- Bugün aramızda 100. Yıl ve Karakusunlar mahallesi halkı vardı.
Kentsel dönüşüm konulu etkinlik ve açık kürsü forumumuza ODTÜ Şehir Bölge
Planlama Bölümünden bir akademisyen arkadaş ve Ekoloji Kollektifleri
Derneği’nden bir avukat katıldı. Ayrıca Dikmen Vadisi Barınma Ofisi’nden 3
misafirimiz vardı. Uzman misafirlerimizin bilgilendirici sunumlarından
sonra soru-cevap kısmına geçildi. 100. Yıl özelinde hali hazırda var olan
kooperatif evleri ve onların geleceği üzerine kaygılar dile getirildi.
Evlerinin yıkılarak yüksek katlı binalara çevrilmesini istemeyen ev
sahipleri ve ayrıca bölgeden uzaklaştırılmak istemeyen kiracılar bu
sorunların çözümüne yönelik uzun vadeli bir örgütlenme girişiminin ilk
adımlarını attı. Diğer yandan Karakusunlar halkı, tapusuz olan fakat 30-40
senedir yaşadıkları evlerin boşaltılması ve yıkılmasına karşı hukuki ve
ayrıca fiilen nasıl karşı durabileceklerini avukatın ve Dikmen vadisi
deneyimleri ışığında tartıştı. Karakusunlar ve Dikmen arasında bir iletişim
köprüsü kuruldu. Kısa zamanda Karakusunlar mahallesi sakinleriyle Dikmen
barınma ofisine bir ziyaret düzenlenmesine karar verildi.
- 100. Yıl, Karakusunlar ve Çiğdem mahallelerinin tam ortasında
kalan bölgeden geçirilmesi planlanan ve yapımına başlanan, Eskişehir
yolu ve Konya yolunu bağlayacak
olan 4 şeritli ana yol çalışmasının, mahalle yaşamı üzerinde olması
muhtemel ve hatta kesin olan etkilerine değinildi. Meslek odalarından
destek alınarak yol planları ve gidişatı tartışılacak.
- Semt meclisi üyeleri tarafından ziyaret edildik. İzci /Direniş
Parkı’nda bulunan ve atıl durumda olan metal konstrüksiyon çardağın kalıcı
bir kütüphane haline dönüştürülmesi konusunda kendilerinden lojistik
yardım sözü aldık. Bunun için mimar arkadaşlar ve inisiyatif bileşenlerinin
ortak toplantı yapıp, Çankaya Belediyesi’ne sunulmak üzere plan çizmesine
ve malzeme listesi çıkarmasına karar verildi.
- Öğretim elemanları Derneği’nin girişimiyle Mezunlar Derneği’nin
de bu forum inisiyatifinin bileşenleri arasına katılmasına karar verildi.
Davet edileceklerin listesi çıkarılıp iletişim bilgileri alındı.
- Öğrenci Kollektifleriyle ortak yürütülen “Çocuklar için Yaz
Okulu” projesinin ilk adımları atılmıştı. Semt meclisinin sağladığı
sınıflar temizlendi ve eğitime hazır hale getirildi. Hergün el ilanları
basılarak kapı kapı dağıtılmakta. Bununla ilgili mezunlar derneğinden
destek alınması (sınıf, malzeme, havuz vb. ) kararlaştırıldı. Öğrenci
sayısına göre eğitim programı çizilmesine karar verildi. Çocuklara
dans,fotografçılık, yüzme, eğlenceli bilim ve felsefe, yaratıcı yazarlık,
resim, seramik vb. gibi konularda dersler verilecektir.
- 100. Yıl’da bulunan ve bakımı büyük şehir belediyesine ait olan
Birlik Parkı’nın yıkılması ve sonrasında inşaata açık bir alan haline
getirilmesine karşı uzun zamandır verilen mücadelenin hukuki anlamda kesin
bir sonuca ulaştığı avukatımız tarafından duyuruldu. Birlik Parkı’nın
artık kazanılmış bir alan olduğunun ve park olarak kalacağınun duyurusu
yapıldı.
- Kentsel dönüşüm başlıklı forum bittikten sonra 2 Temmuz
Madımak/Sivas katliamı anması gerçekleştirildi. Parklar turnesine çıkan
müzisyen arkadaşlar bizimleydi, mahalleli müzisyenlerin de katılımıyla
anma etkinliği şenlendi, hüzünlendi ve tekrar şenlendi. Şiirler okundu,
mumlar yakıldı, ölenlerin isimleri tek tek anıldı.
- Yarın (3 temmuz) İzci/Direniş parkında yapılacak fotograf
sergisinin çalışmlarının bittiği ve yarın açılacağı duyuruldu.
- Yarın (3 temmuz) İzci/Direniş parkında, 1. Menemen Şenliği
yapılacak. Bunun için domatesini, biberini kap gel çağrısında bulunuldu.
- Çarşamba günü forumunda, TTB’inden gelecek uzmanların
katılımıyla sağlık hakları konusu tartışmaya açılacak.
- Perşembe veya cuma günü de ankaralı feministler bizimle olacak
ve “kadınlar neden direniyor” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek.
- 30 Haziran’da parkta gösterilen Ekümenopolis filmini
Karakusunlar mahallesinde de gösterme fikri doğdu, bunun için bir tarih
belirlenecek.
- 13 Temmuz günü yapılacak olan halk şenliğinin hazırlıkları
sürmekte.
Konuşanlar
Konuşulanlar
Kentsel
Dönüşüm:
- Ankara öreneğinden gideyim, kentsel dönüşümle bağlantılı
kurumlar TOKİ, Büyükşehir Belediyesi.
Bunlar istediği yeri inşaat alanına çevirebilir. Birbirini durdurma
yetkileri yok. Sürekli bir inşaat halindeyiz. Afet yasasıyla daha önceden
farklı olarak şu geldi; Mamak, Dikmen gibi örneklerde büyük şehir
belediyesi girdiği zaman alana mahalleli direndi ve bitiremeden çıktığı
yerler oldu. Halk sözleşmeyi imzalamadı ve söz hakkı oldu. Ama yeni çıkan
yasadan sonra acale kamulaştırma diye bir şey geldi. Siz istesenizde
istemesenizde yaşadığınız yer riskli alan ilan edilerek anında
dönüştürülebiliyor. Eğer boşaltmazsanız belediye temel hizmetleri sunmayı
kesebiliyor, elektrik su vb. ciddi bir yaptırım var ve bu kadar kısa
sürede dava da açamıyorsunuz. Mahallemizden bir yol geçecek viyadük
biçiminde. Bu Ankara için ne anlama gelir bu ayrı bir tartışma konusu
fakat mahalleli için bu yol bittiği zaman çok olumsuz sonuçlar doğuracak.
Burada rant baskısı var. Bir tarafta Çiğdem ve Çukurambar’ın lüks evleri
var ve işçi blokları ortada kalan gariban bölge. Çok katlılar görece daha
yeni ama beş katlılar daha eski ve bir sonraki adımda dönüşmeye aday. Bu
dönüşüm 100 yıldakilere ne getirir ne götürür? 80’lerde olsaydık evet ev
sahipleri burayı dönüştürün size de bi rev verirler derdim ama şimdi işler
öyle yürümüyor. Buradaki rant çok büyük olduğu için konutların bedeli de
büyük. Dolayısıyla varsayalım sizden 100-150’ye alacak sonra üreteceği
konutun bedeli 400-500 olacak. Diyecek ki sana bu aradaki farkı ödemen
için ben sana 20 yıl vade yapayım ondan sonra taksit taksit ev sahibi ol.
Bu geleceğin ipotek altına alınması demek. 20 yıl borç ödeyeceksiniz
demek. Türkiye’de kentsel dönüşümün iletim biçimi böyle. Kiracı oranı çok
yüksek 100. Yıl’da. Dolayısıyla bu kiracı kesim de yerinden edilecek. Yol
yapımı bu anlamda çok önemli. 2002’ye kadar koalisyon hükümetleri olduğu
için yasa yapma süreci yavaştı. Fakat bu yıldan sonra yasa yapma tek parti
iktidarında daha da hızlandı ve kentleşme konusu da böyle oldu. Bir çok
farklı yasa bir çok alanda arda ardına çıkarıldı. Sonra hepsi birbirini
besledi. Genel seçimlere giderken kent üzerinen gittiler yani rant aslında
bu iktidarın en kuvvetli benzini. Ekonominin en önemli lokomotif sektörü
inşaat sektörü ve emlak sektörü haline geldi ki bunlar çıkmaz sokaklar.
İspanya örneğinde olduğu gibi. bir yere kadar ev yapabilirsiniz fakat bir
yerden sonra piyasa doyacak ve o evler boş kalacak. Örneğin Ankara’da
500.000’i aşkın boş daire sayısı var. şu an bunlar yatırım amaçlı hala
alınıp satılıyor olabilir ama bir yerden sonra piyasa da buna uyanacak ve
bu da olmayacak. Konuta dayalı büyüme planı çökmeye mahkumdur. Yaşam
alanlarımız apartmanlar ve otoparklardan ya da yollardan ve AVMlerinden
ibaret hale gelecek. Arada kalan o yaşam alanları kayboluyor giderek.
- Kentsel dönüşümün bu etkilerine karşı ne yapabiliriz mahalleli
olarak?
- Dikmen Vadisi Barınma ofisinden geliyorum. 2007 yılında
Dikmen’e bir saldırı gerçekleşti. Gelenler önce sadece tapusuz evleri
yıkacaklarını söylediler sonra bu tapulu evlerin yıkımına da dönüştü,
toptan bir yıkımla karşı karşıya kaldık. Direndik ve ilka dalgayı
atlattık. Mahalleli bir araya geldi ve bir karar aldı. Alevisi sunnisi
kürdü türkü bütün mahalleli barınma hakkı adına mücadele etme noktasında
buluştu, ortaklaştı. Böylece toptan bir mücadelenin startı verilmiş oldu.
Bugün kentsel dönüşüm mücadelesi vermek yaşam hakkı mücadelesi vermektir.
Melih gökçek bize siz işgalcisiniz herhangi bir hak talep edemezsiniz
dedi. Bu nedenle bizi çapulcu ilan etti. 3 yıl sonra bizimle anlaşmak için
masa kurdu ve konuşmak istedi. Bize önce çapulcu diyen büyük şehir
belediyesi bizi mhattab aldı. Bize şunu sundu; Douğu kentte 54 m2 lik
evlerde bizi yaklaşık 45-50 milyar borçlandırmak ve bunu TEFE TÜFE ye
bağlayarak nihayette tam ne kadar borçlandığımızı bilmeden bizimle anlaşma
yapmak istedi. Sonradan araştırdık ve bu rakamların 100-150 milyara
ulaşabileceğini gördük. Bize alternatif sunmadı bu evleri bize sattı. Biz
bunu kabul etmedik. Sonra büyük şehir bunu bir firmaya devretti. Bu firma
ellerinde silahlarla yıkıma geldiler. Saldırdılar ve mahalleden bir abimiz
şimdi tutuklu. Ranta engel olduğu için tutuklu. Projeleri şu an patlamış
durumda. Memelkette mücadele ettiğimiz ya terörist ya da işgalci oluyoruz.
Kazanımlarımız var, mamakta altındağda, izmirde, dikmende başladı ama
heryere yayıldı. Elimizde görüntüler vari tüfekli adamların ama polis yok,
gelmedi. Eğer direnirseniz silahlı adamlar ve mafya karşımızda olacak.
Kendi yaşam hakkımızı savunacağız, biz bu memleketin insanıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder