LGBTT bireyler olarak alt kültürümüzün yaşadığı son sembollerden biriydi. Müdahele edildi. LGBTTler bu kıvılcımı bekliyordu. LGBTTlerin içten içe beklediğiydi Gezi” dedi. Gezi eylemleri ve forumları hem LGBTTler hem de toplumun tüm kesimleri için değiştirici ve dönüştürücü bir süreç olarak nitelendiren Evren, eşcinsellerle konuşmak, iletişime geçmek için toplumun üzerindeki zırhların kalktığını ifade etti. Evren, direniş sürecinin en büyük kazanımının ise iletişim ve bir araya gelme hali olduğunu belirtti.

Üç yıl Anıttepe Mahallesi’nde oturduğunu söyleyen Aslı, açık bir biçimde Anıtpark forumunda konuşuyor olmanın kendisi için çok önemli olduğunu ifade etti. Aslı, Gezi olayların başladığı ilk günden beri LGBTT bireyler olarak alanda olduklarını, revir kurarak, Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde nöbet tutarak, Kuğulupark’ta konaklayarak direnişe destek verdiklerini hatırlattı. Aslı “Süreç hem bize hem alandakilere çok şey öğretti. Küfürlü sloganlar atıldığında, homofobik dil kullanıldığında ‘Arkadaşım bak biz de buradayız!’ diyorduk. O zaman değişti her şey. En azından insanlar bir durup düşünme fırsatı buldu” dedi.

Ebru, her akşam yapılan forumlarda homofobik dilin kırılmaya başladığını  gördüklerini söyledi. Ebru, “Çarşı bize gelip ‘Şu küfürü  edebilir miyiz?’ diye sordu. ‘Nasıl küfür etmeliyiz?’  dediler. Homofobik dil yıkılıyor. Kadına şiddet ve homofobi konusunda ciddi bir iyileşme var. Biz özgürleşmeden siz özgürleşemezsiniz; siz özgürleşmeden biz özgürleşemeyiz” dedi. Geçtiğimiz hafta düzenlenen LGBTT Onur Yürüyüşü’ndeki halkın yoğun ilgisini ve desteğini hatırlatan Ebru, bu konuda bilincin ciddi biçimde yükseldiğini ifade etti.  

Diğer şehirlerle deneyim aktarımı yapmanın gerekliliğine inanan Barış, sürecin topluma insan olmayı öğrettiğini düşünüyor. Barış, “Ethem Sarısülük Ankara’da can verirken biz İstanbul’da ‘Diren Ankara, Taksim seninle’ diyorduk. Bu sadece Gezi’nin değil tüm halkın direnişi idi” sözleriyle tanımlarken direnişi “Halk özgürlüğün tadını aldı bir kere. Bir daha bırakmaz artık” dedi. 

Marten, Hollanda’da yaptıkları eyleme birçok farklı  insanın destek verdiğini anlattı. Türk, Kürt, LGBTT bireylerin, sendikaların yer aldığını belirten Marten, daha önce bir araya gelmeyecek grupların bir araya gelmiş olmasına dikkat çekti. Marten protestolar esnasında yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “ İki hafta önce Hollanda’da Türk Büyükelçiliği’nin önüne gittik. Kapıları tıklattık. Gürültü yaptık. Kimse yanıt vermedi. Türk hükümetinin tavrının yansıması bu. Hükümet eylemcileri hiç dinlemedi, dikkate almadı”

ÇHD avukatları, gezi tutsakları için örgütlenmek gerektiğinden bahsetti. Yazı mektup ve forum notlarını ona ileterek iletişim sağlayabiliriz. Son gözaltı ve tutuklamalar muhalefeti sindirmek için yapılıyor. Daha önce 2991 Sayılı Gösteri Yürüyüşüne muhalefet etmekten gözaltına alınanların hepsi serbest bırakıldı. Çünkü yasaya bir muhalefet yoktu. Eylemlerde gözaltına alınmış olanların fotograflarını gösterdiklerinde bu yasal hakları dedik hatta taş atanlar için nefsi müdefa dedik ve hakimler serbest bıraktırlar. Şimdi ise terörle mücadele yasası üzerinden tutuklamalar yapılıyor. Tutuklanan 33 kişi ile ilgili gizlilik kararı var biz avukatlar bile göremiyoruz. Hopa davasında olduğu gibi mahkemeler çok sayıda insan katılırsa onları içerden çıkarabiliriz. Ama öncelikle örgütlenmek gerekir, baroda, ÇHD’de, mahallede okullardaki topluluklarda. Bir konuşmacının sabaha karşı gözlaltına almalar yasal mı sorusuna ise “Terörle Mücadele Kanunu kapsamında gözaltılarda bunlar yapılabiliyor” şeklinde yanıt verildi.

Konuşmacı: Keçiören’de bir kişinin 10 el ateş açılarak öldürüldüğünü, Ethem’in vurulduğu yerde öğrendiğini, ailenin hala mücadele ettiğini ve polislerin yargılanmadığını söyledi.

Gazeteci: LGBT bireylerinin direnişine destek veriyoruz. Bir insan olarak nefret cinayetlerinden eşcinselleri kurtaralım üçüncü sayfa haberi olmasınlar

Konuşmacı: Biz KAOSGL’yi kurarken medyanın eşcinsellerle ilgili aşağılayıcı ve alaycı diline karşı durmak amacı da güdüyorduk. Eşcinselleri ve sorunlarını KaosGL yayınlarından ve web sayfasından izleyebilirsiniz. Eşcinselleri kurtarmak cümlesi yerine hep birlikte kurtulalım demeliyiz.

Konuşmacı: Ben kimlik hareketlerinin sınıf mücadelesinde yeralabileceğini LGBT gösterdi. kendimde alevi hareketinden geliyorum. Bu süreçte Kürt ve Alevi hareketleri yeralmazken LGBT bireyleri yer aldı. Bu anlamda kendilerine teşekkür ediyorum.

Konuşmacı: 2005 yılından beri 230’un üzerinde insan polis kurşunu ile öldürüldü ve hiçbiri hakkında işlem yapılmadı, yargılanmadılar. Bunların çoğu Doğu’da oldu. Ama izmir’de, ve başka şehirlerde bu tarz cinayetler yaşanıyor. Ethem’den sonra bu konudaki duyarlılığımızda arttı. Kürtler eylemler içinde örgüt olarak belki yeralmadılar ama hep direnişin içindeydiler. Lice’de Medeni de aynı şekilde öldürüldüğünde “her yer Lice her yer direniş” sloganını İstanbul’da, Ankara’da attık. Birçok gerçeği bu süreçte daha iyi görmeye başladık. Bugün İstanbul’da olanlardan dolayı da gerginiz ve moralimiz bozuk. Satırlı palalılar iş başında daha önce de işbaşındaydılar, Diyarbakır’da Özgür Gündem satan çocuklara Hizbullah adıyla saldırıyorlardı. Yine işbaşındalar.

Konuşmacı: Biz forumları dolaşıyoruz ve Ankara’da bir örgütlenme kurmak istiyoruz. İstanbul bu anlamda bizim önümüzde Taksim Dayanışmayı insanlar dinliyor. Ankara’da da buna ihtiyaç var. İletişimi ve duyuruları örgütleyecek, gelişmelerden haber verecek ve eylemleri örgütleyecek bir yapı kurmak için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Konuşmacı: Forumda oluşturulan çalışma grupları çalışmıyor. Ben hem bunları yeniden gözden geçirmeyi hem de yeni çalışma grupları kurmayı öneriyorum. Örneğin fotoğraf çalışma grubu vb.

Konuşmacı: Biz Anayasa’nın 34. Maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek haktır der ve bugün İstanbul’da polis bu hakkı gasp ederek suç işlemektedir.
KAPANIŞ: Forum başında İstanbul ile dayanışma için 10.30’da Güvenpark’a gitme yönündeki çağrıya uyacağımız konuşuldu. Forum 22.00 civarında bitirildi. Yürüyerek ve sloganlarla Güvenpark’a gidildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder