9 Ekim 2013 Çarşamba

20 Ağustos, Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu





20 Ağustos, Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu'nda gündemimiz "17 Ağustos Depremi ve Kentsel Dönüşüm" oldu.

17 Ağustos depremi ile ilgili bilançolar ve müteahhitlere açılan davalardan, günümüz 'kentsel dönüşüm' politikasından bahsedildi.

Evleri yıkılan vatandaşlara yapılan hukuksuzlardan söz edildi.

- "Kentsel dönüşümün tüm dünyada bir iyileştirme politikası olması gerekirken, Türkiye'de de rant sağlama politikası olarak kullanılmaktadır. Emek Sineması, AKM gibi yapıların yıkılması, bunların yıkılma sebeplerinin depreme dayanıksız olarak gösterilmesi tamamen rant uğruna yapılan çalışmalardır."

- "İstanbul, kültür başkenti adı altında aslında bir finans merkezi yapılmaya çalışılmaktadır."

- "Toprak reformu kaldırılarak köylüleri ve çiftçileri şehre göç etmeye mecbur bırakarak, çarpık kentleşmeye sebebiyet verildi."

- "Ne pahasına olsun yıkacağız, yeni 17 Ağustos'lar olmasın diyerek Recep Tayyip Erdoğan rant sağlayacaktır."

Kentsel dönüşüm politikasının Menderes döneminden başlandığı ifade edildi.

- "Kentsel dönüşüm en çok da dayanışmanın güçlü olduğu mahallelerde uygulanıyor."

Dikmen vadisinde uygulanan politikadan ve yıllardır süren direnişten bahsedildi.

Eskişehir Gültepe Mahallesi'nde yaşanan hukuksuzluklardan söz edildi. Ayrıca Eskişehir Karapınar Mahallesi'nde şu an TOKİ'nin yapacağı çalışmaların halka "istiyor musunuz?" diyerek sorulduğundan da bahsedildi.

Türkiye'de 2001 yilinda hazırlanan afet planından ve su an yerlerinde yapılaşmanın olduğu 400'den fazla çadır kent alanının artık olmadığından bahsedildi.

Mühendislik ve mimarlık eğitiminin önemine değinilirken, forumun çalışma gruplarından olan "Kültür ve Ekoloji Mücadeleleri" çalışma grubuna çağrı yapıldı.

- "Hukuki yollar kapatılarak "yargıyı deneyin, sandığı deneyin" denilerek, halkın hukuki yollarla mücadele yolu tıkanmış durumdadır. Bu da gösteriyor ki AKP yıkımları planlanmıştır. Tek yol fiili meşru mücadeledir."

- 17 Ağustos Depremi'nde Yunanistan'dan gelen yardımların ve kan bağışlarının kabul edilmediği belirtildi.

Olimpiyat adı altında yapılacak katliamdan ve daha önce olimpiyatlara ev sahipliği yapan kentlerin durumlarından bahsedildi.

- "Haliçport ve Galataport projeleri gerçekleşirse, İstanbul'daki kıyı şeridi görünemez olacak."

- Eskişehir Kılıçoğlu Sineması'nın, Emek Sineması kaderi yaşamaması için "Kültür ve Ekoloji" grubunun planladığı eylemlilikten bahsedildi ve çağrı yapıldı.

Gündem sonrası Adalet Yürüyüşü ve Adalet Nöbeti eylemlilikleri tartışılırken, Adalet Nöbetleri'ni Ali İsmail Korkmaz'ın davasını takip etmeye evriltebiliriz önerisi geldi.

Bir sonraki forumda kadın sorunlarının tartışılması önerildi. Ve avukat arkadaşlarımızın forumun başlangıcında gözaltı, yakalama evreleri hakkında bilgilendirme konuşması yapacağı söylendi.

 25 Ağustos 2013 04:13 tarihinde Eskişehir Forum < eskisehirdirenisforumu@gmail.com> yazdı:

 18 Ağustos, Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu

 18 Ağustos Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu'nda gündemimiz "Gezi ve Siyasi  Tutsaklar" oldu.

 - Gezi tutsakları da aslında birer siyasi tutsaklardır. Birbirinden ayrı  tutulmasına gerek yoktur.

 - Elif Kaya'nın da tutulduğu Şakran Kadın Cezaevi'nde mazgal altı odalar  var.Diğer tutuklulara sert müdaheleler yapılıyor.

 - Gözaltı sürecinde çıplak arama uzun zamandır terkedilen yöntemdi. Fakat  Mücella Yapıcı'ya gözaltı sürecinde uygulandı.

 - Şakran Kadın Cezaevi'nde tutuklulara yapılan uygulamalar insanlık  dışıdır. Gündeme alınması gerekir.

 - Cezavlerinde AKP karşıtı oldukları için tutsak olan tüm kişiler için  ayrım yapmadan bir platform oluşturulsun.

 - "Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu"nu okuyun. Haklarınızı bilin.

 - Kanser hastası Kemal Avcı, hala tutsak. Cezaevlerindeki hasta tutsak  ölümleri hala devam ediyor.

 - Tutuklu öğrencilerinin bir fonu var ama gezi tutuklularının imkanı  yok.Onlar için bir kampanya,bir fon oluşturabiliriz. En azından bir  başlangıç olarak gezi tutuklarına mektup yazabiliriz. Ve bunları bir  eylemle beraber gönderebiliriz.

 - Halk AKP'yi pek çok yerden öldürdü. Şimdi elinde kalan tek şey olan  hukuksuzluk içinde hukuktan bahsediyor.

 - Örgütlü olalım ya da olmayalım şunu bilmeliyiz. Bunlar artık hepimizin  başına gelebilir.

 Ali İsmail Forumu'na İstanbul'dan gelen bir arkadaş, İTÜ'deki gibi  üniversitelerde de forum ayağının oluşturulması gerektiğini belirtti.

 - İstanbul ve direnen diğer iller gezi tutsakları için kitlesel bir eylem  yapmalıdır. Taksim Dayanışması da bunun için bir çagrı yapmalıdır.

 İstanbul Abbasağa Forumu moderatörlerinden bir arkadaşımız da konuğumuz  oldu. Başbakanın "Çocuklarınızı vatana hibe edin" diye yaptığı açıklamayı  çok talihsiz bir açıklama olarak nitelendirdi. Ayrıca artık pek çok forumda  seçimlerin konuşulmaya başlandığını belirtti.

 - Ailelerin İstanbul'da basın açıklaması yapmaları AKP'yi en çok korkutan  şeydi.

 Adalet nöbetimizin içeriğini 'gezi direnişçilerini değil Ali İsmail'in  katillerini tutuklayın' metni ile genişletme önerisi onaylandı.

 Salı günkü forumumuzda avukat arkadaşlarımızın arama ve gözaltı süreci ile  ilgili yaklaşık bir saatlik bilgilendirme yapacakları açıklandı. Salı günkü  forum için "17 Ağustos Depremi ve Kentsel Dönüşüm" gündemi önerildi ve  onaylandı.

 Forumdan bir arkadaşımız KCK tutukları hakkında bilgilendirme konuşması  yaptı.



  22 Temmuz 2013 19:06 tarihinde Parklar Bizim <parklarbizim@gmail.com>yazdı:

 Çok teşekkürler, blog'a eklendi.

  Katkılarınızın devamı dileğiyle ve dayanışmayla,

 Parklarbizim!

  22 Temmuz 2013 17:47 tarihinde Eskişehir Forum <  eskisehirdirenisforumu@gmail.com> yazdı:

 Merhaba,

 Eskişehir Ali İsmail Korkmaz Parkı forumu, 21 Temmuz

  Bir önceki forumda alınan kararla hükümetin yapı taşlarından hukuk-yargı  konusu tartışıldı.

 Yargıda görülen bir çok adaletsizlik örneği verildi. Bunlarda taciz,  tecavüz konuları ağırlıktaydı. Siyasi tutukluluk ve yargılamalardan da  bahsedildi .

 82 anayasasının hala yürürlükte oluyor oluşu ve darbecilerin kendi  yaptıkları yasalarla yargılandıkları,  bu anayasa yürürlükte olduğu  sürece bu tür adaletsiz durumlarla karşılaşılacağı dile getirildi. Anayasa  okuduğunda içerisinde çokça "ama" geçtiği bu sebeple amayasa olarak da  adlandırıldığı belirtildi.

 Anayasa tartışmalarının yapılmalı ve halk uygulamalardan haberdar  olmalıdır denildi.

 Bu adalet sisteminden bir şey beklenemez diye düşünerek de geri çekilmek  doğru olmaz denildi.

 Aslında bir eşitlikten bahsedebileceğimiz söylendi. Yani bir kadınla  diğer bir kadının, bir işçinin diğer bir işçiyle eşitliği olduğu dile  getirildi.

 Hukuk eşittir adalet demek midir, yapılanlar kağıt üzerinde hukukidir  denildi.

 Sorun yapılanların hukuki olması değil meşru olup olmadığıdır,  hareketler meşruluk üzerinden tanımlanmalıdır denildi. Hukuk egemenler,  ezenler için vardır, kimler tarafından yapıldığına bakmak gerektir.

 Dünyada 35 bin küsür siyasi tutuklu vardı, Türkiye'de ise 13bin küsür.  Bu rakam toplamın 3'te birine denk gelmekte ve dünyada birinci sırada  olduğumuzu göstermektedir.

 Marx'ın hukuk kavramından bahsedildi. Hukuk mücadelesi aynı zamanda  iktidar mücadelesidir denildi.

 Halktan yana bir hukukun olması için halk iktidarının olması gerektiği  söylendi.

 Temsili demokrasi yoluyla yürüyen bir sistemde demokrasinin sorunlu  olacağı dile getirildi.

 Yasallıkla hukuk karıştırılmamalıdır, hukuk yasalar üstüdür. Bir eylem  yasal olabilir ama hukuki olmayabilir.

 Hukuk evrenseldir savı da sorgulanmalıdır.

 Hukuki ve yasal ayrımı doğru değildir. Asıl karşılaştırma adalet ve  hukuk olarak yapılmalıdır.

 Türkiye'deki hukuk eğitiminin yetersiz olduğundan, Almanya ve  Amerika'dan örnek verilerek avukat, savcı olmanın koşullarının zorluğundan  Türkiye'de ise çok kolay olduğundan bahsedildi.

 Adaletin bilinçli bir şekilde ayaklar altına alındığı belirtildi.

 Yasama, yürütme ve yargı organları iyi korunmalıdır, beğenelim yada  beğenmeyelim bir yargı vardır, hakimler vardır. Amacımız yargıyı bağımsız  hale getirmek olmalıdır. Yasama süreciyle ilgili de mücadele edilmelidir.  Yasama ve yasamadan sonraki süreci takip etmek önemlidir.

 Herkes için adalet, herkes için eşitlik istemeliyiz.

 Tepki göstermek, mücadele etmek sadece eylemlerle yapılmamalıdır. Sanat  grubuyla yaptığımız "Ali'yi anlatıyoruz"  çalışması çok dikkat çekmiş  ve olumlu tepkiler almıştır. Bu fikri diğer konular üzerinde de ve gündeme  uygun bir biçimde güncelleyerek tekrar yapabiliriz.

 Ali'nin katillerinin bulunması bizim tek amacımız değildir, amacımız tüm  adaletsizliklerin ortadan kalkmasıdır.

 Hükümetler geçmişi yargılamak istemezler, çünkü bilirlerki geçmişi  yargılarlarsa kendileri de yargılanacaktır. Bu sistem değişmedikçe adaletin  sürekliliği sağlanamaz.

 Haksızlıklar karşısında elde edilen kazanımlar değerlidir ancak bunlar  korunamazsa uğraşlar boşuna olur.

 Yargılanması gereken suçtur, suçlular değil.
Şu an darbeciler  yargılanıyor, darbe değil.

 Bir partiye girip meclise girilmesi önemlidir ifadesinin ardından,  siyaset artık her yerdedir, sokakta evimizde ve bulunduğumuz yerlerde,  siyaset sadece mecliste değildir olarak karşılık verildi. AKP bile bugün  sokakta siyaset yapmaktadır (mitingleri ile).

 *Salı günkü forumda (23 Temmuz)  2006 yılında Diyarbakır'da yaşananları  anlatan bir belgesel gösterilecektir. Bu belgesel üzerinden günümüze  gelerek polis şiddeti tartışılacaktır.*



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder