20 Ağustos, Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu'nda gündemimiz "17 Ağustos Depremi ve Kentsel Dönüşüm" oldu.
17 Ağustos depremi ile ilgili bilançolar ve müteahhitlere açılan davalardan, günümüz 'kentsel dönüşüm' politikasından bahsedildi.
Evleri yıkılan vatandaşlara yapılan hukuksuzlardan söz edildi.
- "Kentsel dönüşümün tüm dünyada bir iyileştirme politikası olması gerekirken, Türkiye'de de rant sağlama politikası olarak kullanılmaktadır. Emek Sineması, AKM gibi yapıların yıkılması, bunların yıkılma sebeplerinin depreme dayanıksız olarak gösterilmesi tamamen rant uğruna yapılan çalışmalardır."
- "İstanbul, kültür başkenti adı altında aslında bir finans merkezi yapılmaya çalışılmaktadır."
- "Toprak reformu kaldırılarak köylüleri ve çiftçileri şehre göç etmeye mecbur bırakarak, çarpık kentleşmeye sebebiyet verildi."
- "Ne pahasına olsun yıkacağız, yeni 17 Ağustos'lar olmasın diyerek Recep Tayyip Erdoğan rant sağlayacaktır."
Kentsel dönüşüm politikasının Menderes döneminden başlandığı ifade edildi.
- "Kentsel dönüşüm en çok da dayanışmanın güçlü olduğu mahallelerde uygulanıyor."
Dikmen vadisinde uygulanan politikadan ve yıllardır süren direnişten bahsedildi.
Eskişehir Gültepe Mahallesi'nde yaşanan hukuksuzluklardan söz edildi. Ayrıca Eskişehir Karapınar Mahallesi'nde şu an TOKİ'nin yapacağı çalışmaların halka "istiyor musunuz?" diyerek sorulduğundan da bahsedildi.
Türkiye'de 2001 yilinda hazırlanan afet planından ve su an yerlerinde yapılaşmanın olduğu 400'den fazla çadır kent alanının artık olmadığından bahsedildi.
Mühendislik ve mimarlık eğitiminin önemine değinilirken, forumun çalışma gruplarından olan "Kültür ve Ekoloji Mücadeleleri" çalışma grubuna çağrı yapıldı.
- "Hukuki yollar kapatılarak "yargıyı deneyin, sandığı deneyin" denilerek, halkın hukuki yollarla mücadele yolu tıkanmış durumdadır. Bu da gösteriyor ki AKP yıkımları planlanmıştır. Tek yol fiili meşru mücadeledir."
- 17 Ağustos Depremi'nde Yunanistan'dan gelen yardımların ve kan bağışlarının kabul edilmediği belirtildi.
Olimpiyat adı altında yapılacak katliamdan ve daha önce olimpiyatlara ev sahipliği yapan kentlerin durumlarından bahsedildi.
- "Haliçport ve Galataport projeleri gerçekleşirse, İstanbul'daki kıyı şeridi görünemez olacak."
- Eskişehir Kılıçoğlu Sineması'nın, Emek Sineması kaderi yaşamaması için "Kültür ve Ekoloji" grubunun planladığı eylemlilikten bahsedildi ve çağrı yapıldı.
Gündem sonrası Adalet Yürüyüşü ve Adalet Nöbeti eylemlilikleri tartışılırken, Adalet Nöbetleri'ni Ali İsmail Korkmaz'ın davasını takip etmeye evriltebiliriz önerisi geldi.
Bir sonraki forumda kadın sorunlarının tartışılması önerildi. Ve avukat arkadaşlarımızın forumun başlangıcında gözaltı, yakalama evreleri hakkında bilgilendirme konuşması yapacağı söylendi.
25 Ağustos 2013 04:13 tarihinde Eskişehir Forum < eskisehirdirenisforumu@gmail.com> yazdı:
18 Ağustos, Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu
18 Ağustos Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu'nda gündemimiz "Gezi ve Siyasi Tutsaklar" oldu.
- Gezi tutsakları da aslında birer siyasi tutsaklardır. Birbirinden ayrı tutulmasına gerek yoktur.
- Elif Kaya'nın da tutulduğu Şakran Kadın Cezaevi'nde mazgal altı odalar var.Diğer tutuklulara sert müdaheleler yapılıyor.
- Gözaltı sürecinde çıplak arama uzun zamandır terkedilen yöntemdi. Fakat Mücella Yapıcı'ya gözaltı sürecinde uygulandı.
- Şakran Kadın Cezaevi'nde tutuklulara yapılan uygulamalar insanlık dışıdır. Gündeme alınması gerekir.
- Cezavlerinde AKP karşıtı oldukları için tutsak olan tüm kişiler için ayrım yapmadan bir platform oluşturulsun.
- "Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu"nu okuyun. Haklarınızı bilin.
- Kanser hastası Kemal Avcı, hala tutsak. Cezaevlerindeki hasta tutsak ölümleri hala devam ediyor.
- Tutuklu öğrencilerinin bir fonu var ama gezi tutuklularının imkanı yok.Onlar için bir kampanya,bir fon oluşturabiliriz. En azından bir başlangıç olarak gezi tutuklarına mektup yazabiliriz. Ve bunları bir eylemle beraber gönderebiliriz.
- Halk AKP'yi pek çok yerden öldürdü. Şimdi elinde kalan tek şey olan hukuksuzluk içinde hukuktan bahsediyor.
- Örgütlü olalım ya da olmayalım şunu bilmeliyiz. Bunlar artık hepimizin başına gelebilir.
Ali İsmail Forumu'na İstanbul'dan gelen bir arkadaş, İTÜ'deki gibi üniversitelerde de forum ayağının oluşturulması gerektiğini belirtti.
- İstanbul ve direnen diğer iller gezi tutsakları için kitlesel bir eylem yapmalıdır. Taksim Dayanışması da bunun için bir çagrı yapmalıdır.
İstanbul Abbasağa Forumu moderatörlerinden bir arkadaşımız da konuğumuz oldu. Başbakanın "Çocuklarınızı vatana hibe edin" diye yaptığı açıklamayı çok talihsiz bir açıklama olarak nitelendirdi. Ayrıca artık pek çok forumda seçimlerin konuşulmaya başlandığını belirtti.
- Ailelerin İstanbul'da basın açıklaması yapmaları AKP'yi en çok korkutan şeydi.
Adalet nöbetimizin içeriğini 'gezi direnişçilerini değil Ali İsmail'in katillerini tutuklayın' metni ile genişletme önerisi onaylandı.
Salı günkü forumumuzda avukat arkadaşlarımızın arama ve gözaltı süreci ile ilgili yaklaşık bir saatlik bilgilendirme yapacakları açıklandı. Salı günkü forum için "17 Ağustos Depremi ve Kentsel Dönüşüm" gündemi önerildi ve onaylandı.
Forumdan bir arkadaşımız KCK tutukları hakkında bilgilendirme konuşması yaptı.
22 Temmuz 2013 19:06 tarihinde Parklar Bizim <parklarbizim@gmail.com>yazdı:
Çok teşekkürler, blog'a eklendi.
Katkılarınızın devamı dileğiyle ve dayanışmayla,
Parklarbizim!
22 Temmuz 2013 17:47 tarihinde Eskişehir Forum < eskisehirdirenisforumu@gmail.com> yazdı:
Merhaba,
Eskişehir Ali İsmail Korkmaz Parkı forumu, 21 Temmuz
Bir önceki forumda alınan kararla hükümetin yapı taşlarından hukuk-yargı konusu tartışıldı.
Yargıda görülen bir çok adaletsizlik örneği verildi. Bunlarda taciz, tecavüz konuları ağırlıktaydı. Siyasi tutukluluk ve yargılamalardan da bahsedildi .
82 anayasasının hala yürürlükte oluyor oluşu ve darbecilerin kendi yaptıkları yasalarla yargılandıkları, bu anayasa yürürlükte olduğu sürece bu tür adaletsiz durumlarla karşılaşılacağı dile getirildi. Anayasa okuduğunda içerisinde çokça "ama" geçtiği bu sebeple amayasa olarak da adlandırıldığı belirtildi.
Anayasa tartışmalarının yapılmalı ve halk uygulamalardan haberdar olmalıdır denildi.
Bu adalet sisteminden bir şey beklenemez diye düşünerek de geri çekilmek doğru olmaz denildi.
Aslında bir eşitlikten bahsedebileceğimiz söylendi. Yani bir kadınla diğer bir kadının, bir işçinin diğer bir işçiyle eşitliği olduğu dile getirildi.
Hukuk eşittir adalet demek midir, yapılanlar kağıt üzerinde hukukidir denildi.
Sorun yapılanların hukuki olması değil meşru olup olmadığıdır, hareketler meşruluk üzerinden tanımlanmalıdır denildi. Hukuk egemenler, ezenler için vardır, kimler tarafından yapıldığına bakmak gerektir.
Dünyada 35 bin küsür siyasi tutuklu vardı, Türkiye'de ise 13bin küsür. Bu rakam toplamın 3'te birine denk gelmekte ve dünyada birinci sırada olduğumuzu göstermektedir.
Marx'ın hukuk kavramından bahsedildi. Hukuk mücadelesi aynı zamanda iktidar mücadelesidir denildi.
Halktan yana bir hukukun olması için halk iktidarının olması gerektiği söylendi.
Temsili demokrasi yoluyla yürüyen bir sistemde demokrasinin sorunlu olacağı dile getirildi.
Yasallıkla hukuk karıştırılmamalıdır, hukuk yasalar üstüdür. Bir eylem yasal olabilir ama hukuki olmayabilir.
Hukuk evrenseldir savı da sorgulanmalıdır.
Hukuki ve yasal ayrımı doğru değildir. Asıl karşılaştırma adalet ve hukuk olarak yapılmalıdır.
Türkiye'deki hukuk eğitiminin yetersiz olduğundan, Almanya ve Amerika'dan örnek verilerek avukat, savcı olmanın koşullarının zorluğundan Türkiye'de ise çok kolay olduğundan bahsedildi.
Adaletin bilinçli bir şekilde ayaklar altına alındığı belirtildi.
Yasama, yürütme ve yargı organları iyi korunmalıdır, beğenelim yada beğenmeyelim bir yargı vardır, hakimler vardır. Amacımız yargıyı bağımsız hale getirmek olmalıdır. Yasama süreciyle ilgili de mücadele edilmelidir. Yasama ve yasamadan sonraki süreci takip etmek önemlidir.
Herkes için adalet, herkes için eşitlik istemeliyiz.
Tepki göstermek, mücadele etmek sadece eylemlerle yapılmamalıdır. Sanat grubuyla yaptığımız "Ali'yi anlatıyoruz" çalışması çok dikkat çekmiş ve olumlu tepkiler almıştır. Bu fikri diğer konular üzerinde de ve gündeme uygun bir biçimde güncelleyerek tekrar yapabiliriz.
Ali'nin katillerinin bulunması bizim tek amacımız değildir, amacımız tüm adaletsizliklerin ortadan kalkmasıdır.
Hükümetler geçmişi yargılamak istemezler, çünkü bilirlerki geçmişi yargılarlarsa kendileri de yargılanacaktır. Bu sistem değişmedikçe adaletin sürekliliği sağlanamaz.
Haksızlıklar karşısında elde edilen kazanımlar değerlidir ancak bunlar korunamazsa uğraşlar boşuna olur.
Yargılanması gereken suçtur, suçlular değil. Şu an darbeciler yargılanıyor, darbe değil.
Bir partiye girip meclise girilmesi önemlidir ifadesinin ardından, siyaset artık her yerdedir, sokakta evimizde ve bulunduğumuz yerlerde, siyaset sadece mecliste değildir olarak karşılık verildi. AKP bile bugün sokakta siyaset yapmaktadır (mitingleri ile).
*Salı günkü forumda (23 Temmuz) 2006 yılında Diyarbakır'da yaşananları anlatan bir belgesel gösterilecektir. Bu belgesel üzerinden günümüze gelerek polis şiddeti tartışılacaktır.*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder