20 Haziran 2013 Perşembe

Göztepe Parkı (18 Haziran)

Aşağıdaki metin hem hem forumdan izlenimleri, orada konuşulan konuları hem de gönderen kişinin bireysel somut önerilerini içermektedir. Bu iki kısmı birbirinde ayıramadığımız için metni olduğu gibi yayınlıyoruz. 


Merhaba,
Öncelikle böyle seri ve sorunsuz işleyen bir organizasyon gerçekleştirdiğiniz için teşekkür etmek isterim.
Dün akşam eve döndüm ve sıcağı sıcağına aklımdakileri not aldım... Size bunları aktarmak istiyorum. 

Önce dün gece bahsettiklerimin satır başlarını vereyim; hem böylelikle kendimi de hatırlatmış olurum. 

- Peyzaj Mimarıyım; Göztepe Parkı barok temasıyla düzenlenmiş bir parktır. Burada halkın toplanabileceği bir alan bile ayrılmamıştır. 
- Direnişte bize destek olan Boyner, Koç gibi markalara biz de desteğimizi vermeliyiz. 
- Tüketici alışkanlıklarımızı biraz değiştirerek alışverişimizi yerel yapmalıyız. Bakkalımıza, terzimize uğramalıyız. 
- Komşularımızla tanışmalı ve tüketmek yerine takas edebilmeliyiz. Ki bunun en güzel örneği Gezi Parkı'nda yaşanmıştır. 
- Başbakanı tarafından kandırılan halk ile iletişimimizde sabırlı olduğumuz kadar terbiyeli de olmalıyız. Onları küçümsememeli, bilakis bu çabamızın onlar için olduğunu kendilerine hissettirmeliyiz. 
- Ulaşmak istediğimiz kesime ek olarak, ülkemizdeki lojman mantığını da hesabımıza eklemeliyiz. Polislerimiz ve ordu mensuplarımız kendi lojmanları içerisinde halktan kopuk yaşamaktadır. Onlara ve ailelerine de ulaşabilmeli ve kendileriyle birebir tanışmalıyız. Onlar da halk; peki niye artık komşumuz değiller?

Eve döndüğümde, parkta dinlediklerimi yeniden düşündüm ve onlardan yola çıkarak somut adımlar düşünmeye başladım. 
Aldığım notlarımı üç başlıkta topladım:

1. Mahallemizin bu bütünleşmesini pekiştirmek adına derhal etkinlikler düzenlenmeli

İlk etapta tüketim ve takas konusu hedeflenebilir:

- Yandaş şirketlerin kim oldukları duyurulabilir. (Bunun için açılmış bir web sitesi var: http://boykotlistesi.com/ )
- Göztepe Parkı'nda bir "Takas Şenliği" düzenlenebilir. 
- Parkta (aynı Gezi'de olduğu gibi) bir kütüphane kurulabilir.

İnsanları birleştirici etkinlikler düşünülebilir:
- "Komşunla Tanış" etkinlikleri
- Mahalle Oyunları / Yarışları / Turnuvalar (Apatman ölçeğinden başlayarak herkesin katılımı sağlanabilir.)

İnsanlara temel haklarını öğreten eğitim programları açılabilir- Temel Hukuki Haklarımız nelerdir? (Bir avukat arkadaşımız bunları bir gece anlatabilir; görüntüler video haline getirilip dağıtılabilir.)
- Bizi kim temsil ediyor? Haklarımızı kim savunuyor veya savunmuyor? Bu kişileri daha yakından tanımalıyız. 
(TBMM'de bizi temsil eden politikacılar, İstanbul'da görevli Vali, Belediye Başkanı vs. gibi yöneticileri tanıtacak kısa sunumlar hazırlanabilir. Çünkü seçimler yaklaşıyor ve kime oy verdiğimizi bilmeyenlerimiz var. Özellikle hatırlatmak istiyorum; AKP önce belediyeleri almıştı...)


2. Hiçbir partiyi temsil etmiyoruz. O halde bizler bir HALK MECLİSİ oluşturmuş durumdayız. Ve Halk Meclisimiz meşru bir karar alma organı sayılmalıdır ! 

Parklarımızda bize toplanabileceğimiz alanlar tahsis edilmesi istenebilir- Bir dilekçe örneği hazırlanarak talebimizi yetkililerine iletebiliriz. Sadece Göztepe Parkı'nda değil, mahallemizin tüm parklarında toplanabilmeliyiz. 
Ayrıca, Göztepe'nin diğer bölgelerinde yaşayan ve ulaşmak istediğimiz halkı bu alanlara davet etmeli ve kendilerine söz hakkı vermeliyiz. 
Birlik beraberlik sağlamak istiyorsak, halkın her kesimiyle diyalog içerisinde olmalıyız. İnsanları birbirlerini dinlemeye, anlamaya, empati kurmalarına teşvik etmeliyiz. 
Böylece, bir süre sonra onlar bizi kendi parklarına davet edecek noktaya gelmeliler...  :) 

Bu olayın adını koyarız ve Belediyelere alternatif olarak bir "Göztepe Halkı Meclisi" oluşturduğumuzu açıklarız.
- Bu meclisin belediyenin mahallemizle ilgili yaptığı planlarla ilgili söz söyleme, veto etme vs. hakkına sahip olması için hukuki çalışmalar yapılabilir. Dünyada buna benzer örnekler incelenip bir benchmark çalışması yapılabilir. (İzlanda devrimi iyi bir örnek olabilir.) Gerekirse bu konu doğru haber yapan medyaya ve muhalefet partilerine iletilebilir. Hükümet ve belediyelerin bu talebimizi değerlendirmeye almaları sağlanır. 

- Böylece mahallemizle ilgili kararlarımızı kendimiz alabiliriz. Mahallemizin kaldırım taşlarına kadar her türlü konusunda demokratik oy hakkımızı kullanabilmeliyiz. Bu konularda birileri bizim yerimize karar verememeliler! Çünkü onların verdiği kararları biz, iki senede bir değişen kaldırım taşları ve beraberinde getirdiği müthiş bir israf olarak deneyimlemekteyiz. Ve artık buna yeter diyoruz ! Madem yetkililer sağduyu sahibi değiller, bu yolsuzlukların önüne biz HALK olarak, oy hakkımızı kullanarak geçebilmeliyiz. 

- Bu halk meclislerinden ülkemizin her mahallesinde kurulması ve halkın demokratik hakları konusunda bilinçlendirilmesi için çalışmalar başlatılmasına yardımcı olabiliriz. 
Artık "devlet baba" hükmünü yitirmeli ve halk kendi gücünü sahiplenmelidir. 


3. Polislerimiz ve ordu mensuplarımızla açık diyalog geliştirmek
Bölünmeye karşı dur diyorsak, bunu toplumun huzurunu korumakla görevli yetkilileri kapsayacak şekilde yapmalıyız. Hepimiz halkız ! 
Gezi olaylarında cinnet geçiren çevik kuvvet videolarını gördük. Bu insanların da demokratik haklarının olduğu kendilerine hatırlatılmalı. Aldıkları emirlerin kötü / yanlış bir amaca hizmet ettiğini bildiklerinde, vicdanen "hayır" deme haklarının olduğunu ve bunu yaptıklarında hukuken suçlu sayılmayacaklarını bilmeliler. 


Son olarak...
Yaptığımız her şeyi şeffaf bir şekilde herkesin görebilmesi, okuyabilmesi, duyabilmesi çok önemlidir. Ne yaparsak yapalım, bu konuyu asla unutmamalıyız. 

Evet, şimdilik aklıma bu kadarı geldi... 
Diğer parklarda toplanan grupların sözcüleriyle iletişim halinde iseniz, ricam bu yazdıklarımı onlara da iletmeniz. 

Ayrıca, boş vakitlerimde organizasyonunuza ve sizlere yardımcı olmayı çok isterim.

Teşekkür ederim,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder