19 Haziran 2013 Çarşamba

Abbasağa Parkı Alternatif Forum Notları (18 Haziran)


Merhabalar,
Dün aldığım notları ancak bilgisayara geçirip sizinle paylaşabiliyorum. Sanırım bugünün notları da yarına kalacak :).
İşte alternatif forumda konuşulan konular ve çözüm önerileri:

Gözaltılar hakkında barolara gözaltına alınan kişilerin yakınları tarafından, bireysel başvurular yapılmalı. Emsal teşkil eden kararları araştırmalıyız.

Barodan gönüllü avukatların park park gezip, bizi haklarımız hakkında bilgilendirmesi çok faydalı olabilir. 

Aynı şekilde, parklarda, forumlarda mutlaka bir psikolog, sosyolog, toplum bilimci bulunmalı.

Gezi Parkı’nda başlayıp tüm Türkiye’de olan bitenler hakkında toplumu bilgilendirmek çok önemli. Çoğu insanın hala en fazla CNN ve NTV izlediğini unutmamalıyız. Bakkala, manava gittiğimizde neden artık daha uygun fiyatları olan süpermarketlerden değil de onlardan alışveriş yaptığımızı anlatalım. Taksicilerle konuşalım, derdimizi anlatmaya çalışalım. Çoğunluk, derdimizin "üç beş ağaç" olduğunu sanıyor. Nelere karşı olduğumuzu tek tek açıklayalım.

AKP seçmenine nasıl yaklaşabileceğimiz ve yaklaşmamız gerektiği konusunda herkes hemfikirdi.  Onları kesinlikle aşağılamamalıyız. Okumuşluğumuzu dile getirip durmamalıyız. Kimseyi ötekileştirmemeliyiz. Biz ötekileştirildiğimiz için buradayız. Gezi Parkı hakkında haklarımızı demokratik yollarla aradığımızda “Siz ne yaparsanız yapın, biz kararımızı verdik” cevabını aldığımız, hükümet tarafından önemsenmediğimiz için buradayız. Başkalarına aynısını yapamayız.

AK Partili Facebook gruplarına mantıklı cevaplar yazarak en azından birkaç kişinin aklında soru işaretleri oluşmasına yardımı olabiliriz. Sosyal medyada onları aşağılayan paylaşımlardan uzak durmalıyız.

Yurtdışı sesimizi duyuyor, Brezilya’ya ilham verdik. Şimdi küresel sermayenin tepemizdeki diktatörün kulağını çekmesini sağlamalıyız. Kredi kartı kullanmayı minimum indirip, bakkala, manava, fırına, kasaba gidebiliriz. Her ayın belirli bir günü, belirli markalar boykot edilebilir. AVM’lere rakip olarak Tüketim Kooperatifleri kurulabilir. Takas ekonomisinden faydalanabiiriz. –freecycle.org ve benzeri siteleri araştıralım, kullanalım.
Direnişle ilgili sitelerin bir çatı altında toplanmasını sağlamalıyız. Aynı zamanda, internette anonim olabilmek için bilgilenmeliyiz. Bu konuda Gezi Parkı’nda bir atölye kurulduğu ve yeniden kurulabileceği duyuruldu.

“İnsanlar korktuğu için direniş sönüyor. Korkmamalı, sokaklarda kalmalıyız”, “Eskişehir’de hala #direngezi eylemi yapılırken bizim buralarda oturmamızın doğru olmadığını düşünüyorum, bir eylem planlamalıyız,” ve “Kendimizi savunmak için sert cevap vermeliyiz,” gibi öneriler vardı. Çoğunluk sokakta kalmaktan, ama pasif direnişten yana oldu.  Gezi Parkı’nı pasif direnişle de ele geçirebileceğimize inanılıyor. Bunun için toplandığımız her yerde Gezi Parkı ortamını yakalamalıyız. Her konuda konuşalım. Demokrasi hakkında dersler, futbol hakkında tartışmalar, piknikler vs. düzenleyelim. Mahalle parklarında buluşarak konuşmak da bir eylemdir.

Küçük eylemler için kendimiz de örgütlenebiliriz. Arkadaşlarımızla küçük sivil itaatsizlikler ve duran adam gibi yaratıcı ve pasif eylemler yapabiliriz. 50-60 kişilik gruplarla bile çeşitli eylemler yapılabilir. X kafeye gaz maskesiyle gidip oturularak basının gelmesi beklenebilir.

Gerekli yasal izin alınarak bir miting düzenlenmesi önerildi. Onaylayanlar olsa da, çoğunluk şimdilik parklarda kalmamızdan yana. Üstelik izin alınması gereken kurumlara güven olmadığından, böyle bir girişimin başarısızlıkla sonuçlanacağını düşünüyor. Taksim forumlarına katılanlardan biri, Taksim’de forumlar başladıktan bir gün sonra müdahale olduğunu anlattı. Yine de, herkesin mahallesinin parkında buluşmaya devam etmesi gerektiği düşünülüyor. 

Taksim Dayanışması’ndan bir temsilci gelip, şunları ekledi:
Her ayın belli bir haftası bir markayı boykot edebiliriz.
Düşünce olarak İstanbul’dan çıkmalıyız. “Gezi bizim” diye kendimizi tekrar ederken, Antakya’da insanların çatışmakta olduğunu unutmamalı, artık Tüm ülkeyi düşünerek hareket etmeliyiz.
Halkı din, tarım ve hakları hakkında bilinçlendirmeliyiz.
Oy vermeyen %36’ya nasıl ulaşabileceğimizi düşünmeliyiz.
Bize destek olanları desteklemeliyiz.
Sponsora ihtiyacımız olacak. Bu konuda ne yapabiliriz, bunu düşünmeye başlamalıyız.
İnternette dolaşan yalan haberler konusunda çok dikkatli olmalıyız.

Ankara’dan gelen iki ODTÜ öğrencisi, Kuğulu Park’ta tutunamadıklarını, çünkü Gezi Parı’ndaki tartışma ortamını yakalayamadıklarını söyledi. Keçiören’in, Tayyip’in memleketi olmasına rağmen onu protesto ettiğini, fakat bunun medyada asla yer almadığını anlattılar. Bu gibi olayları duyurmalıyız. ODTÜ’de parklar gibi bir platform oluşturmayı düşünüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder