20.20 civarı Çaldıran Parkı’ndaydım.
Forum 20.30’da başladı, öncesinde Ethem Sarısülük’ün abisi
Mustafa Sarısülük kısa bir konuşma yaptı. İlk konuşmacı
hanımefendi, esnafın direnişe katkısına ve birlik beraberlik
halinin dağılmaması gerektiğinin önemine dikkat çekti. İkinci
konuşmacı mahalle sakini bir beyefendiydi demokrasi mücadelesini
selamlayarak sözlerine başladı. İnsanları sokağa çıkmaya iten
sebepler üzerinde durdu. Akp hükümetinin en önemli hatasının
yasama-yürütme ve yargıyı tek elde toplamak olduğunu ifade etti.
Eğitim seviyesini düşürme gayretlerine en son 4+4+4+4 ile devam
ettiklerini bunun laik ve sunni kesimi de karşı karşıya
getirdiğini belirtti. Akp hükümetinin ayrıca din ve kültür ile
birlikte folklorik değerlere de karşı çıktığını ekledi. Bir
sonraki beyefendi biber gazı ile tanışma öyküsünün 1992
yılına, eğitim-sen grevine dayandığını anlattı. ” Melih
Gökçek Ethem’in vurulduğu yere polise teşekkür pankartı
astırdı sonra mali kayıpları diline doladı peki giden canların
Ethem’in canının hesabın kim verecek? Biz kazanacağız,
Ethem’in hesabını biz soracağız.” cümleleriyle konuşmasını
sonlandırdı. 48 yaşında ve iki çocuk annesi bir hanımefendi
“İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. Sizinle gurur
duyuyorum.” dedi. Moderatör cinsiyetçi küfre karşı
durduğumuzu belirtti. Gökçen isimli bir hanımefendi ortak paydada
olduğumuzu ve diğerlerine de ulaşabileceğimizi, zamanında Akp’ye
oy vermiş insanlara yumuşak tavırla yaklaşılması gerektiğini
medyadansa internete yönlendirme yapılması gerektiğini ifade
etti. Bir sonraki söz alan konuşmacı bu tür etkinliklerde yol
açıcı sorular olduğunu buradaki sorunun da bu hareketi nereye
götüreceğimize ilişkin olması gerektiğini ifade etti: “
Yalnızca Akp ya da polisle değil birçok problemle karşı karşıya
olduğumuzu Türkiye’nin her yerinde direnen kardeşlerimizi nasıl
bir arada tutacağımızı tartışalım.” Atilla isimli konuşmacı
eylemlerde ilk günlerden beri aktif katılımcı olduğunu Kırıkkale
ADD’nin Başkanlık görevini yürüttüğünü, kızının dikta
rejimini yaşamasını istemediği için mücadeleye devam edeceğini,
hiçbir siyasi partiye ihtiyaç kalmadan insanlara bu durumun
anlatılması gerektiğini ifade etti. “Bir şekilde anlatmamız
lazım kopmamamız lazım, dolmuştaki insana bunu anlatalım”
diyerek sözlerini tamamladı. Bir diğer konuşmacı birilerini
fazlaca rahatsız ettiğimizi söyleyerek söze başladı. Hacettepe
birinci sınıf öğrencisi arkadaşının gaz fişeği ile ağır
yaralandığı ancak bugün ayağa kalkıp konuşmaya başladığı
ve annesinin şu an büyük sevinç içinde olduğu bilgisini
paylaştı. Bir sonraki konuşmacı hanımefendi, yaralanan/hastanede
kalan arkadaşlarımızı unutmadığımızı alkışlarımızla
yanlarında olduğumuzu belirtmemiz gerektiğini ifade etti. Bir
sonraki konuşmacı 80 dönemine şahit olmuş bir anneydi, o
zamanlar annelerin davanın bu kadar arkasında olmadıklarını
ifade etti. Sözlerine, şahit olduğu iki tane olayı anlatarak
devam etti. Bir tanesi ikinci el ürünler satan bir mağazadaki
20’li yaşlardaki bir gencin eylemlere ilişkin hanımefendiye
yönelttiği “ kime oy verelim, şu parti nasıl?” kabilinden
sorularıydı. Hanımefendi gençleri bilinçlendirmenin önemine
vurgu yaptı. Diğer olay da otobüsteki bir telefon görüşmesi
üzerineydi. Yolculardan birinin telefonda direnişle alakalı
cümleler kurmasına istinaden yolculardan biri kendisine laf
atıldığını ve neden böyle yapıldığını öğrenmek
istediğini ifade etmiş. Eylemcilerin otobüsleri yaktığını ve
kendisinde bu görüntülerin bulunduğunu ifade etmiş. Bu şekilde
başlayan olaya otobüsün %80’i tepki göstererek yanıt vermiş.
“Bilmeyenlere anlatalım, biz birbirimizi zaten buluyoruz. Onlara
anlattıklarımızı çok iyi anlarlar ancak önce onlara soralım.”
dedi . Bir sonraki konuşmacı 80 öncesi devrimci mücadelede yer
aldığını o zamanlar örgütlenmenin sağlam, ancak imkanların
yetersiz olduğunu söyledi. Devrim yapmış ülkeleri
incelediğimizde karşımıza çıkacak olan en önemli noktanın
örgütlenme olduğuna dikkat çekti. Bir diğer konuşmacı foruma
tek başına geldiğini ifade eden bir üniversite öğrencisiydi. “5
dakika siyaset konuşamayan insanlar hak arıyor, biz halk olmayı
öğrendik “ dedi. “Kayıplar verdik ne yazık ki, umarım devam
etmez. Ama direnişimiz devam edecek.” Çayyolu, Eryaman,
Batıkent’e alkış gönderildi. Bir sonraki konuşmacı Cenk’ti,
öğretim elemanı olduğunu birkaç gündür hasta olduğunu ancak
buraya gelip iyileştiğini ifade etti. Akp’nin uzaydan
gelmediğini, üremeye müsait olduğunu unutmamak gerektiğini,
direnişin devamlılığının mühim olduğunu belirtti. Ayrıca bu
vesileyle 90’lı yıllarda kürt illerinde neler olduğunu ve
medyanın bunu bize nasıl aktardığnıı araştırıp, tekrar
izlemek gerektiğini belirtti. “Ermenileri, kadınları,
eşcinselleri ve daha birçok konuyu medya bize nasıl anlattı,
görelim. Söylenegelen bu konuyu yinelemek istedim “ dedi.
Moderatör: Tomalarda Diyarbakır yazıyor, Van yazıyor, direniş
kardeşleştirir. Bir sonraki konuşmacı 20 gündür sizlerleyim,
lise öğrencisiyim diyerek sözlerine başladı. “Arkadaşlarım
kucak dolusu sevgi gönderiyor size. Uzun zamandır düşünüyorum,
nefes alan herkes eşittir. Ulus, cinsiyet üstünlüğü sistemini
değiştirmek istiyor. Burada söz isteyen herkese söz hakkı
veriliyor, biz devleti de yönetiriz diye düşünüyorum. “Bir
diğer konuşmacı feministlerin her yerde olduğunu belirterek
sözlerine başladı. Biz bir şeyle daha mücadele ettik, bedenimiz
üzerinden edilen küfürlerle. Mücadele ettik, bildiri dağıttık.
Bununla mücadele etmek ne demek biliyor musunuz arkadaşlar,
erkekler? Küfre karşı değilim, başka küfür buluruz. Küfür
atölyelerimiz var, yeni küfürlerle geleceğiz. Orospu, ibne
dedikleriniz barikatlardaydı. Moderatör: Başörtü ve din
konularında bölünmelere izin vermeyelim. Diğer konuşmacı:
“Anneyim, çocuğum gözaltındaki 26 kişiden biri, yarın
mahkemeye çıkacak. Bizleri yalnız bırakmayın. Hepinizi yarın
sabah 9.30’da adliyeye bekliyoruz.” Bir diğer konuşmacı
İstanbul’dan geldiğini bu forumu tesadüfen öğrendiğini, ilk
günden beri Taksim’de olduğunu ifade etti. “1 Haziran’da
Taksimi aldık küçük bi devlet yönettik. Sosyalist düzeni
kurduk. Kadına saldırı, hırsızlık olmadı. Bizler yeni dünya
kurabileceğimiz gösterdik. Biz Paris Komününü hissettik.
Ankara’daki çatışma bizi heyecanlandırdı. Hepimizin aklında
devrim vardı. Burada da o kararlılığı görüyorum Türkiye
Sosyalist hareketi bunu yakaladı. Her kesim bir araya geldi ve korku
duvarlarını yıktık. İstanbul’dan selam. Son söz Deniz
Gezmiş’ten : Yaşasın kürt ve türk halklarının birlikte
mücadelesi.” Bir sonraki konuşmacı kısa bir ekleme yapmak
istediğini ifade etti. Ötekileşmeye karşı olduğunu şiddete ve
tahakküme karşı olduğunu söyledi. “İbne, top, orospu gibi
ifadelerle yapılan heteroseksistlik bitmeli artık. Bir diğer
sıkıntılı konu da türcü tahakküm. Hayvan özgürlüğü
olmadan olmaz, faşist köpek lafını kullanılmasın, bunu bu
duyarlı kitleyle paylaşmak istedim.” Diğer konuşmacı 25
yaşında Öykü isimli bir hanımefendiydi. Çok rahatsız olduğu
bir konuyu paylaşmak istediğini ifade etti. “Hedef alıp öldüren
polis, benim polisim olamaz. Görev alıyor, emir alıyor laflarını
anlayamıyorum bir diğer konu kitle hareketinin evriltilmesi, bu çok
önemli. Ben halk meclisinin kurulabileceğine inanıyorum”
şeklinde konuştu. Bir sonraki konuşmacı sokağa çıkma
konusunda kimsenin tereddütü olmadığını bu meydanların halka
ait olduğunu ifade etti. Bu üniversite gençliğinin YÖK ile
mücadele ettiğini, yıllarca susturulmaya çalışıldığını
ancak bu gençlerin YÖK’ü kapatmayı da başarabileceğini çünkü
en büyük gücün gençlerde olduğunu ifade etti. Bir diğer
konuşmacı medyanın bu süreçteki zayıflığından söz etti ve
kendi imkanlarıyla çekim yapan arkadaşlara teşekkürlerini sundu.
Bir diğer konuşmacı ötekileştirme üzerine konuştu. Süreç
boyu hep ötekileştirildiğimizi, çapulcu, marjinal ve saire
denilerek de özgürlüklerimize çok karışıldığını ifade
etti. Kendi kitlemize sesimizi duyururken bundan uzak durmamız
gerektiğini belirtti (mikrofon sesi sıkıntılı). Moderatör:
ankaraeylemvakti1 kanalındaki yayını hatırlattı. Bir diğer
konuşmacı müthiş günler yaşadığımızı 20 yıldır
öğrenmediği şeyleri 20 günde öğrendiğini, tanımadığımız
insanlarla kol kola girdiğimizi, herkesin birbirine kapısını
açtığını ifade etti. Gerçek demokrasinin bu şekilde
sağlanacağını, çıkar olmadan ayak oyunları olmadan masum bir
şekilde kendi hayatımıza dair karar aldığımızı, bunu
yaygınlaştırmamız gerektiğini söyledi. Güvenpark’taki kitap
okuma eyleminden bahsetti, parkın çevik dolu olduğunu ve bir
şekilde halka açılması gerektiğini bunu bu şekilde sağlamaya
çalıştıklarını belirtti. Ethem’in vurulduğu yerde insanların
sürekli nöbet halinde olduğunu bu forumları diğer parklarda da
(kurtuluş, güven) yapmamız gerektiğinden bahsetti. Bu ilk forum
olduğu için geçmiş 20 günü konuştuğumuzu, ilerleyen günlerde
hayatın içinden siyaset yapılabileceğine inandığını ifade
etti. Alternatif bir siyasi partiye ihtiyaç olmadığını örgütlü
olarak bunu başarabileceğimizi ancak bu süreçte örgütlü
olanların da burada olması gerektiğini, dışarıdan bunu bize
dikte etmemeleri gerektiğini sözlerine ekledi. Moderatör: birinci
bölümde mevcut durumu, sorunları konuştuğumuzu ikinci bölümde
ise önerileri konuşacağımızı belirtti. Bir diğer konuşmacı
durumu insanlara anlatmamız gerektiği ifadesinin kendisine tepeden
bir bakış gibi geldiğinden bahsetti.” Polis bize kötü
davranıyor, bizim gibi düşünmeyen çok insan var. Bu insanlar
sadist değil. Kendi inandıkları şeye göre davranıyorlar.
Anlatmak değil dinlemek olmalı bizim düsturumuz. O insanları
buraya davet edebiliriz, tanıdıklarımızdan başlayabiliriz”
İfadelerini kullandı. Diğer bir konuşmacı İstanbul ve
Ankara’nın hep sokakta olduğunu konusu ile başladı. “30
yaşındayım 20 gündür yaşıyorum” bizim gibi düşünmeyenlerin
de bizi anlamasına ihtiyacımız olduğunu, birlikte yaşamak
zorunda olduğumuzu söyledi. Duran adamlara karşı duran adamlar
ortaya çıktı (duran insanalar düzeltmesi) bu karşı hareketi
görmeyi de olumlu buluyorum ben. Bizim gibi düşünmeyenlerle de bu
şekilde iletişim kurup birbirimizi anlamaya çalışabiliriz.
Sizinle olmaktan çok memnunum. Moderatör: hekimlerimize ve sağlık
görevlilerimize selam yollayalım. Bir diğer konuşmacı konuşacak
çok şeyimiz olduğunu ancak şu aşamada siyasi analize gerek
olmadığını burada yaptığımız şeyin çok anlamlı olduğunu
ve geleceğimizi meclisin değil bizlerin belirleyeceğini
düşündüğünü ifade etti. Bunun kendi sorunlarına çözüm
üreten bir hareket olduğunu bu sebeple de iş yeri ve sokaklarda
örgütlenmenin çok önemli olduğunu ifade etti. Buna ilişkin iki
önemli konu olduğunu bunların birincisinin AOÇ mücadelesi,
diğerinin de AVM’leri boykot çağrısı olduğunu ifade etti.
Buna öneri olarak da shopping fest yerine takas pazarı vs
kurulabileceği fikrini izah etti. Moderatör : Ortak bir konu
üzerine mücadele veren devrimciler, sosyalistler içeride iken
bugün tecavüz davasında 4 uzman çavuş serbest bırakıldı.
Ethem kardeşimizin cenazesine katılmamızı engellediler. Bir
sonraki konuşmacı Kırıkkale Cezaevi’nden selam getirdiğini
ifade etti ve oradaki durumu anlattı (ses yetersizdi çok iyi
duyamadım). Bir sonraki konuşmacı elindeki gazeteden 3 manşet
okudu bir tanesi “5 milyon euro’ya şato” idi (diğerlerini
duyamadım). Esprili bir dille meclisteki yemeklerin çok uygun
fiyatla olduğunu meclisin kapitalizmi yıktığını belirtti.
Kapitalizmin artık işlemediğini, boş bir ideoloji olduğunu
belirtti. Bir diğer konuşmacı çok garip zamanlardan geçtiğimizi
ifade etti, Milas civarında bir beldede arıtma tesisinde 7 işçinin
öldüğünü ve buna kapitalist düzenin sebep olduğunu ifade
etti. Türkiye ve dünyada milyonlarca işçinin katledildiği
konusuna dikkat çekti. Trafik kazalarının da aynı şekilde
kapitalizmin ürünü olduğunu kaldırımların dolu, yolların dolu
olduğunu, yaşayacak alanımızın olmadığını ifade etti. Her
zaman birlikte olma temennisi içinde olduğunu belirtti. Bir diğer
konuşmacı 80 döneminde de benzer şeyler yaşandığını taş
atan insanların deşifre olduğunu ifade etti. Bir diğer konuşmacı
20 gündür faşizme ve kolluk kuvvetlerine karşı mücadele içinde
olduğumuzu ifade etti. Hükümetin çok korktuğunu marjinal grup
diyerek bizi bölmeye çalıştığını ifade etti. Sosyalistler,
devrimciler halk ayaklanmasında yer almayacak da nerede yer
alacaklar dedi. Bu kesimlerin ses çıkarmasını illegal örgütler
diyerek yok etmeye çalıştılar. Faşizme karşı tomaya siper olan
devrimcilere, sosyalistlere korkusuz savunucular selam olsun.
Gözaltındaki arkadaşlarımıza destek olmaya davet ediyorum
hepinizi. Bir diğer konuşmacı durma eyleminin başlattığımız
hareketteki kararlılığı temsil ettiğini ifade etti. Saat:21:46,
Kuğulu Park’tan sessiz yürüyüş ile gelen arkadaşları
karşıladık. Ses sisteminde aksaklık oluştuğu için para
toplandı. Moderatör: Ethem’in annesinin mesajını iletti. İki
şey istiyoruz birincisi katili bulun, ikincisi gözaltındaki
çocuklarımızı bırakın. 21 Haziran’da Ethem’in evine
yapılacak ziyaret hatırlatıldı. 18.30 Batıkent son durakta
buluşulup eve yürüneceğini belirtti. Bir diğer konuşmacı
sokağa çıkmayı öğrendik dedi. Kızılay Meydanı’na tekrar
çıkacağız. Kadın cinayetlerinin durması için adliye adliye
durumu takip ettiklerinden bahsetti. Bu hareketin çok yönlü
olduğunu ifade etti. Yarınki (21 Haziran) 12 Eylül karar
duruşmasının öneminden, herkesin o basın toplantısında yer
almaya çalışmasının öneminden bahsetti. Bir sonraki katılımcı
bir akademisyendi kürtaj kanunundan bahsetti bunun sadece kadınları
ilgilendiren bir konu olmadığını belirtti. Kentsel dönüşüm
adı altında yaşadıklarımızdan, şehirlerin elimizden
alındığından bahsetti. Gezi’de demokrasi örgütlenmesi
konusunda geç kalındığını ve bu süreçte hatalarımızın da
olduğunu ifade etti. Moderatör: Ethem’in katilini istiyoruz . Bu
parkın adı Ethem Sarısülük parkı olsun, bunun için mücadele
edelim. Parkın sadece adını değiştirmekle kalmayalım. Burayı
bir yaşam alanı haline getirelim, özgürlük alanı oluşturalım.
Forumu düzenleyen oluşumlardan söz etti. Bir sonraki konuşmacı
birtakım önerileri olduğunu ifade etti. Yaşadıklarımız normal
değil ama normal karşılamaya başladık dedi. Burada aynı şeyleri
birbirimize anlatarak başarılı olamayacağız. Öneri almamız
lazım bunu bizim gibi düşünmeyenlerle yapmamız lazım. Bunun
için gönüllü ekipler oluşturulup ziyaretler yapılabileceğinden
söz etti. Bir sonraki katılımcı 3-5 ağaç için başlayan
mücadelenin köklerinin eski olduğunu ifade etti. “Kapitalizm
gölgesini satamadığı ağacı keser.” Çevre mücadelesi çok
eski Aliağa, Gökova, Bergama örneklerinden bahsetti. Gerze’deki
termik santral mücadelesinden söz etti. Moderatör: İsmail Aydoğdu
sivil araç ile ezildi, ağır yaralandı. Yoğun bakımdan çıktı,
yavaş yavaş iyileşiyor. Geçmiş olsun dileklerimizi sunalım. Ses
sistemi için 771 lira para toplanıldı bu para forumlar için
harcanacak ve masraflar faturalandırılıp sizlerle paylaşılacaktır.
Diğer forum alanlarının bilgisi verildi. İletişimin sağlam
tutulmasının önemine vurgu yapıldı. Diğer parklarla da
iletişimde kalmak gerekliliği belirtildi. İstanbul’dan forum
haritası talebi geldi. Bu hayata geçirilmeye çalışıldı. Ayrıca
parklarbizim.blogspot sitesinden de iletişim sağlanacağı bilgisi
verildi. Şu ana kadar alınan kararlar toparlandı.
- Ethem’in vefatının 7. Günü dolayısıyla ailesini ziyaret; 18.30 Batıkent
- İkinci forumun 22 Haziran Cumartesi saat 20.00’da yapılması
- Göz altıların takibi, bunun için ilk adım olarak 21 Haziran 9.30 Ankara Adliyesi buluşması
Bir diğer
konuşmacı karşıt düşüncedeki insanlarla dalga geçmenin
gereksiz olduğunu bizim başlattığımız bu çok önemli hareketin
“öteki “adıyla anılmaması gerektiğini belirtti. Devletin
baskıyı yayma gücünün yüksek olduğu bu hususa dikkat etmek
gerektiğini ifade etti.” Tomaları görüp “buralar Diyarbakır’a
döndü” diyen insanlar var. Ezilen insanlar haksızlığa
uğradılar müslüman bir halkın buna taraf olması mümkün değil.
Kuran-ı Kerim’e bakmak lazım, okumak lazım. Varoşa da inmek
gereklidir.” Bir diğer konuşmacı önerisinin mahalle halkını
burada görmek olduğunu söyledi. “Forumlar genişlesin istiyorum
ancak bunu yaparken sürekli devrimcilik vurgusunu yapmayı yersiz
buluyorum. Ben de marksistim popüler kültürü aşağıda görürdük
ama sürekli direniş içerisindeler. Her gün forum mantıklı değil
oturup sohbet edelim, konser düzenleyelim, mahalleyi buraya getirmek
için uğraşalım. Biz popüler kültürü küçümsedik ama
popülerlik çok işe yarıyor.“Moderatör: forumların genel
karakteri bu. Ankara bir azap şehri, saat geç olunca eve dönmek
çok zor. Forumu 23.00 civarı toparlayacağız. Ses zayıf geldiği
için iki konuşmayı duyamadım, not alamadım. Bir sonraki
konuşmacı neslin apolitik olduğunu, parti tutmadığını söyledi.
Söylemlerin artık çok eski olduğunu bunun sosyalistler için de
Atatürkçüler için de böyle olduğunu ifade etti. İnsanlara
yaklaşmak için başka yol bulalım. İstediğimiz kadar sokakta,
parkta olalım 5-6 milyon kişi oy kullanmadı son seçimlerde. Çünkü
muhalefet eksiği var. Sosyalist taraf da bir şey yapmıyor. Ancak
bu halk hareketi bir şekilde sandığa taşınmalıdır. Ses
sıkıntısı sebebiyle bu konuşmacıyı duyamadım. Bir sonraki
konuşmacı parkın kendisi için öneminden bahsetti. Çocukluğumuzda
gelirdik dedi. Daha sonra “başımız sıkışınca Chp
milletvekillerinden medet umuyoruz, sendikalar bizden yana değil,
meclis bizden yana değil, yanımızda olmadıklarını biliyoruz. “
cümleleriyle devam etti. “Bir kez oy kullandım o da yanlış bir
karardı. Forumlara gelmemiz lazım. Mahalleli bizi duyuyor. Biz
konuştukça onlar da bizi merak edecek. Onlar da bizi görsün“
dedi. Bir diğer konuşmacı “Herkes çok güzel konuştu. 20 gün
boyunca en sıcak saflardaydım. Evlerden cadı avı var. İnsanlara
gelin gelin diyoruz ancak burası kalabalıklaşınca polis buraya da
müdahale edecek. Korkmamalıyız 45 derecelik açıyla su sıkan
tomadan kaçarken insanlar birbirlerini eziyor. Korkmayalım farklı
şeyler söyleyelim. Kennedy’de alkole kızıyorum. Ayakta zor
dururken zekamızı çalıştıramayız. Zekamızı çalıştıralım”
dedi. Bir diğer konuşmacı , direnişin adını değiştirmemek
gerektiğini bunun bir eylem, miting değil bir direniş olduğunu
söyledi.” Kadın hakları tamam, kürtaj hakkı tamam ama bunların
ifadesinde kadın erkek ayrımı yapmayalım, kopmayalım bütün
kalalım. Biz ailecek direniyoruz birimiz taksimde birimiz Kuğulu’da
birimiz burada. Ben sandık başında da görev aldım oy kullanın.
Gerekirse AK Partiye karşı duran en güçlü partiye oy verin ama
oy kullanın” dedi. Saat: 22.39 forum devam ediyordu ama ben
parktan ayrıldım Kennedy’ye doğru.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder