9 Ekim 2013 Çarşamba

Çayyolu Üç Fidan (ÇÜF) Forumu 2013-08-02




Forum iletişim bilgileri:
Twitter: @cayyolu3fidan
E-mail: cayyolu3fidan@gmail.com
Yer: Çayyolu Üç Fidan Parkı
Tarih ve saat: 02.08.2013 21:00
Kişi sayısı: 30
Anahtar kelimeler: Sigara Bırakma Atölyesi, Polisin Üniversitelere Girmesi, Rojava, Silivri
Duyurular:
·         Bir hekim katılımcımızın önerisiyle ve danışmanlığında, isteyenlerin katılabileceği bir sigara bırakma atölyesi kurulmasına karar verildi. Katılmak isteyenlerin isimleri not edildi.

GÜNDEM:
·         Polisin üniversitelere girmesi ile ilgili düzenleme
·         Rojava
·         Silivri


KONULAR/FİKİRLER:
1.       Polisin üniversitelere girmesi ile ilgili düzenleme

·         Forumlar arası eşgüdüm toplantısında polisin üniversitelere girmesi konusunun konuşulması önerildi.
·         Üniversitelere polisin girmesi, Rojava gibi herkesi ilgilendiren konuların bütün forumlardan herkesin katılabileceği ortak bir forumda konuşulması gerektiği söylendi. Katılımcımız, bu forumlarda ülke siyasetiyle ilgili kararlar alınabileceğini belirtti.
·         Üniversite öğrencisi olduğunu belirten bir katılımcımız, “İnsanlara YÖK’ü neden istemediğimizi anlatmaya çalışıyorduk. Eskiden polisin sadece sosyaliste saldırabileceği düşünülüyordu, şimdi polis şiddetini tatmayan kalmadı. Üniversite öğrencileri polisin üniversitelere sokulmasına sessiz kalmaz.” dedi.
·         Şu anda bütün üniversitelerin kamu sektörü gibi hizmet satın aldığı, özel güvenliklerin de buna dahil olduğu, şimdi bunlara polis ya da bekçi statüsü verilmek istendiği anlatıldı. Siyasal, ODTÜ gibi bazı üniversitelerin buna izin vermediği belirtildi.
·         Bir katılımcımız, “Polis devleti kavramını üniversitelere yerleştirmek istiyorlar. Bu daha fazla cop, daha fazla dayak, daha fazla işkence demektir.” dedi.
·         “Şu anda rektör izni olmadan polis okula giremiyor, bunu değiştirmek istiyorlar.”
·         Başbakan, “Şiddete karşı şiddet” demişti.
·         Bir katılımcımız, “Üniversitelere polisin girmesini rektörler talep ediyorlar. Polis yaşlı, engelli demeden herkese saldırdı. Ali İsmail Korkmaz’ın katili de bir polistir! Katille insanın bir arada bulunması doğru değil. Bunu forumlarda konuşarak çözmeliyiz. Üniversiteler buna ses çıkarmazsa niye direndik biz o zaman?” diye konuştu.
·         Bir başka katılımcımız, “Slogan, pankart yasaklanıyor. Eylül ayı için devler isyan provaları yapıyor. Korku bacayı sarmış. Stadyumlara da engel olamayacaklar. Bunun için kamera sistemleri, biletlerin internet üzerinden satılması gibi fişleme yöntemleri kullanmaya çalışacaklar. “Bakın, polise ihtiyacınız var.” propagandası yapacaklar. Kimlerle kolkola gireceğimizi bilmeliyiz. İnsanlara Gezi olaylarını daha iyi anlatmalıyız.” dedi.
·         “Üniversite gençliği, toplumsal muhalefetin en dinamik kesimidir.” diyen bir katılımcımız da YÖK’ün buna karşı icat edildiğini hatırlattı. Polisin üniversitelere girmesinin gençlerin kalan haklarının da ellerinden alınmasına neden olacağını vurguladı. “Türkiye’de büyük bir gençlik hareketi oldu ama yine de dünyadaki gençlik hareketinin gerisindeyiz. Dünya gençlik forumu düzenlenmesini öneriyorum.” dedi.
·         “Şu anda 12 Eylül’ün bile gerisindeyiz.”
·         Esas sorunun forumların aktif hale getirilmesi olduğunu düşünen bir katılımcımız, “Çocuklar zaten sürekli polisle karşı karşıyalar. Gençlik grupları aralarında konuşuyorlar. Bizler çocuğumuzun okuldan eve dönüp dönmeyeceğini bilemez hale geleceğiz. Ortaklaşa bir şeyler yapmalıyız. Çocuklar velileriyle, komşularıyla, halkla birlikte yürümeliler. Onların canlı kalkanları olmalıyız. Bizim polise verecek bir canımız daha yok!” dedi.
·         Bu olaylardan herhangi birine katılanlara harç, öğrenim kredisi ve yurt tehdidi yapıldığı belirtildi.
·         Yaralılara doktorların değil, polis ve askerlerden oluşan sıhhiye ekiplerinin müdahale edeceği iddia edildi. 
·         Bir katılımcımız, “Bu baskı unsurunu, tabipleri gözaltına alırken de göstermişlerdi. Türkiye, Gezi olaylarından sonra ne gibi baskı unsurlarıyla karşı karşıya kalabileceğini görmüş oldu. İşi, ana kavşaklara telefon kulübeleriyle ihbara kadar getirdiler. Türkiye’de açık faşizm uygulanıyor! İktidar, kendine karşı söz söyleyen herkese balyozunu göstermeye başladı. Can Dündar örneği ortada. Daha ne “Can”lar gidecek! McCharty, Almanya’da Hitler, Türkiye’de Tayyip! Gençler bağımsızlığına düşkün. Ben kendi adıma her zaman onların yanında olacağım.
·         Forum ilanlarının büfelere bırakılması, Çayyolu Postası’nın arasına konulması önerisi geldi.
·         Çayyolu bültenine karşı, forumu onlar düzenliyor gibi gösterilebileceği için tepki geldi.

2.       Rojava

·         Foruma bu gündem için katıldığını belirten bir katılmcımız, Rojava’da yaşananları özetledikten sonra “Katliamı yapan kişilerin üzerinden Türk kimliği çıktığı söyleniyor. Kürt halkına yapılacak katliamın hattı çiziliyor. Başbakan güya İsrail’e ağzının payını vermişti. Şimdi görün, aynı başbakan neler yapıyor. PYD, tarafını belli etti, PYD de tartışılır.” dedi.
·         Bir başka katılımcımız, “Kürtlere yapılan katliama diye vurgulamak yerine insanlara yapılan katliama üzülüyorum demek isterim. PYD de iğrenç çıkar ilişkileri güdüyor. Davutoğluyla da görüştüler. Bunların sorumlusu Nato ve ABD, hükümetimiz de çanak tutuyor. PYD’ye karşı olmayalım desek, bir şey oluyor, başka bir yüzlerini görüyoruz.” dedi.
·         Bir katılımcımız, “PYD taraf olunca tüm dengeleri değiştirebiliyor. Türkiye hükümetiyle çok ciddi bir barış sürecine girildi. Biz bu sürecin barış içinde sürmesini istiyoruz. Kürtler onunla görüşmesinler, bununla görüşmesinler, kiminle görüşsünler? Sol muhalefet olsaydı sorunlarını onlarla çözerlerdi. Toplumsal muhalefet de çok zayıf.” dedi.
·         Bir katılımcımız, “Kürt halkı ve Türk halkı kendi kaderlerini belirleme hakkına sahiplerdir. Bu mücadele haklarımızı gerçekten verecek mi? Barış süreci konusunda AKP’ye güvenmiyorum.” dedi.
·         “Kesinlikle ırkçılıktan nefret ederim.” diyen bir katılımcımız, “Savaşın her türlüsüne karşı olmalıyız. Sınır, harita vs. için insanlar ölmesin. Zulüm hangi ırka-millete yapılırsa yapılsın haksızlıktır. Barzani, orada toprak kuralım da kim ölürse ölsün moduna girdi. Bu insanlar artık kendi çıkarlarından yana” diye konuştu.
·         “Rojava’da insanlık suçu işleniyor, bunun başında da bizim hükümetimiz geliyor”
·         “BDP neden Rojava konusunda hükümete tepki vermiyor? Çıkar ilişkisi olduğu için. Şu anda hükümetle pazarlık halindeler, bunu bozmak istemiyorlar.”
·         Bir katılımcımız, “Politik nedenlerle yıllarca yurtdışında yaşamak zorunda kaldım. 26 yıldır ailemle bayram geçiremedim. Benim eşim Kürttü. Onun yüzünden oraya gittim, her zaman ona destek verdim. Ben Gezi olaylarını destekliyorum. Ama ondan destek göremedim. Hayatın gerçek gidişi farklı. Biz kendi hayatlarımızı verdik, bu ülkede bir şey değişmedi, onlar bizim sloganlarımızı çaldılar.” dedi.
·         “Gezi olaylarında herkes var, İslamcılar da var. PKK ve BDP’nin tabanında artık kesinlikle şeriat var. Halk ortak fikirde birleşip ‘Hükümet istifa’ derken anadilde eğitim ikinci planda kalmalı. Soruyorum: ‘Seçimle gelen seçimle gider’ sözünü Türkiye’de Sırrı sakık’tan başka kim söylemiştir?”

3.       Silivri

·         “Hiçbir şey tabu değildir. Her şey tartışılmalıdır. Ergenekon duruşması için çağrı yapıldı. Ben o çağrıya katılamam. Darbecilerle olamam.”
·         “Çağrıya karşıyım ama orada masum insanlar da var. Onlara destek olmalıyız. Oraya gidip mahkemeyi basmak şeklinde değil ba başka bir şekilde.”
·         “Hukuk herkes için geçerli. Göz göre göre ihlal edilen savunma hakları, tutuklu hakları için destek olunmalı. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demek olmaz.”
·         “Herhangi bir hukuksuzluğun karşısında dururuz ama darbecilerin yanında olmayız.”
·         “Bu ülkede hep savunma hakkı elde edemeyen insanlar oldu. Diyarbakır Cezaevi’nin yanında bulunan iskeletleri gördünüz. Silivri’deki herkes darbeci demiyorum. Ama bu katliamları yapanlar da var. Ben nasıl gidip onları savunayım. Hukuk istiyoruz.”
·         “Nerede haksızlık varsa ona karşı durmalıyız. 90’larda yapılan katliamlar var. Bu hükümet neden onlarla uğraşmıyor? Olmamış bir darbeyle uğraşıyor. Haksızlık ona yapılmış, buna yapılmış önemli değil. Önemli olan kimin yaptığı. Kim yaptı? Faşist hükümet. Bu dönemde yapılan insanlık suçlarını dile getirmeliyiz.
·         “Kime yapıldığının da kimin yaptığının da önemi yok. Önemli olan ne yapıldığı ve yapılanın yanlış olup olmadığı. Hukuk iktidarın oyuncağıdır. Doğruyu yanlışı bulurken kıstasımız vicdanımız olmalı.”
·         “Biz hukuka destek vermeliyiz, askere değil. Bu ülkeyi askerler yönetti. Cumhuriyet mitinglerinde sayının azlığı görülünce AKP askere saldırmaya başladı.”
·         Rojava konusuna daha dikkatli yaklaşmalıyız. Orada demokratik bir toplum kuruluyor. Bu başarılırsa, dalga dalga yayılır, emperyalist devletlerin başına bela olur.

SONRAKİ TOPLANTI:
Tarih ve saat: 06.08.2013
Yer: Çayyolu Üç Fidan Parkı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder