18 Temmuz 2013 Perşembe

Heybeliada Forumu Basın Açıklaması (17 Temmuz)

Türkiye'nin demokratikleşme süreçlerinde aktif deneyim birikimine sahip TMMOB, yasaların ve üyelerinin ona verdiği siyaset yapma hakkını sürdürdüğü için
cezalandırılamaz yetkileri kısıtlanamaz

Geçmişi, Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti olarak, 1908 yılına kadar uzanan; Cumhuriyet'ten sonraki örgütlenmesini, 1926 yılında kurulan Türk Mühendisler Birliği ve Türk Yüksek Mühendisler Birliği adı altında gerçekleştiren, bu örgütü Şubat 1927 tarihinde kurulan Türk Yüksek Mimarlar Birliği'nin izlediği TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), 6235 sayılı Yasayla 1954 yılında kurulmuştur. Temel ilkelerinin birinci maddesinde yer alan bir "mesleki demokratik kitle örgütü" olarak, bugün bünyesinde; Çevre, Bilgisayar, Elektrik, Fizik, Gemi Makinaları İşletme, Gemi, Gıda, Harita Ve Kadastro, İnşaat, Jeofizik, Jeoloji, Kimya, Maden, Makina, Metalurji, Meteoroloji, Orman, Petrol, Ziraat, Tekstil Mühendisleri Odaları ve İç Mimarlar, Peyzaj Mimarları, Şehir Plancıları Odaları bulunmaktadır.

Bu yapı bir yüzyılı devirmiş bir deneyimin birikimi, bir demokrasi geleneğinin inşası demektir. İktidar 9 Temmuz 2013 gece yarısı, torbaya attığı, 3194 sayılı imar kanunun 8. maddesine eklenen yasa ile demokrasiyle arasındaki mesafenin uzaklığını bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Birikimi, deneyimi ve eylemleri ile "yerindeliğini kanıtlamış" bir meslek örgütünü kendi çıkarları ve çıkarlarının sürekliliği için tehdit unsuru olarak görerek, toplumsal hayattaki işlevini ve işlerliğini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Çünkü Odaların geleneği sivil toplumun olmazsa olmaz ilkelerine dayanır. Bu ilkelere göre;

1 Üyelerinin meslekle ilişkilerini düzenlemek ve denetlemek, o meslekten insanları bir arada tutan meslek örgütlerinin tasarrufundadır.
2 İş dünyasının meslekle ilişkisine zemin teşkil edecek hukuki ve ahlaki değerleri, iş yapma adap ve etiğini oluşturmak meslek örgütlerinin kuruluş amaçlarındandır.
3 Meslek örgütleri mesleki haklar mücadelesini verirken aynı zamanda mesleğin kamu yararına uygun gelişmesini sağlamak için çözüm önerileri ve politikalar üretmek yani ülkenin demokratikleşmesi için vardırlar.

Bu üç madde özünde şu anlama gelir: TMMOB üyeleri adına karar almak ve siyasi faaliyette bulunmak zorundadır. Odalar siyaset yapıyor diye eleştirmek ve suçlamak yerine  görevlerini yaptıklarını düşünmek gerekir. Bu yetki ona tüzel kişiliği ve üyeleri tarafından verilmiştir. Dolayısıyla, TMMOB'nin mesleki ve kamusal imkan ve deneyimlerini, kamu yararına, sivil toplum adına Gezi Parkı hareketinde kullanması da onun asli görevleri arasındadır. Merkezi otoritenin, bir kentin kamusal alan kullanımı hakkında kapalı kapılar ardında karar vermesine karşı çıkışla başlayan Gezi hareketi, rejimin toplum üzerinde yarattığı baskının çözülmesiyle devam etmektedir. Bu çözülme tabi ki bir ülkenin tüm demokratik kitle örgütlerinin konusu haline gelecektir.

Çıkartılan ek yasa ile iktidar; TMMOB ve bağlı Odalarının gelirlerini kesip, birbirleri ile bağlarını koparıp, kamu adına bağımsız, bilimsel, teknik, mesleki denetim yapma yetkisini elinden alıp merkezi otoriteye bağlamaya cüret etmekle bir taraftan da kamusal-toplumsal kaynak ve varlıkların talan edilmesinin önünü açmış ve doğrudan demokrasinin özüne müdahale etmiştir. Üyelerini gözaltına alıp toplum karşısında "suçlu" gösterecek kadar...

AKP iktidarının kendisine karşı muhalefet yürüten her kurum ve kuruluşu olduğu gibi, 410.000 üyesi ile gerek meslek hakları gerekse demokrasi mücadelesinde ülkenin en güçlü örgütlerinin başında gelen TMMOB’yi de etkisizleştirerek susturmaya ve teslim almaya çalışmasını asla kabullenmiyoruz. Mücadelesinde TMMOB'nin yanında yer alıyoruz.


HEYBELİADA FORUMU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder