-->
19:37 : Forum
başladı.
Gezi parkı direnişinin
Kocaeli’nin yerel sorunlarını konuşulacağı herkesin özgürce
konuşabildiği, söz kesemeden birbirimizi dinleyebileceğimiz bir
forum olması gerektiği vurgulandı. Direnişte yitirdiğimiz
yoldaşlarımız için saygı duruşunda bulunuldu.
19:41:
Sinan: Ülkemizde ilk
defa böylesine tarihi bir direniş başladı. Bu durum gençliğin
Erdoğan’ın “Senin için en iyisini ben yaparım” tavrına
isyanıdır. Devrimciler, sol olarak sürekli sokaklarda “en öncü
biziz” deriz. Kitleselleşemedik, job ve gazla dağıtıldık,
TOMA’nın önünde korkusuz duran gençlerin arkasında bu zaman
kadar ki devrimci duruş ve Kürt Hareketinin pratikleri rol
almıştır. Bütün toplumla iletişime geçen kavrayıcı bir
hareket tarihimizde olmamıştır. Toplumsal muhalefet, gençlik “ben
buradayım” demiştir. Tüm eylemlere katılmaya çalıştım.
Teşekkürler.
19:45:
Erkut: Gezi parkı eylemlerinin
İzmit te katılımcısıyım. Buraya müthiş bir heyecanla geldim.
Yeni eylem tarzlarını konuşarak birbirimizin fikirleriyle
gelişeceğimizi düşünüyorum. Dünya da her saat eylemler
yapılmakta. Sokakları ele geçirmişken kıymetini bilelim. Bu
muhalif sesin büyütülmesi gerekmektedir.
19:48:
Yağız: Kamu Yönetimi
öğrencisi gözlemleri: İnsanların bireysel özgürlüklerin
kısıtlanmasına karşı çıktığını düşünüyorum. İktidara
tepki gösteren ama sokağa çıkmayanların artık sokağa çıktığını
düşünüyorum. Diğer %50’nin nasıl sokağa çıkabileceğini
konuşmak onlarla tartışmak gerekiyor. Tüm bunların
örgütlenmekten geçtiğini düşünüyorum.
19:52:
Hasan: Haziran
İsyanı’nın neler getirdiğine değinmeyeceğim. Sokakların ne
kadar anlamlı olduğunu gördük. En önemli meydan okumanın sokak
olduğunu gördük. Kocaeli’den örnek vermek gerekirse bir yıldan
beri Yürüyüş Yolu eylemlere yasaklıydı. Haziran Direnişi bu
yolu açmış ve buna ek olarak yeni bir meydan eklemiştir.
19:50:
Örgen U. (Akademisyen):
Tek noktadan konuşmak istiyorum. Artık Parklar keşfedildi. Üstten
bakan, büyük ideolojilerden konuşmak yerine yerellerden bahsetmek
istiyorum. Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz ve İzmit ten neler
bekliyoruz onu konuşmamız gerekir.
19:57:
Bora Yıldız: İnsan duygusuna
yoğunlaşmamız gerekiyor. İnsanlardan beklediğim tek şey
direnişe destek olmalarıdır. İnsanların birbirine destek
olmasıyla büyüdü bu direniş. Sesimizi duyurmamız gereken tek
şey direnişi bırakmamız gerektiğidir. Herkesi birbirine destek
olmaya çağırıyorum. Bizleri psikolojik savaşla yıldırmaya
çalışacaklardır.
20:00:
Babür: karşıdaki %50 ye
ulaşmamız lazım. AVM’leri boykot etmemiz ve insanları tüketim
çılgınlığından vazgeçirmemiz gerekiyor.
20:02:
Okan: Medyadan bahsetmek
istiyorum. Polise taş atanların arkasında Faiz Lobisi olduğu
söylendi. Sosyal Medya’nın halktan yana yayın yapan kanalların
dört elle sarılmamız gereken tek şey olduğunu düşünüyorum.
Kürtlerin yaşadıklarını yıllardır bu burjuva medyadan gördük,
bizim artık halktan yana yayın yapan kanalların yanında yer
almamız gerekiyor.
20:05:
Utku Akgün (Elektrik mühendisi):
Sosyal medya üzerinden foruma çağrı için ulaştığımız
insan sayısı çok az. Sokağa çıkarak da duyuru yapmamız
gerekiyor. Diğer forumların notlarını da okumamız gerekiyor.
Basit bir başlangıç ama önemli bir başlangıçtır.
20:08:
İlker: Kocaeli’nin tanıklık
ettiği bir Posco süreci oldu. Eskileri yetmezmiş gibi
endüstriyelleşmeye doyan ve kanser oranı yüksek olan Dilovası’nda
halk buna karşı bir çevre duyarlılığı örgütledi. Mücella
Yapıcı tüm “İstanbul un pisliğini size gönderiyoruz”
demişti. Hatta taksimdeki direniş başlamadan imza kampanyası
vardı. Sonra tepkiler cılız kaldı, çağrılar da ciddiye
alınmamıştı. Şimdi ters köşe oldum ve bu direnişle birlikte
büyük bir patlama yaşandı. Geri kalan %50 kapsayıcı olacak
şekilde onları da ötekileştirmeden bir çalışma yapmamız
gerekiyor.
20:11:
Selen (Gazetecilik Bölümü):
Göğsümü gere gere ben gazeteciyim diyeceğim. Başından beri
Taksim’deydim. Bizim artık bir sonuca varmamız gerekiyor.
Direnişe geçenlerin artık aktif bir şekilde boykota gitmesi
gerek. Halkın boykota katılmasını da sağlamak gerek. Diğer %50
ye ulaşmamız gerekiyor.
20:15:
Ebru: Hareketi doğru yerden
tanımlamak için herkesin taleplerini incelememiz gerekiyor. Bir
kadın olarak baktığımda kaç çocuk yağacağıma karışılıyor.
Hangi diziyi izleyeceğime karar veriliyor. Bizi buraya süreci
kavrayamayışımız getirmiş olabilir. AKP iktidarının
düşeceğini düşünmüyorum ama bizim umutsuzluğa düşmememiz
için de özgürlük taleplerini kavrayabilmemiz gerekiyor. Örneğin;
ulaşım, barınma gibi şeyler her zaman sorundur.
20:20:
İlyas: Kazlıçeşme mitingini
düşündüğümüzde AKP seçmenini ikna etmenin zor olduğunu
düşünüyorum. Taksim deki dayanışma ortamı gördüm. Müslüman
ateist deist vs. bir çok insanın aralarında hiçbir sorun olmadan
birlikte mücadele ettiğini gördüm.
20:24:
Coşkun: Bundan 2 ay önce bu
toplantıyı yapsak polis saldırırdı. Şimdi rahatça yapıyoruz.
İktidarın düşmesi iktidarın değişmesi değil mesele. Biz bu
iktidarı döve döve terbiye edebiliyorsak mesele budur. Kadir
Topbaş’ın açıklamalarında söylediği şey söylediğimi
kanıtlar niteliktedir.
Bir Üniversiteli: Erdoğanı
ve AKP’nin yaptığını anlamlandırmaya çalışacağım. Erdoğan
sanılanın aksine çok zeki bir insan çünkü kitleleri
parçalayarak yönetmeyi çok iyi biliyor. Sıkıştığı zaman konu
değiştirmeyi çok iyi biliyor. Ben bir Kürt’üm ve bir polisin
ne kadar zalim olduğunu Diyarbakır da yaşadıklarımla biliyordum
zaten. O zamanlar bunu arkadaşlarıma anlattığımda insanlar bana
tepkiyle yaklaşıyordu. Uzaydan gelmişim gibi bakıyorlardı. Oysa
şimdi polis şiddetini gören herkes biz Kürtleri anlamaya başladı.
Bir de Eylemlerde içki içilmesi konusuna dikkat edilmeli, AKP
muhafazakar kesimlere karşı bunu istismar edip bizi kutuplaştırmaya
çalışacaktır.
20:26:
Zeynep: Sorumluluk ve
görevlerimin olduğunu düşünüyorum. Ben güneşi gördüm ve
sırtımı dönmeyeceğim çünkü güneşi görmeyenlere ulaşmam
lazım. Direnişi, polis şiddetini göstermeyen medyaya karşı bu
olanları insanlara anlatmam lazım. En ufak bir haksızlıkta sokağa
çıkmamız gerekiyor.
20:28:
Merve : Ben bu direnişte
mizahın ne kadar önemli bir silah olduğunu gördüm. AKP bu mizah
karşısında çaresiz kaldı. Mizahi dille gelen eleştriler oldukça
zekiydi. Bizim artık bu direnişi Akçakoca, Bayındırlık, Yahya
Kaptan vb. mahalleler taşımamız gerekiyor. Bunun nasıl
yapabileceğini konuşmamız gerekiyor.
20:30:
Çağla: Benim siyasi bir
düşüncem yoktur. Bence bizim ülkede Kürt sorunu yoktur. Bu
ülkede seçim barajı var. Birbirimize destek vermemiz gerekiyor.
20:32:
Newroz: Öncelikle konuşan
Çağla arkadaşa cevap vermek istiyorum. Benim ismimin Newroz
olmasından dolayı şimdiye kadar çok baskıya ve şiddete maruz
kaldım. Sizce bu Kürt olmamdan kaynaklanmıyor mu? Kürt sorunu
varmış demek ki. Gezi parkından da bahsetmek gerekirse. Halka
özgürlükleri anlatarak onları bilinçlendirmemiz gerekiyor.
20:35:
Çağan: 90 kuşağı gençleri
bizler, sokakta top oynarken benim babam polis diyerekbize
böbürlenen arkadaşlara öfkelenerek büyüdük. Durumu anlatmak
gerekirse devletin yaptığı 80 sonrası yan yana gelme durumunu
engellemektir. İnsanların dayanışması o kadardı ki 2metrelik
barikatlar 2 dakikada kuruldu. Belediye bir duvarı örmek için bile
bir hafta uğraşırken, insanların birbiriyle dayanışması bu
süreyi dakikalara indiriyor.
20:38:
Emrah Durmuş: Ben Erzurum
İspirliyim. 9 yaşında İzmit e geldim. Ben her şeyi bu şehirde
öğrendim; Sevdayı da kavgayı da. Gezi Direnişi de bana
insanlarla bir araya gelmeyi öğretti. Temsili demokrasinin hiçbir
işe yaramadığını bundan sonra doğrudan demokrasiye ihtiyacımız
olduğunu gördüm. Önceleri Erdoğan muhalefet partileri için
“böyle muhalefeti Allah herkese versin” demişti. Artık
alternatif bir muhalefet var. Ve bunun için Allah Erdoğan dan razı
olsun çünkü bizi onun bu kibri birleştirdi.
20:41:
Bir kadın arkadaş: Kısa
konuşacağım. Taksimde düşenlere dövüşenlere bin selam olsun.
Polise de şunları söylüyorum. Polislik yapmayı bırak onurunla
simit sat ! Halkız haklıyız kazanacağız.!
20:42:
Babür: Bazen eğlencesine STV
ye bakıyorum. Bizi terörist olarak gösteriyorlar. Yıllardır bu
aynı medyadan Kürtleri izlediğimizi unutmayalım. Biz bunu şimdi
anlamazsak hiçbir zaman anlayamayız.
20:45:
Gürkan: Taksimde ki dayanışma
çok önemliydi. Orada kapitalizme karşı alternatif bir yaşam
olduğunu gördük. Rekabetçiliğin aslında sistem tarafından
insanlara empoze edildiğini gördüm. Örnek verecek olursak, Gezi
Direnişindeki sokak çocukları daha önceleri yiyecek yemek
bulamazken, direnişten sonra o dayanışmayı, o komün yaşamı
gördükten sonra sosyalist yaşamı benimsediler. Biz böyle bir
sistemde yaşamak istiyoruz dediler. Bu çok önemlidir. Bu pratiği
devam ettirmemiz gerekiyor.
20:48:
Okan: Bundan 100 yıl önce Karl
Marks Paris Komünü için :“bilmiyorlar ama yapıyorlar”
diyordu. Eğer böyle devam ederse Taksim Gezi komünü için de
onlar söylenecek. Bizim buradan örgütlenerek çıkmamız
gerekiyor. Forumda somut adımların konuşulması gerekiyor.
20:50:
Bir işçi arkadaş: Bizler %50
değil %90’ız. Egemenler ayırdıkları farklı kesimlerin nasıl
bir araya geldiğini merak ediyorlar ve bizi farklılıklarımızla
bölmek istiyorlar. Bunun için birleşelim diyorum. Ayrılacaksak da
Türk, Kürt, Alevi, Sunni diye değil demokrat olanlar ve olmayanlar
diye ayrılmamız gerektiğini düşünüyorum.
20:53:
Çapulcu Rıza: Aleviyim. Ben
her zaman özgürlükten ve kardeşlikten yanayım. Erdoğan benim
gençlerim bunu yapamaz diyor. Biz onun gençleri değiliz.
20:56:
Bir kadın arkadaş: Tayyibin
bize söylediği hiçbir sıfatı kabul etmiyorum. Biz sadece
insanız. Geçen hafta Gezi Parkındaydım. Müdahale olunca gazdan
etkilenip Divan Otele sığındım. Onlara da teşekkür ediyorum.
Direnince çok güzel oluyorsun Türkiye.
20:59:
Bir kadın arkadaş: Gezi
Parkındayken oturma eyleminde arkamda duran teyze otururken ayakları
ağrıdığı için “sana tutunabilir miyim” dedi. Daha sonra
“zıpla, zıplamayan tayyiptir” sloganı atılmaya başlandı.
Ben zıplamadım ve arkamda bir el beni dürttü. Beni dürten o
Teyzeydi ve şöyle diyordu :
“ kızım bak neler diyorlar zıplamayana, hadi durma sen de zıpla.
“ kızım bak neler diyorlar zıplamayana, hadi durma sen de zıpla.
21:02
Bir Beşiktaşlı: Bizler İnönü
stadı yıkılsın yerine park yapılsın da deriz . Çarşı daha
önce Tekerlekli sandalye kampanyası için mavi kapak toplamak ve
buna benzer bir çok sosyal projeleri yürütmüştür. Neler yaptığı
ortadadır. Çarşıya örgüt diyorlar. Halkın yanında duranlara
örgüt deniyorsa, evet biz örgütüz.
21:04:
Esma: 21 mart doğumlu bir
Türk’üm. Ben Newroz gününde doğmuş olmaktan gurur duyuyorum.
Ben insanları ayırmanın ve ötekileştirmenin zamanı olmadığını
düşünüyorum. Ayrıca önceki İzmitte önceki eylemlerde küfürler
olduğunu görmüştüm. Cinsiyetçi ,homofobik ve ırkçı
söylemlerden uzak durulması gerektiğini ve ancak bu şekilde
gerçek bir dayanışma yakalayacağımızı düşünüyorum.
21:05:
Necati: Gezi Direnişinin
arkasında yatan sebebin aslında kapitalizm ve sömürüye karşı
verilen bir tepki olduğundan eminim. Nasıl yemek yemesine karışan
bir babaya karşı çocuğunun bir isyanıdır bu. On yıldır AKP
ile yaşıyorum. Bu da bizim isyanımızdır artık.
21:08:
Yağız: Kocaeli nin bir işçi
kenti olmasına karşın yanımızda fabrikalarda çalışan
işçilerin sayısının az olması bir eksikliktir.
21:10:
Bir üniversite öğrencisi kadın
(iletişim fakültesi): Ben kendi irademle başörtüsü
giyiniyorum. bu ülkede 11 yıllık AKP iktidarına rağmen hala bir
başörtü sorunu vardır. Başörtülülere ayrıcalık olduğu
iddiası var, fakat ben başörtülüyüm ve işsizim. AKP gençlik
kollarına üye olup tanıdıklarımın aracılığıyla iş
bulabilirdim. Ama ben bunu yapmak yerine kimsenin hakkını yemek
istemedim. Ben gerekirse başımı açıp bir işe girerim ve kendi
günahımı düşünürüm ama başka insanların günahına girmem.
Devlet hiçbir inanca bağlı olmamalı, benim inancımla aynı olup
olmaması farketmez. İnançlardan bağımsız bir devleti
anlatabilmemiz gerek. Bu hareketlenmeyi ileri taşımak için
üniversitelere ve akademisyenlere büyük görevler düşüyor.
20:16:
Bir işçi: Ben bir işçiyim.
Numunelik olarak geldim. Üniversitelilere soruyorum. Sizler çok mu
iyi eğitiliyorsunuz? Çok mu iyi yerlerde barınıyorsunuz? Neden
sorunlarınızı dile getirmiyorsunuz? İşçiler az diyorsunuz.
Devrim yapacağız diyorsunuz. Siz devrimci gençlik ne kadar çok
olursanız bizler de o kadar çok oluruz. Bizi bilinçlendireceksiniz
ki biz çoğalalım. Bundan sonraki forumlar için gündem başlıkları
belirlemeliyiz.
21:20:
Akın Şişman: Kocaeli de 31
Mayıstan itibaren sürdürülen cadı avıyla 2 arkadaşımız
tutuklandı. Biz bu dayanışmayı güçlendirirsek ve buna benzer
durumlar karşısında bir araya gelirsek bunların üstesinden
gelebileceğimizi düşünüyorum. Bu baskıları dayanışmayla
püskürtebiliriz.
ÖNERİLER:
- Forumların bir sekretaryası oluşturulması,
- Ustream TV üzerinden forumun canlı yayınlanması,
- Haber portalı kurulması,
- Facebook ve twitter iletişim sayfalarının açılması,
- İnternete ulaşamayacaklar için broşür dağıtılması,
- Forumdan haberlerin olduğu fanzin gibi basılı bir yayın olması,
- Daha fazla katılımın sağlanması açısından herkesin çevresini bilgilendirmesi ve mümkünse en az 1 arkadaşını getirmesi ve sürece katması,
- Mahallerde de forumlar düzenlenmesi önerileri yapılmıştır.
NOT : Bu notlar forum esnasında
alelacele yazıldığı için konuşmaları birebir yansıtmaya bilir
veya eksik yansıtabilir. Sonraki forumda videolu görüntü
alınacağı için daha rahat not alınabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder