31 Temmuz 2013 Çarşamba

Ayvalık Yunus Emre Parkı Forumu Notları (23 Temmuz)

yastığını koltuğunu matını kapan geliyor...toplaşırken bile konular belli artık suriye tabiat parkı ayrımcılık ütopya...nassınn iimisin şurda burda böölee bir yer

açıldı şunu gördün mü şuraya gittin mi deil...eyy gezi nelere kadirsin...

1-rana kolaç bugünkü forumun yöneticisi oldu...bu akşam özel bir konumuz yok dedi ve forum kurallarını yineledi...

2-dilimize dikkat etmeliyiz sertleşmeden ötekileştirmeden birleşmeye yönelik konuşmalıyız dendi...

3-şükrü arkadaşımız 27 temmuz-5 ağustos arasında yapılacak olan faaliyetle ilgili bilgi verdi...günced 10 yıldan fazla faaliyet gösteren stk...gezi de de masası vardı...
şimdi de bileşenlerle irtibat halinde...gençler kazdağları için buraya gelmek istedi ve böyle bir org yapıldı...27 temmuz-5 ağustos arasında 700 kişi gelicek...
zeytinli de çadır kuracaklar...bölgeden de çanakkale-b.esir baroları ayvalık tabiat parkı flatformu madra dağı platformu kazdağları platformu ve bir takım çevre 
dernekleri de bu toplaşmaya destek veriyorlar...gümced in org uyla da 3 ağustos ta bir kol altınoluk dan bir kol da altınova dan başlayıp zeytinli de birleşilen 
bir de yürüyüş var...ayrıca tarihi henüz belli olmayan da ilgili tarih aralığında bir konser...

4-aysel hn da 27 temmuz da çamcı köyünde yapılacak olan panel ve konser duyurusunu yaptı...

5-murat umar bey den forumların güzel resimleri istendi...

6-gönül yolunda yapılacak peyzaj çalışmalarıyla ilgili belediyenin sitesindeki bir bilgi aktarıldı...geçen hafta bu konuyla ilgili esas ihtiyaç yerine peyzaj
çalışmalarına bu kaynak niçin aktarılır diee belediye tepki çekmişti...siteye göre ilgili çalışmanın için de menfezin de yapımı var projesi tamam imiş...görecez herhal...

7-1900 lerdeki fotoğraflara bakıldığında oranın sığlık olduğu gözüküyor...menfez da olsa iç denizin sorununu bunun çözeceğini sanmıyorum...ancak kanallar yapıldı
kanalizasyon denize akmıyor...

8-en doğrusu orayı bir köprüyle bağlayıp yükseltmek dedi biri de...

9-ayv kipa nın orası da 4 senede neredeyse alt yapısız bir şehire dönüştü...o bölgede plansız bir yapılaşma var...oraya da kafa yormamız lazım...

10-iç deniz o kadar pis ki sakın çocuklarınızı bu denize sokmayın dedi şükrü eroğlu...çamlık paşalimanı oralarda da denize girmeyin...ben girmem vallaa...ayrıca eklemeliyim ki bunun kesin çaresi olmadığı takdirde 2-3 sene içinde ayv merkez deniz kıyısında o resimlere konu olmuş güzelim alanlarda oturmak denize paralel cadde üzerindeki evlerde de yaşamak pek mümkün olamıyacak...

11-aslında bugünkü forumun en önemli gündem maddesini k.köy belediyesinin 12 bilim insanına yazdırıp çizdirdiği kanal ve port projesi oluşturdu...projenin sadece yazdırılıp çizdirilme ve tartışmaya açılma aşamasında olduğunu belirtmek lazım öncelikle...ancak bunun belediyenin talebiyle de yapıldığını eklemek lazım...
henüz adımları atılmış deil...proje sarımsaklı dan murat reis e kanallar açılıp bu tarafta da gönül yolunun hem menfez arttırma hem de köprü yapımıyla iç denizin kurtarılmasına yönelik...buna ek olarak sarımsaklı tarafında bir alaçatı port benzeri bir yapılaşmanın olabileceği de var...ilgili panellere alaçatı port un yapım şirketi yetkilileri de katılmış...ancak bu toplantılara katılan arkadaşların anlatımlarıyla bu kanalların açılması akabinde rüzgarın da etkisiyle kumun nasıl geçeceği ve veya sarımsaklı plajlarının kumunun iç denize akıp akmayacağı konusu muallak...tabiii projenin anlamı bu minvalde gerçekleşip sarımsaklı plajlarının bu kanallar kanalıyla iç denize dolması dolayısıyla plajların yok olması demekse bu bir doğa katliamı olacaktır buna bir itirazı olacak biri yoktur sanırsam...ek olarak kanalkent projesi 150.000 kişinin yaşayacağı bir proje olarak lanse ediliyor olsa da sonuç olarak betonu destekleyen bir projedir...etrafımızda yeterince beton var...bknz alaçatı port projesi...tam bu bölge yani muratreisdeki sulak alan kuşların da çokca olduğu bir alandı...şu anda orası çok ciddi bir moloz biriktirme alanı olmuş... 

12-buradan yola çıkarak osman şengül günümüzde şehirciliğin bir rant kapısı haline geldiğini söyledi...3. köprü ist a açılması planlanan yeni bir kanal bunların tamamı yeni rantlar yaratmak için...bunun için yeni kanunlar yeni yönetmelikler yaratılıyor...meralar dahil bir takım insanlar tarafından kiralanabilecek...k.köy de amaç bu bir rant kapısı yaratmak...uygar insan doğaya ve insana dikkat eden sürdürülebilir bir ekoloji yanında olan ve onun için çalışan insandır...naçizane görüşüm çevre konusunun ağırlıkla üstünde durmaktır...

13-yine kanalkent projesinden yola çıkarak burada bile beton odaklı bir yaklaşım var...ama artık beton artı insanı temel alan yaklaşımlar bitti...kıt kaynakların tc tüketimiyle devam etmesi için bir buçuk dünya lazım...bunu abd tüketimine endekslersek 5 dünya lazım...dolayısıyla bu temelli politikalarla hiçbiryere varılamayacağı artık sadece işleri bu olan ya da gündemi ekoloji olan insanlar haricindeki normal insanlar tarafından da farkedilmeye başlandı ve özellikle geziden sonra gündeme sıkça taşınıyor...amiyane tabirle maymun gözünü açtı...

14-konu yine aynı ne zaman belediyeleri refah ve ak partiye kaptırdık...o gün itibariyle betonlaşmanın ve hunharca rant kapıları açmanın önü açıldı...bugün ise yok artık bu kadarı da olmaz yetmedi mi denilecek noktalardayız...suyumuz madenlerimiz yeşil kalmış üç beş ağacımız meralarımız dağlarımız hepsi rant aracı...burada bir parantez açıp karaburun yarımadasınındaki reslerin bölgeyi ve ahalisini ne hale getirdiğiyle ilgili bugünlerde çıkan yazıları da okumanızı dilerim...bu yazarın notudur...
bu bağlamda ayv ın bir sit alanı olması bölgeyi biraz kurtardı...sistem şöyle işliyor...dielim altınova da tarlalarınız var bir de şaanesinden belediye başkan adayınız...
uğraştınız çalıştınız maddi manevi destek oldunuz başkanı da seçtirdiniz...başkan göreve başladı ilk iş o tarlaları imara açmak verelim 3-5-7 kat demek...yetmedi öbürü yetmedi diğeri...yetmedi 2b...aslında anayasaya göre imara açılan bölgenin gelirlerini ya da kendisini köylüye aktarmak gerekiyor...ama çözümü var bir yönetmelik %90 toki %3 vakıflar bakiye köylüye...bu kanun bugüne kadar anayasa mahkemesinden döndü...ama osman pepe ne diyor orman vasfını yitirmiş arazileri eğer toplumsal yarar varsa toki istediği orman arazisinden çıkaracak...boşuna deil beykoz daki yangınlar...allahtan bu toplum yararına lafı var...böleee hiçbir girişim desteklenmeyecek aksine ciddi mualefet edilecek ki en azından bir yerden tutturulmaya çalışılacak...

15-bu bağlamda karşı durabileceğimiz ufak da olsa bir takım yollar var...bu çed sürecidir...ve bir takım mahkeme süreçleri...bu konuyu konuştuğumuzda kemer için bir hes ihtimali vardı köylüler çed sürecini bile istemediler direndiler ve o bölgedeki hes ihtimali şimdilik yürürlükten kalktı...diren çıralı...kıssadan hisse uyanık olmak zorundayız...bu anlamda çok işimiz var ve ayv tabiat platformunda çalışacak duyarlı insanlara ihtiyacımız var...sizleri bizlere destek vermeye davet ediyorum...

16-bu yüzyılın bu bölümündeki sorunumuz adı kapitalizm olan bir hastamızın olması...buna bir alternatif sunmalıyız...aslında dünyada globalleşmenin sonunun geldiği bugünün konusu deil son 10-15 senedir dünya ekonomi vs hakkında birtakım forcastler yapan aklı evvel abiler zaten bu yaşayacaklarımızı öngörüp alternatifleri hakkında görüş bildirmeye başladılar...burada biz normal insanlar olarak kafalarımızı bu globalleşme herşeyin paraya kara endekslendiği daa çok ev daa çok cip fikirlerinden kurtarıp nasıl bölgesel ve basit hayatlar yaşarıza çalıştırmamız gerekiyor...bu maddenin bir kısmı da yazarın notudur...

17-gezi parkıyla birlikte malum kanun taslağı geri çekildi...ancak ilk boş anımızda hemen tekrar gündeme gelecektir...1.derece sit alanlarına bacalı fabrika bile kurarlar bunlar...o yüzden çok tetik olmalıyız...res ler devam ediyor...ekoloji konuşan hiç kimse res e karşı olamaz çünki rüzgar enerjisi yenilenebilir bir enerji türüdür ve desteklenmesi gerekir...biz yerlerine karşıyız...bknz karaburun daki adını hatırlamadığım bir köyün sanırsam radikal de çıkan res sonucunda ne hale geldikleri yazısı

18-evet çevre de önemli ancak başka sorunlarımız da var suriye çözüm süreci seçimler yaşam alanlarımız vs...biz sustuğumuz zaman hökömet at koşturuyor...o yüzden her şekil ve şartta direnmeye devam etmeliyiz...

19-ilk defa katıldım dedi bir genç arkadaş...bir sürü tutuklama oldu...en iyi arkadaşlarımdan biri ali tombul hastanede...biraz da bunları konuşmalıyız dedi...

20-özgür arkadaşımız bu toplantıların devamlılığından dem vurdu...herşeyi konuşmalıyız...hem de her mecrada...demokratik yaşamımıza bu şekilde devam etmeliyiz...
yaşam alanlarımızdaki tüm olumsuzlukları dile getirmeliyiz konuyla ilgili her kimse onları uyarmalıyız...eğer biz konuşmazsak muhtarından yerel yönetime her birim ben yaptım oldu diebilir...çevre işsizlik ya da ekonomik diğer problemlerden bağımsız deil...çevreyi alt üst eden projelerin toplum tarafından kabul görüp başarılı olması bu projelerin dağıttığı umutla doğru orantılı...küçük istihdam projelerini konuşmalıyız burada...bu mecraları diri tutalım konuşmaya tartışmaya devam edelim...mutlaka işe yarar şeyler çıkacaktır...bir zamanlar bir kent konseyimiz vardı başkan dinliyordu...insanlar konuştukça herkeş ayağını denk oluyordu...en azından burayı diri tutmalıyız...

21-son olarak ses düzeni yer ve forumun günüyle ilgili bir takım görüşmeler yapıldı...şimdilik aynı yerde zamanda devam etmeye karar verildi...ama ses düzeninin mutlaka olması gerektiği de vurgulandı...


bu akşam da 120-150 kişiyi bulduk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder