19 Haziran 2013 Çarşamba

Abbasağa Parkı Forumu Notları (18 Haziran)


(duyamadığım için not alamadım ilk konuşmaları, saat 1.00’de de ayrıldığım için ondan sonrasının notu da eksik)
*her yer taksim değil her yer gezi parkı diyelim.
*karşı taraf ne düşünüyor diye biraz araştırdım. Turizm etkilenmiş. Eminönü esnafı etkilenmiş.
*Yeni bir parti şart.
*Örgütlenmek şart. Birey olarak hiçbir şeyiz.
*Dilimizi düzeltip insanlara anlatmalıyız.
*Yeni, yaratıcı direniş yolları için ekip oluşturmalıyız. Penguenler gibi.
*Atölyeler düzenlenmeli.
*Toplanıp bir manifesto yazmalıyız.
*Bankalar boykot ediliyor ama biri batarken diğeri daha da zengin oluyor. Boykot hepsini kapsamalı.
*Daha önceden Eminönü esnafının etkilendiğini söyleyen kişiye atfen demokrasilerde bedeller ödenir.
*Sinema, senaryo yoluyla üretim yaparak üzerimize yapılan kara propagandayı tersine çevirelim ama diğerlerini kırıp dökmeden.
*Seçim barajı indirilmeli.
*Polisle konuştum. Diyaloga açıklar, diyalog kuralım.
*Orantısız güce orantısız zeka uygulayalım.
*Yaşananlar önceden de yaşandı, unutmayalım.
*Akp’lilerin fikirlerini değiştirmek için onları eğitmeli gibi düşünceler elitist, tepeden bakmacı. Onları anlamaya çalışmalıyız.
*%50 diye bir şey yok %30 var en fazla. Onları anlamaya çalışmamalı, kendimizi anlatmaya çalışmalıyız.
*Sol radikal fraksiyonlar sayesinde bu güne geldik. Onlar da konuşulabilir kişiler.
*Hala aynı bayrak altında toplanıyoruz. Madem yeni bir şeyler kuruyoruz, eşitlik ve özgürlükten bahsediyoruz, neden uğruna bir sürü kişinin öldüğü bu bayrak hala.
*Partileşmek şart.
*Bizim için söylenilen çapulcu, marjinal kelimelerini sahiplenelim, üzerimizden atmaya çalışmayalım.
*Erdoğan’ın dolaşıma soktuğu kelimeleri reddediyorum. Erkek değilim, Türk değilim… Kimlikler bizi sınırlandırıyor. Sorun Erdoğan ya da Akp değil. Manifesto şart.
*Uludere, Reyhanlı unutulmamalı.
*Bir eylem tasarısı kurulmalı.
*Seçim barajı ile ilgili video hazırlama kampanyası oluşturuyoruz. Herkes seçim barajı için video çekip yükleyebilir.
*İspanya’dan bir arkadaştan öneri. Her gece için ayrı topic/konu oluşturulsun, onun üzerine tartışılsın.
*Biz %99’uz. Tayyip ve neoliberalizm bizim düşmanımız.
*Taş atan herkese provakatör deniliyor. Bu beni rahatsız ediyor. Ben de attım ve provakatör değilim.
*Mahalle meclisleri internetten canlı yayınlansın.
*Mahallelerde konseyler oluşturulsun ve koordineli olsun bu konseyler.
*Gündemi sadece moderatör belirlemesin, böyle bir iktidar ilişkisi üretilmesin.
*Kadın emekçilere selam.
*Yeni nesil öncekilerden farklı olarak eğlenerek direniyor.
*Tarih önemli. Geçmişe bakıp hataları öğrenmeli. Kitap önerisi: Karıncaların Devrimi.
*Hedef 2023 diyen Akp’nin karşısında hayal 2023 diyelim. Böyle bir tumblr hesap var.
*Şiddet istemiyoruz.
*Eşi benzeri görülmemiş demokrasi örneği yaşanıyor şu an.
*Kazlıçeşme’de toplanalım.
*Kitlesel şekilde buluşabileceğimiz, buralardan çıkan kararları götürebileceğimiz yer istiyoruz.
*Balkondan şişe, çanak çalanları sokağa indirmeliyiz.
* ‘Orantısız güce orantısız zeka’ söyleminde kibir var. Kibir karşımızdakinde mevcut ve biz buna karşı savaşıyoruz. Bu söylemi terk etmeli.
*Orantısız zeka kullanılmalı. Zeka elimizdeki tek şey.
*Fiziksel ve ruhsal olarak yorulduk. Bu devreyi önde bitirdik ama bitmedi her şey.
*Şiddet değil mizah.
*Altında birleşebileceğimiz tek bir sözümüz yok. Birleştiğimiz sözleri belirlemeli, aksiyonlarımızı oluşturmalıyız.
*Göz altından çıkan piyanisti Abbasağa’ya davet edelim.
*Onların camisi varsa bizim de parkımız var.
*Bu şekilde ötekileştirme yapılmamalı.
*Medya emekçileri sadece bir göz. Medya emekçisi olarak çok dayak yedik bu süreçte ama yayın politikalarını belirleyenler biz değiliz. Yayın yönetmenleri, medya patronları belirliyor bu politikaları.
*Mahalli bir problem: Erdoğan’ın başbakanlık ofisini Dolmabahçe’ye taşıması. Kamu malı olan Beşiktaş iskelesi Çinli bir gruba satıldı.
*Bir ultra aslan olarak GS’nin olayı siyasi olarak görüp kendini bertaraf etmesinden rahatsızım. Teşekkürler çArşı.
*Başbakan hakkında suç duyurusu yapalım.
*Başbakana suç duyurusu gibi hedefler yerine daha ulaşabilir hedefler koyalım önümüze ilk aşamada.
*Herkes, müdahalenin sebep olduğu fiziksel, ruhsal etkilerden dolayı dava açsın. Gönüllü avukatlar mevcut. Şu açık ki red alacağız ama daha sonra AİHM’ye başvuru için sayımız önemli.
* Mit yasasına hayır. Twitter’den yayalım.
* Belgesel önerisi: The century of the self. Vimeo’dan izlenebilir.
*Toplantı notlarını parktoplantilarigmail.com’a gönderelim. Bir de blogspot adresi var.
*Açık demokrasi hareketi oluştu.
*Daha önceden önerilen tüm bankaları protesto edelim gibi bir şey mümkün değil. Kapitalizmi tamamen yıkamayız. Tamam boykot iyi ama ulaşılır olsun.
* HES’lere dikkat! Sağlayacakları enerji %10 bile değil, çevreye verdikleri zarar çok fazla.
*Dün İstiklal’de maskesiz, korunmasız insanlara saldırıldı ve medyada hiçbir şekilde gösterilmedi. Kendi medyamızı oluşturalım.
*New York Times’ta çıkan başbakanın faiz lobisi dediği reklamı yapanlardan biri olarak şunu söyleyebilirim ki o reklam 2000 kişinin fikri alınarak yapıldı. İtalya’da iktidar ve muhalefet arasındaki gizli görüşmeleri ortaya çıkarıldı,  oy vermeyen %20‘lik kesim sokaklara döküldü. Sokaklardan manifesto çıktı. Biz de İtalya’daki gibi sokaklardan manifesto çıkarmalıyız.
*Şu günlerde gazetelerde Gezi haberleri dışında çıkan küçük haberlere dikkat edelim. Dikkat çekmeden önemli yasalar geçiriyorlar.
* Akp’li kesim yanında apolitik burjuvaları unutmayalım.
*Küçük kara balıklar.
*Koyun, pokemon videoları rahatsız edici.
*STK’lar, örgütlü olmak çok önemli. Her ilde dernekler oluşturulsun daha sonra Türkiye genelinde konfederasyon ile birleştirilsin.
*Akp ve cemaat gibi düşünmeyen sanatçılar olarak işsiz kaldık. Hiçbir şekilde iş bulamıyoruz. Tüm para dönüp dolaşıp yine cemaate gidiyor.
*Gezi’de kurulan kütüphanenin amacı yerleştik mesajını vermekti. Kütüphane’de en çok istenen kitaplar Sabahattin Ali, Franz Kafka… idi. Polis müdahalesiyle kitaplarımıza el konuldu. Anı defterlerimizden bir tanesi ise hala polisin elinde.
*Hükümet arkasında harabe bir ekonomi bırakacak. Borsa çok şişirildi. Workshop/çalıştaylara ihtiyacımız var, organize olunmalı.
*Lgbt direniş boyunca destek verdi.

6 yorum:

  1. provakasyona izin vermeyerek asıl amacımızı insanlara güzel bir dil ile bir şenlik edasıyla anlatabilirsek eminim bizi daha iyi anlayacaklardır.

    YanıtlaSil
  2. Parklarda forumlar düzenleyerek bu tarz demokratik ortamlar oluşturmak çok güzel. Ama fiili olarak eylemin halen sürdüğü yerler var. Bunlardan biri de Eskişehir. Olayın o kanadıyla ilgili bilgi sahibi olduğum için burayı öne sürdüm. Parkta elde edilen bu notları twitter dan daha çok döndürmek gerektiği kanısındayım. Çünkü en azından Eskişehir'den edindiğim pek çok bilgi şu yönde: "İstanbul'dan artık ses gelmiyor yeterince. Biz burada her yer taksim her yer direniş diye bağırırken, onlar yeterli tepkiyi göstermiyorlar." Demek istediğim bu yapılanları ve forum notlarını daha çok duyurmak gerek ki insanların umudu kırılmasın...

    YanıtlaSil
  3. Biri bana aşağıya kopyaladığım maddenin ne anlama geldiğini açıklayabilir mi?? Bu maddenin eklenme amacı nedir??? Kurulan yeni şey nedir? Amacımız ülkemize sahip çıkmak değil mi yoksa??!!

    *Hala aynı bayrak altında toplanıyoruz.
    Madem yeni bir şeyler kuruyoruz, eşitlik ve
    özgürlükten bahsediyoruz, neden uğruna bir
    sürü kişinin öldüğü bu bayrak hala.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sansürlemiyoruz, alınan notları olduğu gibi iletiyoruz...

      Sil
  4. Evet ama kafaların zaten yeterince karışık olduğu, çeşitli komplo teorilerinin (direnişte yer alan çeşitli gruplara da dahil olmak üzere)insanların güvenlerini sarstığı bu dönemde böyle bir madde, böyle umut verici forumlara katılımı, desteği köreltir.

    Dillere pelesenk olduğu gibi artık konu parktan çok demokrasi, haklar ve sathı müdafadır. O satıh bütün vatandır. Bu vatanın da tek bayrağı aynen o kişinin söylediği gibi uğruna bir sürü can verilen ay-yıldızlı al bayrağımızdır.

    Madem bu forumlar bir halk meclisi ve prvokasyonlara yer yok diyoruz. O zaman sözümüzde duralım ve provokasyonlara izin vermeyelim..

    YanıtlaSil
  5. OTURUP KONUŞSAK

    Desek ki,

    "Bak güzel abim, ablam. Senin Recep Tayyip Erdoğan'a karşı duruşunla Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği anlam dünyasına karşı duruşun birbirine karıştığı an haklı mücadelende bizden alabileceğin desteği yitirdin. Zira, Tayyip Erdoğan'a oy veren insanların çoğu o tencere-tava seslerini duyunca 'yeni bir 28 Şubat mı' sorusunu sordular. Çünkü yaraları çok taze. Çünkü acıları çok derin."

    Desek ki,

    "Başlangıçta, polisin anlamsız ve gereksiz şiddetini protesto etmek için; o şiddete karşı koymak için Gezi Parkı'na giden insanların başımızın üzerinde yeri vardır. O insanlarla oturur, konuşur, çay içer, dertleşiriz. Lakin; bin yıllık sol örgütlere ve ulusalcı-faşizme kaptırdınız işte o meydanı. Onların ne bana, ne de sana tahammülü olmadığını bile bile bir şekilde aynı toplam içinde anılmayı içinize sindirebildiniz. Bir Troçkist ile bir Kemalisti birbirinden ayırt edebilecek güç bırakmadı bu durum bizde..."

    Desek ki,

    "Dış mihraklar meselesine kızgın olduğunuzu biliyoruz. Ancak bu kızgınlık, dış mihrakların o ya da bu oranda alanlarda olmadığı, çeşitli işler çevirmediği anlamına gelmez. CNN International'ın Gezi Parkı'ndan 3 saat aralıksız yayın yapmış olması gerçeğini değiştirmez. Bir arkadaşımın da dediği gibi: CNN mevlüd yayınlasa arkasında bir sebep ararım."

    Desek ki,

    "Elitist, ötekileştirici bir sosyal medya dili geliştirildi bu süreçte. İnsanların sosyal statüleri, kimlikleri, inançları, fizyolojik özellikleri dalga ve aşağılama konusu yapıldı. Bu dilin geliştirilmiş olması 'birbirimizi anlamak' konusuna bir katkı sağlamıyor olduğu gibi, aradaki iletişimsizlik uçurumunu daha da açtı."

    Desek ki,

    "Biz, Gezi Parkı eylemindeki çekirdek birincil kitle ile, bu eyleme eklemlenen ikincil ve üçüncül kütleleri birbirinden ayırma temayülündeyiz. Siz de, bu yönde bir temayül geliştirebilir ve 'yandaş' profili ile 'dindar-Müslüman' profilini birbirinden ayırabilirsiniz. Gelecek için umut verici bir hamle olur."

    Desek ki,

    "Yaklaşan, yaklaştırılmaya çalışılan Alevi-Sünni gerginliğini çok küçük adımlarla bozabilir, bu ülkenin 'birlikte yaşamaya mecbur olan eşit yurttaşları' olduğumuz gerçeğinin altını birlikte çizebiliriz. Kendi adıma ben, bu konuda birlikte çalışmaya hazırım. Benim gibi düşünen pek çok insan bulabileceğimden de eminim."

    Desek ki,

    "AK Parti tabanı zannettiğiniz gibi 'koyun', 'kömürcü-makarnacı', 'gerizekalı' insanlardan oluşmuyor. Şu dili bir kenara bırakalım. AK Parti tabanındaki 'koyun', 'kömürcü-makarnacı' ve 'gerizekalı' ortalaması diğer %50'nin ortalaması ile aynı. Bu tavır, iletişimsizliğimizin temel dinamiklerinden birini oluşturuyor."

    Desek ki,

    "Bizim 'iletişime geçebiliriz' çağrımızı yanlış anlamayınız. Birlikte yaşamaya tahammül etmemiz için gerekli asgari nezaketi elden bırakan taraf genellikle biz değiliz inanın. 20 gündür, sizi anlamaya çalışan, size adaletli muamele etmeye çalışan pek çok insan görüyorum etrafımda çünkü. Lütfen 'ama devletin polisi, şiddet' falan diyerek emri biz veriyormuşuz gibi davranmaktan vazgeçin."

    Desek mi?

    YanıtlaSil