21 Haziran 2013 Cuma

Çaldıran Parkı Forumu Konuşmaları (20 Haziran)

20.20 civarı Çaldıran Parkı’ndaydım. Forum 20.30’da başladı, öncesinde Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük kısa bir konuşma yaptı. İlk konuşmacı hanımefendi, esnafın direnişe katkısına ve birlik beraberlik halinin dağılmaması gerektiğinin önemine dikkat çekti. İkinci konuşmacı mahalle sakini bir beyefendiydi demokrasi mücadelesini selamlayarak sözlerine başladı. İnsanları sokağa çıkmaya iten sebepler üzerinde durdu. Akp hükümetinin en önemli hatasının yasama-yürütme ve yargıyı tek elde toplamak olduğunu ifade etti. Eğitim seviyesini düşürme gayretlerine en son 4+4+4+4 ile devam ettiklerini bunun laik ve sunni kesimi de karşı karşıya getirdiğini belirtti. Akp hükümetinin ayrıca din ve kültür ile birlikte folklorik değerlere de karşı çıktığını ekledi. Bir sonraki beyefendi biber gazı ile tanışma öyküsünün 1992 yılına, eğitim-sen grevine dayandığını anlattı. ” Melih Gökçek Ethem’in vurulduğu yere polise teşekkür pankartı astırdı sonra mali kayıpları diline doladı peki giden canların Ethem’in canının hesabın kim verecek? Biz kazanacağız, Ethem’in hesabını biz soracağız.” cümleleriyle konuşmasını sonlandırdı. 48 yaşında ve iki çocuk annesi bir hanımefendi “İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız. Sizinle gurur duyuyorum.” dedi. Moderatör cinsiyetçi küfre karşı durduğumuzu belirtti. Gökçen isimli bir hanımefendi ortak paydada olduğumuzu ve diğerlerine de ulaşabileceğimizi, zamanında Akp’ye oy vermiş insanlara yumuşak tavırla yaklaşılması gerektiğini medyadansa internete yönlendirme yapılması gerektiğini ifade etti. Bir sonraki söz alan konuşmacı bu tür etkinliklerde yol açıcı sorular olduğunu buradaki sorunun da bu hareketi nereye götüreceğimize ilişkin olması gerektiğini ifade etti: “ Yalnızca Akp ya da polisle değil birçok problemle karşı karşıya olduğumuzu Türkiye’nin her yerinde direnen kardeşlerimizi nasıl bir arada tutacağımızı tartışalım.” Atilla isimli konuşmacı eylemlerde ilk günlerden beri aktif katılımcı olduğunu Kırıkkale ADD’nin Başkanlık görevini yürüttüğünü, kızının dikta rejimini yaşamasını istemediği için mücadeleye devam edeceğini, hiçbir siyasi partiye ihtiyaç kalmadan insanlara bu durumun anlatılması gerektiğini ifade etti. “Bir şekilde anlatmamız lazım kopmamamız lazım, dolmuştaki insana bunu anlatalım” diyerek sözlerini tamamladı. Bir diğer konuşmacı birilerini fazlaca rahatsız ettiğimizi söyleyerek söze başladı. Hacettepe birinci sınıf öğrencisi arkadaşının gaz fişeği ile ağır yaralandığı ancak bugün ayağa kalkıp konuşmaya başladığı ve annesinin şu an büyük sevinç içinde olduğu bilgisini paylaştı. Bir sonraki konuşmacı hanımefendi, yaralanan/hastanede kalan arkadaşlarımızı unutmadığımızı alkışlarımızla yanlarında olduğumuzu belirtmemiz gerektiğini ifade etti. Bir sonraki konuşmacı 80 dönemine şahit olmuş bir anneydi, o zamanlar annelerin davanın bu kadar arkasında olmadıklarını ifade etti. Sözlerine, şahit olduğu iki tane olayı anlatarak devam etti. Bir tanesi ikinci el ürünler satan bir mağazadaki 20’li yaşlardaki bir gencin eylemlere ilişkin hanımefendiye yönelttiği “ kime oy verelim, şu parti nasıl?” kabilinden sorularıydı. Hanımefendi gençleri bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı. Diğer olay da otobüsteki bir telefon görüşmesi üzerineydi. Yolculardan birinin telefonda direnişle alakalı cümleler kurmasına istinaden yolculardan biri kendisine laf atıldığını ve neden böyle yapıldığını öğrenmek istediğini ifade etmiş. Eylemcilerin otobüsleri yaktığını ve kendisinde bu görüntülerin bulunduğunu ifade etmiş. Bu şekilde başlayan olaya otobüsün %80’i tepki göstererek yanıt vermiş. “Bilmeyenlere anlatalım, biz birbirimizi zaten buluyoruz. Onlara anlattıklarımızı çok iyi anlarlar ancak önce onlara soralım.” dedi . Bir sonraki konuşmacı 80 öncesi devrimci mücadelede yer aldığını o zamanlar örgütlenmenin sağlam, ancak imkanların yetersiz olduğunu söyledi. Devrim yapmış ülkeleri incelediğimizde karşımıza çıkacak olan en önemli noktanın örgütlenme olduğuna dikkat çekti. Bir diğer konuşmacı foruma tek başına geldiğini ifade eden bir üniversite öğrencisiydi. “5 dakika siyaset konuşamayan insanlar hak arıyor, biz halk olmayı öğrendik “ dedi. “Kayıplar verdik ne yazık ki, umarım devam etmez. Ama direnişimiz devam edecek.” Çayyolu, Eryaman, Batıkent’e alkış gönderildi. Bir sonraki konuşmacı Cenk’ti, öğretim elemanı olduğunu birkaç gündür hasta olduğunu ancak buraya gelip iyileştiğini ifade etti. Akp’nin uzaydan gelmediğini, üremeye müsait olduğunu unutmamak gerektiğini, direnişin devamlılığının mühim olduğunu belirtti. Ayrıca bu vesileyle 90’lı yıllarda kürt illerinde neler olduğunu ve medyanın bunu bize nasıl aktardığnıı araştırıp, tekrar izlemek gerektiğini belirtti. “Ermenileri, kadınları, eşcinselleri ve daha birçok konuyu medya bize nasıl anlattı, görelim. Söylenegelen bu konuyu yinelemek istedim “ dedi. Moderatör: Tomalarda Diyarbakır yazıyor, Van yazıyor, direniş kardeşleştirir. Bir sonraki konuşmacı 20 gündür sizlerleyim, lise öğrencisiyim diyerek sözlerine başladı. “Arkadaşlarım kucak dolusu sevgi gönderiyor size. Uzun zamandır düşünüyorum, nefes alan herkes eşittir. Ulus, cinsiyet üstünlüğü sistemini değiştirmek istiyor. Burada söz isteyen herkese söz hakkı veriliyor, biz devleti de yönetiriz diye düşünüyorum. “Bir diğer konuşmacı feministlerin her yerde olduğunu belirterek sözlerine başladı. Biz bir şeyle daha mücadele ettik, bedenimiz üzerinden edilen küfürlerle. Mücadele ettik, bildiri dağıttık. Bununla mücadele etmek ne demek biliyor musunuz arkadaşlar, erkekler? Küfre karşı değilim, başka küfür buluruz. Küfür atölyelerimiz var, yeni küfürlerle geleceğiz. Orospu, ibne dedikleriniz barikatlardaydı. Moderatör: Başörtü ve din konularında bölünmelere izin vermeyelim. Diğer konuşmacı: “Anneyim, çocuğum gözaltındaki 26 kişiden biri, yarın mahkemeye çıkacak. Bizleri yalnız bırakmayın. Hepinizi yarın sabah 9.30’da adliyeye bekliyoruz.” Bir diğer konuşmacı İstanbul’dan geldiğini bu forumu tesadüfen öğrendiğini, ilk günden beri Taksim’de olduğunu ifade etti. “1 Haziran’da Taksimi aldık küçük bi devlet yönettik. Sosyalist düzeni kurduk. Kadına saldırı, hırsızlık olmadı. Bizler yeni dünya kurabileceğimiz gösterdik. Biz Paris Komününü hissettik. Ankara’daki çatışma bizi heyecanlandırdı. Hepimizin aklında devrim vardı. Burada da o kararlılığı görüyorum Türkiye Sosyalist hareketi bunu yakaladı. Her kesim bir araya geldi ve korku duvarlarını yıktık. İstanbul’dan selam. Son söz Deniz Gezmiş’ten : Yaşasın kürt ve türk halklarının birlikte mücadelesi.” Bir sonraki konuşmacı kısa bir ekleme yapmak istediğini ifade etti. Ötekileşmeye karşı olduğunu şiddete ve tahakküme karşı olduğunu söyledi. “İbne, top, orospu gibi ifadelerle yapılan heteroseksistlik bitmeli artık. Bir diğer sıkıntılı konu da türcü tahakküm. Hayvan özgürlüğü olmadan olmaz, faşist köpek lafını kullanılmasın, bunu bu duyarlı kitleyle paylaşmak istedim.” Diğer konuşmacı 25 yaşında Öykü isimli bir hanımefendiydi. Çok rahatsız olduğu bir konuyu paylaşmak istediğini ifade etti. “Hedef alıp öldüren polis, benim polisim olamaz. Görev alıyor, emir alıyor laflarını anlayamıyorum bir diğer konu kitle hareketinin evriltilmesi, bu çok önemli. Ben halk meclisinin kurulabileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. Bir sonraki konuşmacı sokağa çıkma konusunda kimsenin tereddütü olmadığını bu meydanların halka ait olduğunu ifade etti. Bu üniversite gençliğinin YÖK ile mücadele ettiğini, yıllarca susturulmaya çalışıldığını ancak bu gençlerin YÖK’ü kapatmayı da başarabileceğini çünkü en büyük gücün gençlerde olduğunu ifade etti. Bir diğer konuşmacı medyanın bu süreçteki zayıflığından söz etti ve kendi imkanlarıyla çekim yapan arkadaşlara teşekkürlerini sundu. Bir diğer konuşmacı ötekileştirme üzerine konuştu. Süreç boyu hep ötekileştirildiğimizi, çapulcu, marjinal ve saire denilerek de özgürlüklerimize çok karışıldığını ifade etti. Kendi kitlemize sesimizi duyururken bundan uzak durmamız gerektiğini belirtti (mikrofon sesi sıkıntılı). Moderatör: ankaraeylemvakti1 kanalındaki yayını hatırlattı. Bir diğer konuşmacı müthiş günler yaşadığımızı 20 yıldır öğrenmediği şeyleri 20 günde öğrendiğini, tanımadığımız insanlarla kol kola girdiğimizi, herkesin birbirine kapısını açtığını ifade etti. Gerçek demokrasinin bu şekilde sağlanacağını, çıkar olmadan ayak oyunları olmadan masum bir şekilde kendi hayatımıza dair karar aldığımızı, bunu yaygınlaştırmamız gerektiğini söyledi. Güvenpark’taki kitap okuma eyleminden bahsetti, parkın çevik dolu olduğunu ve bir şekilde halka açılması gerektiğini bunu bu şekilde sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Ethem’in vurulduğu yerde insanların sürekli nöbet halinde olduğunu bu forumları diğer parklarda da (kurtuluş, güven) yapmamız gerektiğinden bahsetti. Bu ilk forum olduğu için geçmiş 20 günü konuştuğumuzu, ilerleyen günlerde hayatın içinden siyaset yapılabileceğine inandığını ifade etti. Alternatif bir siyasi partiye ihtiyaç olmadığını örgütlü olarak bunu başarabileceğimizi ancak bu süreçte örgütlü olanların da burada olması gerektiğini, dışarıdan bunu bize dikte etmemeleri gerektiğini sözlerine ekledi. Moderatör: birinci bölümde mevcut durumu, sorunları konuştuğumuzu ikinci bölümde ise önerileri konuşacağımızı belirtti. Bir diğer konuşmacı durumu insanlara anlatmamız gerektiği ifadesinin kendisine tepeden bir bakış gibi geldiğinden bahsetti.” Polis bize kötü davranıyor, bizim gibi düşünmeyen çok insan var. Bu insanlar sadist değil. Kendi inandıkları şeye göre davranıyorlar. Anlatmak değil dinlemek olmalı bizim düsturumuz. O insanları buraya davet edebiliriz, tanıdıklarımızdan başlayabiliriz” İfadelerini kullandı. Diğer bir konuşmacı İstanbul ve Ankara’nın hep sokakta olduğunu konusu ile başladı. “30 yaşındayım 20 gündür yaşıyorum” bizim gibi düşünmeyenlerin de bizi anlamasına ihtiyacımız olduğunu, birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu söyledi. Duran adamlara karşı duran adamlar ortaya çıktı (duran insanalar düzeltmesi) bu karşı hareketi görmeyi de olumlu buluyorum ben. Bizim gibi düşünmeyenlerle de bu şekilde iletişim kurup birbirimizi anlamaya çalışabiliriz. Sizinle olmaktan çok memnunum. Moderatör: hekimlerimize ve sağlık görevlilerimize selam yollayalım. Bir diğer konuşmacı konuşacak çok şeyimiz olduğunu ancak şu aşamada siyasi analize gerek olmadığını burada yaptığımız şeyin çok anlamlı olduğunu ve geleceğimizi meclisin değil bizlerin belirleyeceğini düşündüğünü ifade etti. Bunun kendi sorunlarına çözüm üreten bir hareket olduğunu bu sebeple de iş yeri ve sokaklarda örgütlenmenin çok önemli olduğunu ifade etti. Buna ilişkin iki önemli konu olduğunu bunların birincisinin AOÇ mücadelesi, diğerinin de AVM’leri boykot çağrısı olduğunu ifade etti. Buna öneri olarak da shopping fest yerine takas pazarı vs kurulabileceği fikrini izah etti. Moderatör : Ortak bir konu üzerine mücadele veren devrimciler, sosyalistler içeride iken bugün tecavüz davasında 4 uzman çavuş serbest bırakıldı. Ethem kardeşimizin cenazesine katılmamızı engellediler. Bir sonraki konuşmacı Kırıkkale Cezaevi’nden selam getirdiğini ifade etti ve oradaki durumu anlattı (ses yetersizdi çok iyi duyamadım). Bir sonraki konuşmacı elindeki gazeteden 3 manşet okudu bir tanesi “5 milyon euro’ya şato” idi (diğerlerini duyamadım). Esprili bir dille meclisteki yemeklerin çok uygun fiyatla olduğunu meclisin kapitalizmi yıktığını belirtti. Kapitalizmin artık işlemediğini, boş bir ideoloji olduğunu belirtti. Bir diğer konuşmacı çok garip zamanlardan geçtiğimizi ifade etti, Milas civarında bir beldede arıtma tesisinde 7 işçinin öldüğünü ve buna kapitalist düzenin sebep olduğunu ifade etti. Türkiye ve dünyada milyonlarca işçinin katledildiği konusuna dikkat çekti. Trafik kazalarının da aynı şekilde kapitalizmin ürünü olduğunu kaldırımların dolu, yolların dolu olduğunu, yaşayacak alanımızın olmadığını ifade etti. Her zaman birlikte olma temennisi içinde olduğunu belirtti. Bir diğer konuşmacı 80 döneminde de benzer şeyler yaşandığını taş atan insanların deşifre olduğunu ifade etti. Bir diğer konuşmacı 20 gündür faşizme ve kolluk kuvvetlerine karşı mücadele içinde olduğumuzu ifade etti. Hükümetin çok korktuğunu marjinal grup diyerek bizi bölmeye çalıştığını ifade etti. Sosyalistler, devrimciler halk ayaklanmasında yer almayacak da nerede yer alacaklar dedi. Bu kesimlerin ses çıkarmasını illegal örgütler diyerek yok etmeye çalıştılar. Faşizme karşı tomaya siper olan devrimcilere, sosyalistlere korkusuz savunucular selam olsun. Gözaltındaki arkadaşlarımıza destek olmaya davet ediyorum hepinizi. Bir diğer konuşmacı durma eyleminin başlattığımız hareketteki kararlılığı temsil ettiğini ifade etti. Saat:21:46, Kuğulu Park’tan sessiz yürüyüş ile gelen arkadaşları karşıladık. Ses sisteminde aksaklık oluştuğu için para toplandı. Moderatör: Ethem’in annesinin mesajını iletti. İki şey istiyoruz birincisi katili bulun, ikincisi gözaltındaki çocuklarımızı bırakın. 21 Haziran’da Ethem’in evine yapılacak ziyaret hatırlatıldı. 18.30 Batıkent son durakta buluşulup eve yürüneceğini belirtti. Bir diğer konuşmacı sokağa çıkmayı öğrendik dedi. Kızılay Meydanı’na tekrar çıkacağız. Kadın cinayetlerinin durması için adliye adliye durumu takip ettiklerinden bahsetti. Bu hareketin çok yönlü olduğunu ifade etti. Yarınki (21 Haziran) 12 Eylül karar duruşmasının öneminden, herkesin o basın toplantısında yer almaya çalışmasının öneminden bahsetti. Bir sonraki katılımcı bir akademisyendi kürtaj kanunundan bahsetti bunun sadece kadınları ilgilendiren bir konu olmadığını belirtti. Kentsel dönüşüm adı altında yaşadıklarımızdan, şehirlerin elimizden alındığından bahsetti. Gezi’de demokrasi örgütlenmesi konusunda geç kalındığını ve bu süreçte hatalarımızın da olduğunu ifade etti. Moderatör: Ethem’in katilini istiyoruz . Bu parkın adı Ethem Sarısülük parkı olsun, bunun için mücadele edelim. Parkın sadece adını değiştirmekle kalmayalım. Burayı bir yaşam alanı haline getirelim, özgürlük alanı oluşturalım. Forumu düzenleyen oluşumlardan söz etti. Bir sonraki konuşmacı birtakım önerileri olduğunu ifade etti. Yaşadıklarımız normal değil ama normal karşılamaya başladık dedi. Burada aynı şeyleri birbirimize anlatarak başarılı olamayacağız. Öneri almamız lazım bunu bizim gibi düşünmeyenlerle yapmamız lazım. Bunun için gönüllü ekipler oluşturulup ziyaretler yapılabileceğinden söz etti. Bir sonraki katılımcı 3-5 ağaç için başlayan mücadelenin köklerinin eski olduğunu ifade etti. “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.” Çevre mücadelesi çok eski Aliağa, Gökova, Bergama örneklerinden bahsetti. Gerze’deki termik santral mücadelesinden söz etti. Moderatör: İsmail Aydoğdu sivil araç ile ezildi, ağır yaralandı. Yoğun bakımdan çıktı, yavaş yavaş iyileşiyor. Geçmiş olsun dileklerimizi sunalım. Ses sistemi için 771 lira para toplanıldı bu para forumlar için harcanacak ve masraflar faturalandırılıp sizlerle paylaşılacaktır. Diğer forum alanlarının bilgisi verildi. İletişimin sağlam tutulmasının önemine vurgu yapıldı. Diğer parklarla da iletişimde kalmak gerekliliği belirtildi. İstanbul’dan forum haritası talebi geldi. Bu hayata geçirilmeye çalışıldı. Ayrıca parklarbizim.blogspot sitesinden de iletişim sağlanacağı bilgisi verildi. Şu ana kadar alınan kararlar toparlandı.
  1. Ethem’in vefatının 7. Günü dolayısıyla ailesini ziyaret; 18.30 Batıkent
  2. İkinci forumun 22 Haziran Cumartesi saat 20.00’da yapılması
  3. Göz altıların takibi, bunun için ilk adım olarak 21 Haziran 9.30 Ankara Adliyesi buluşması

Bir diğer konuşmacı karşıt düşüncedeki insanlarla dalga geçmenin gereksiz olduğunu bizim başlattığımız bu çok önemli hareketin “öteki “adıyla anılmaması gerektiğini belirtti. Devletin baskıyı yayma gücünün yüksek olduğu bu hususa dikkat etmek gerektiğini ifade etti.” Tomaları görüp “buralar Diyarbakır’a döndü” diyen insanlar var. Ezilen insanlar haksızlığa uğradılar müslüman bir halkın buna taraf olması mümkün değil. Kuran-ı Kerim’e bakmak lazım, okumak lazım. Varoşa da inmek gereklidir.” Bir diğer konuşmacı önerisinin mahalle halkını burada görmek olduğunu söyledi. “Forumlar genişlesin istiyorum ancak bunu yaparken sürekli devrimcilik vurgusunu yapmayı yersiz buluyorum. Ben de marksistim popüler kültürü aşağıda görürdük ama sürekli direniş içerisindeler. Her gün forum mantıklı değil oturup sohbet edelim, konser düzenleyelim, mahalleyi buraya getirmek için uğraşalım. Biz popüler kültürü küçümsedik ama popülerlik çok işe yarıyor.“Moderatör: forumların genel karakteri bu. Ankara bir azap şehri, saat geç olunca eve dönmek çok zor. Forumu 23.00 civarı toparlayacağız. Ses zayıf geldiği için iki konuşmayı duyamadım, not alamadım. Bir sonraki konuşmacı neslin apolitik olduğunu, parti tutmadığını söyledi. Söylemlerin artık çok eski olduğunu bunun sosyalistler için de Atatürkçüler için de böyle olduğunu ifade etti. İnsanlara yaklaşmak için başka yol bulalım. İstediğimiz kadar sokakta, parkta olalım 5-6 milyon kişi oy kullanmadı son seçimlerde. Çünkü muhalefet eksiği var. Sosyalist taraf da bir şey yapmıyor. Ancak bu halk hareketi bir şekilde sandığa taşınmalıdır. Ses sıkıntısı sebebiyle bu konuşmacıyı duyamadım. Bir sonraki konuşmacı parkın kendisi için öneminden bahsetti. Çocukluğumuzda gelirdik dedi. Daha sonra “başımız sıkışınca Chp milletvekillerinden medet umuyoruz, sendikalar bizden yana değil, meclis bizden yana değil, yanımızda olmadıklarını biliyoruz. “ cümleleriyle devam etti. “Bir kez oy kullandım o da yanlış bir karardı. Forumlara gelmemiz lazım. Mahalleli bizi duyuyor. Biz konuştukça onlar da bizi merak edecek. Onlar da bizi görsün“ dedi. Bir diğer konuşmacı “Herkes çok güzel konuştu. 20 gün boyunca en sıcak saflardaydım. Evlerden cadı avı var. İnsanlara gelin gelin diyoruz ancak burası kalabalıklaşınca polis buraya da müdahale edecek. Korkmamalıyız 45 derecelik açıyla su sıkan tomadan kaçarken insanlar birbirlerini eziyor. Korkmayalım farklı şeyler söyleyelim. Kennedy’de alkole kızıyorum. Ayakta zor dururken zekamızı çalıştıramayız. Zekamızı çalıştıralım” dedi. Bir diğer konuşmacı , direnişin adını değiştirmemek gerektiğini bunun bir eylem, miting değil bir direniş olduğunu söyledi.” Kadın hakları tamam, kürtaj hakkı tamam ama bunların ifadesinde kadın erkek ayrımı yapmayalım, kopmayalım bütün kalalım. Biz ailecek direniyoruz birimiz taksimde birimiz Kuğulu’da birimiz burada. Ben sandık başında da görev aldım oy kullanın. Gerekirse AK Partiye karşı duran en güçlü partiye oy verin ama oy kullanın” dedi. Saat: 22.39 forum devam ediyordu ama ben parktan ayrıldım Kennedy’ye doğru.  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder